Sarı renkli dosya elinden düşmüştü. İkisininde göz bebekleri kocaman olmuştu. Birbirlerinin nefeslerini hissedebiliyorlardı. Luna, utanç içinde olduğu için hafif kızarmaya başlamıştı. Her ne kadar heyecanlı hissetsede dışına vurmamaya çalışıyordu. Luna, gözlerini başka yerlere çekti.
Jack, Luna'ya o kadar dalmıştı ki gözlerini ondan ayıramıyordu. Ne olup bittiği umrunda değil gibi gözüküyordu. Fakat Luna'nın üzerinde bu şekilde durmadı hoş değildi. Kendisini toparladı ve ayağa kalmak için hareket etti. Elini Luna'nın kafasının altından yavaşça geri çekti. Ayağa kalktı ve hemen Luna'ya elini uzatıp onu da kaldırdı. Gözlerini Luna'da gezdirirken konuştu.
"İyimisin?"
"Ben iyiyim, sen iyimisin? Elin acıyor mu?"
Jack, elinin acısını unutmuştu bile. Bu yüzden kısa süreliğine neyden bahsettiğini anlamadı.
"Hiçbir şey hissetmedim bile"
Luna, onaylar şekilde kafasını sallarken hafif gülümsedi. Islak saçlarıyla çok seksi duruyordu.
"Teşekkür ederim"
"Sorun değil"
İkisi de ne yapacağını unutmuştu. Ortalıkta öylece kaldılar. Etrafa bakındılar. Albert'in odaya girmesi ile bu sessizlik son buldu. Yüz ifadesi ciddiydi.
"Efendim, onları bulduk"
Bu lafın üzerine Jack, ciddileşti ve kapıya doğru adımlar attı. Luna, şaşkın bir şekilde bakıyordu. Acaba kimleri bulmuşlardı? Jack, odadan çıkarken Luna'ya baktı. İyi olup olmadığını kontrol etti ve tekrar önüne dönüp odadan çıktı.
"Luna'nın eşyalarını aldır" diye Albert'e emir verdi.
Albert, hemen arkasındaki adama işaret etti. Adam, hızlıca içeri girdi ve banyoda duran Luna'nın kıyafetlerini aldı. Adamın, kirli kıyafetlere dokunması Luna'yı biraz utandırmıştı. Hepsi odadan çıktı ve kapıyı kapattılar.
Jack, asansöre bindiğinde Albert de hemen yanında duruyordu. Jack, sert sesiyle konuştu.
"Kim onlar?"
"Chris Harrison, Rick Kane ve Alex Miller" gerçek isimleri ile söyledi Albert.
Bunlar, bombayı kuran yani Jack'e ihanet eden adamlardı. Jack, acayip sinirlenmişti.
"Dışarıdakiler kim?" Jack, ihanet eden adamların kimlerle iş birliği yaptığını merak etmişti.
"Onları daha bulamadık efendim"
"Buluruz şimdi"
İkiside adamların olduğu yani -2. kata gelmişlerdi. Asansörden çıktılar ve koridorda yürüdüler. Jack, ilk önce Rick Kane isimli adamının olduğu odaya girmişti. Bu adamlar mafya ordusuna ihanet ederek hayatlarındaki en büyük hataları yapmışlardı. Albert, odanın kapısını Jack için açtı ve konuştu.
"Başka bir isteğiniz var mı efendim?"
"Çıkabilirsin" dedi Jack.
Albert, kapıyı kapattıktan sonra tekrar asansöre bindi ve işlerini halletmek için yukarı çıktı.
Bu sırada Rick'i dövdükten sonra sandalyeye bağlamışlardı. Her zamanki gibi Jack için güzel bir tekli koltuk vardı. Jack, oturdu ve sert bir şekilde ona baktı.
"Söyleyecek misin, söyleteyim mi?" Kimlerle iş birliği yaptıklarını soruyordu Jack.
Rick, ses çıkarmadı. İşkence çekeceğini biliyordu. Bu yüzden vücudu korkudan titriyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Owopsa Bölgesi (Mafya +18)
حركة (أكشن)"Yaşadığın yer çok savunmasız" hafif alaycı şekilde gülümsedi Luna. Jack sırıttı. "Şuan sende öylesin küçük hanım..."
