Bacağımdaki yoğun ağrı ile Gözlerimi açtım, odam hala karanlıktı bu demek oluyor ki daha sabah olmamış.
Tam dizimin hizasında olan şort sayesinde rahatça görebileceğimi düşündüğüm bacaklarıma baktım.
Sağ bacağım fazlasıyla şişmiş ve morarmıştı, aynı zamanda da hareket ettiremiyordum.
Dirseklerimden destek alarak bacağımı hareket ettirmeden yatak başlığına sırtımı dayadım.
Sağ tarafımda duran komodinin üzerinden telefonumu alıp saate baktım.
Saatin henüz fazlaca geć olduğunu gördüm ve derin bir of çektim.
Belimi biraz büküp bacağıma yaklaştım, o kadar acıyordu ki, beni ağlatacak seviyeye gelmişti.
Yavaşça elimi bacağıma uzatıp kontrol etmek istemiştim ama 2 saniyelik bir temas fazlaca canımı yakmaya yetmişti.
"AH!"
Diye acıklı yüksek bir inleme sesi çıktı ağzımdan, kırılmış olabilir miydi?
Dayanamayıp ağlamaya başladım ve anneme seslendim.
"Anne!"
Biraz sonra odama doğru gelen adım seslerinin duydum, annem kapıyı açıp odama girdi.
Işığı açıp benimle göz teması kurduktan sonra konuştu.
"Ne oldu Jisung? Niye ağlıyorsun bu saatte?"
"Anne.. Bacağım gerçekten çok acıyor.."
Annesi ilk defa endişelenmiş gibi bir ifade takınmıştı suratına.
Yavaşça çocuğunun yanına yaklaşarak şişmiş bacağına baktı.
"Çok mu acıyor? İstersen hastaneye gidebiliriz?"
Annemin beni sevdiğine yemin edebilirdim ama kanitlayamazdim.
Babamın aksine bana daha yumuşak davranıyordu.
"Gitsek iyi olur"
Dedim bir yandan burnumu çekerek.
"Ama ben seninle gelirsem baban kızabilir.."
"Ben seninle gelmek yerine arkadaşımın çocuğunu seninle göndereyim ha? Hem seninle aynı yaşta, tanışmış olursunuz"
"Sadece hastaneye gidelim yeter, kiminle olduğu pek te önemli deĝil"
~
Annemle salonda oturmuş annemin çağırdığı çocuğun gelmesini bekliyorduk.
Kapı çaldı ve annem kapıyı açmaya gitti.
Fakat kapıda gördüğüm surat beni fazlasıyla şaşırttı.
Annemin bahsettiği arkadaşının çocuğu Chan mıydı?
Uykulu ve yorgun olmasını beklerken aksine daha dinç ve enerjik gözüküyordu.
Annem yanıma geldi ve bana destek vererek kapıya kadar gelmemi sağladı.
Chan gelen kırık bacaklı çocuğun ben olduğunu görünce o da şaşırdı.
"Jisung?"
"Chan?"
"Ah demek birbirizi tanıyorsunuz"
"Aslında pek uzun süre olmadı ama.."
Bu ne ya? Ben burda topallayarak yürürken bunlar sohbet ediyor!
"Artık hastaneye gidebilir miyiz?"
Diye sordum sert ayarladığım ses tonum ile.
🧕
Sonunda hastanedeydik, aslında burdan nefret ederim.
Kokusundan, doktorlardan, iğnelerden.
Özellikle de bir kenarda umutla bekleyen, yada kendi göz yaşları arasında boğulan insanları görmekten..
Chan'ın bana destek vermesi ile doktorun yanına ulaştık.
Sedyede oturup onu beklememi söylediğinde zor da olsa oturup beklemeye başladım.
Bir süre sonra doktor geldi, eline eldivenleri takıp şişmiş bacağıma baktı.
"Nasıl oldu bu?"
Peki ya şimdi ne diyecektim? "Annem bana tokat attı ve bacağımın üstüne düştüm" Hah! Ne kadar da mantıklı bir açıklama!
"Üzerine düştüm"
Dedim soğuk bir ses ile.
"Kırılmış, alçıya almamız gerek"
"Acır mı?"
Masumca sorunum üzerine Chan gülümsemişti.
Doktor da aynı şekilde gülümseyerek bana döndü.
"Evet, biraz acıyabilir. Fakat bunu ònlemek için yapabileceğim bir şey var"
Doktor odadan çıktı.
Az sonra odaya döndüğünde gördüğüm şey gözlerimin ardına kadar açılmasına sebep oldu.
Siktir o iğne miydi...
Miyiba
Okuldan gelir gelmez bölümü yazdım🙃
Yapabildiğim kadar yazmaya çalıştım.
Sizce neden Chan?
Bunun mantıklı bir açıklaması var;)
Beğendiyseniz oy vermeyi unutmayın <33♡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Neden?
FanfictionAilesi yüzünden neredeyse tüm hayatını çalışmaya adayan kalpsiz Jisung bir gün yeni gelen çocuğa zamanlar aşık olur. Ama bilmediği şey o çocuğun aşktan çok uzak olduğu ve tek amacının acı çektirmek olduğuydu.. ⚠️Agnst⚠️