"Kadın bir çığlık atar,
'Ben yaşamayı seviyorum.
Ölmeyi değil!'
Ama Dünya duymaz."#kadınaveçocuğadokunma!
~Duncan Laurence- Arcade
•••
Bir ses duyuyordum.
Birileri ağlıyor...
Birileri çığlık atıyor...
Birileri acı çekiyor...Ama benim duyduğum en acı ses bir annenin acı dolu feryadıydı. Gözlerimi açamayacak kadar yorgun hissediyordum. Gri dumandan hiçbir yeri net göremiyordum. Anladığım kadarıyla uçak düşmüştü. Tam olarak nereye düşmüştük? Yada şuan ölümü düşünmemi lazım?
Neredeyiz?
Neredeyim?!Elimle gözlerimi yakan tozu silip etrafa bakmaya çalıştım. Ön koltuk uçağın düşmesi sonucu arka tarafa yapışmış ve bende sıkışmıştım. Sesler kesilmişti artık. Ya da ben öyle zannediyordum. Kulağım çınlamaya başladığında hızlıca iki elimle de kulağımı kapattım. Korkuyordum çok korkuyordum. Ölmek istemiyordum ben yaşamak istiyordum. İçimden dualar ederken bir ses duydum. Bir ses...
hayatımı değiştirecek o sesi..."Korkma, elimi tut."
Göz kapaklarımı aralayıp, ellerimi kulaklarımdan çektim. Dumandan net bir şekilde görmeyen gözlerim bir çift zümrüt gözle karşılaştı. Ellerini bana uzatmış tutmamı bekliyordu. Ölüm meleğim ellerimi ona uzatmamı bekliyordu. Korkmayacaktım.
Titreyen buz gibi ellerimi onun ateş gibi yanan sıcak elinin arasına bıraktım. Bunu yaparken hiç düşünmedim. Bir çift zümrüt göze inandım. Korkmayacaktım. Elini tutacaktım. Öylede yaptım. Ellerinden destek alıp sıkıştığım yerden kurtuldum. Uçak paramparça olmuştu. İğrenç bir koku vardı. Ayakta zarzor duruyordum. Her an bayılabilirdim. Kokunun kaynağını görünce kan beynime sıçradı. Gördüğüm manzara karşısında öylece kalakaldım.
Lanet olsun!
Ölmüşlerdi!
Ölmüşlerdi!
Kalbimde binlerce acı vardı.
İçim titriyordu.
İçim acıyordu.
Burası cehenneme dönmüştü. Heryerde insan vardı. Hareketsiz yatan insanlar...
Ölmüşlerdi...
Burası ölüm kokuyordu. Ceset kokuyordu."O-onlar öldümü?"
Ne diyeceğimi bilmiyordum. Yanımdaki adamın elini sıkıca tutmuş öylece yerde yatan insanlara bakıyordum. Bazılarının kafasından kan akıyordu. Uçak düştüğü için kanat kısmında alevler vardı. Daha kötüsü bu alevler bi kaç kişiyi yakmıştı. Bu iğrenç koku ordan geliyordu. Yanan kadını görünce hızlıca üstümdeki kazağı çıkarıp alevleri söndürmek için kazağı ateşin üstüne vurmaya başladım. Hiç bir insan böyle ölmeyi haketmiyordu. Hıçkırarak ağlamaya başladım ateşi söndürdüm. Ama kadın çoktan ölmüştü. Kazağı kadının üstüne örtüp ayağa kalktım.Zümrüt gözlerini bana kenetleyen adama baktım. Gözlerindeki hüznü görebiliyordum. O an aklıma gelenlerle gözlerimi kocaman açıp karşımdaki adama doğru bir adım attım.
"S-sen bana biletimi veren o adamdın?"
Tek kaşını havaya kaldırıp beni baştan aşağı inceledi. Bakışlarından dolayı biraz utanmıştım. "Evet,şimdi gittmemiz gerekiyor." Uçağın kapısına doğru yürüdüğünde bende onu takip ettim. Sonunda uçaktan çıktığımızda karşılaştığım manzara karşısında dilimi yutmak üzereydim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÖLÜM ÇUKURU: Başlangıç
FantasyBir Uçak Kazası... Yolları bambaşka bir şekilde kesişen 8 arkadaş, 8 yabancı insanın bir kaza sonucu başlarına gelen korkunç olaylar... "DAHA DİKKATLİ BAKINCA GÖRDÜKLERİMİZLE KASKATI KESİLDİK. DUVARDA AYNEN ŞÖYLE YAZIYORDU 'BU BİR ÖLÜM ÇUKURUDUR' VE...