"Bana bak min joon eğer benim hakkımda insanlara sallamaya devam edersen o yalan savurduğun ağzını yırtarım"
Sınıfta derin bir sessizlik olmuştu.
Çünkü şu malı gebertmeme ramak kaldı
Herkes sessizce bana bakıyordu ve birkaç kişi huzursuz bakışlarıyla yerlerine oturmuştu bile.
Hiçbiriniz umrumda değilsiniz göt verenler.
Sinirlerimi bozuyor
''Hayırdır jaeyun... ne bu konuşma tarzı? Ne zannediyorsun sen kendini?"
Sertçe yutkunduğumda arkamı dönmüş ve gözlerimi bayan kim'e dikmiştim.
"Laf icabı öyle dedim kimsenin ağzını yırttığım yok"
''Ben yanlış mı duydum öyleyse... gençler şu konuşma tarzlarınızı bir düzeltin... ergen ergen konuşmayın ne biçim bir laftı o öyle... benimle gel jaeyun, herkes yerine otursun! Saygısızlar!!"
Ben kapıdan çıkıp dışarıya geçtiğimde yiyeceğim azarın devasalığını hesaplıyordum.
Bu kadında çene var en az yarım saat.
"Yine ne yaptın jaeyun?" Arkamı dönüp sesin sahibine bakmış ve kafamı sinirle aşağı eğmiştim.
"Bir şey yapmadım... bayan kim işte" jong seo'nun sorusuna sinirle cevap versem de şu an sınıfın dışında olmayı umursamıyordum.
Bana ne sanki ne yaptım amına koyayım
Arkadaşla 'efendi efendi' anlaşmaya çalışıyorum kadın beni sınıftan çıkartıyor.
En fazla ne olabilir ki diye geçirmiştim içimden hızlıca ve kafamı kaldırıp sırıtmıştım.
''Bir şey yok az sonra sınıfa döneceğim''
''Tamam iyi dersler!" Bana el sallayıp hemen yan tarafta olan sınıfına girmiş ve kapıyı her zamanki gibi sertçe kapamıştı.
Evet gelelim bana! Şimdi içimden hangi şarkıyı söyleyeceğimi seçmeliyim...
Tabikide favorilerimden olan christmas evel.
Şarkı tam bir azarlanma süresi gibi. Şarkı bittiğinde kadın beni sınıfa yolluyor.
Bayan kim sınıfın kapısını sertçe kapatmış ve çattığı kaşlarıyla bana dönmüştü.
En fazla ne olabilir ki?
●●●
EN FAZLA NE OLABİLİRDİ Kİ TANRI AŞKINA!!
"Arkadaşınla neden öyle konuştuğuna bir anlam veremedim jake, ama bana neden öyle dediğini anlatmadığın için velinle görüşeceğim"
"Hocam-"
"Üzerindeki hırka senin mi?" Demişti bana birkaç beden büyük olan hırkaya bakarken
"Benim"
Aslında hoon'a aitti ama şu an o hırkayı ondan aldığımı öğrenirse daha çok olay açacak.
Bir saat öğretmenler odasında azarlandığım yetmiyormuş gibi sınıf öğretmenim de yarım saat boyunca nasihat vermiş, o da yetmemiş gibi tam iki buçuk saatin üzerine sınıfa dönerken rehberlik hocası kolumdan yakalamıştı.
VE NEREDEYSE İKİ SAAT DAHA OLACAK BU KADININ ANLATTIĞIM ŞEYE İNANMASI İÇİN UĞRAŞIYORUM!!
"Jake yalan demiyorsun değil mi?"
"... arkadaşım verdi yanımda hırkam olmadığı için ve geri alacaktı... yani eğer üç teneffüse de çıksaydım azarlanmak yerine"
"Jake hırkayı onun sana kendi isteğiyle verdiğine emin misin? Herkesi zorlayarak işlerini hallettiğini biliyorum ve bundan bu kadar kolay kurtaramazsın bu sefer, hırka kimin?"
Derin bir çekip sinirden dolan gözlerime hakim olmaya çalıştım.
Sakinsin jaeyun, sakinsin ve o kadına küfür etmeyeceksin salar zaten az sonra.
"Kimseyi zorlayarak iş yapmadım ben-"
"Yaz tatilindeyken zorbalık yaptığını biliyorum jake, velinle görüşeceğim ve sana rehberlik saatleri ayarlayacağım"
"Hocam ama-"
"Sınıfına dönebilirsin jake"
"Adım jake değil" diye diye sitem etmiştim ama lanet olsun ki bunu dışımdan söylemiştim.
"Adın jaeyun mu? Jake değil mi?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Are you falling in love?/ Jakehoon
Short Storyiki ayrı düşünceye sahip beden ve tek kişinin görüş açısı "Ne yani jaeyun sen busana mı taşınıyorsun" Hissettiğim kırık kalbimin sızısı yalan söylediğim içindi "Evet hoon gideceğim seulden..."
