Junkook Yoongi'ye baktı "ben gelmek istemiyorum yaa"
Yoongi Jungkook'kun kolunu tutup "sanki seçme hakkın varda, boş boş konuşup durma, gelin dedi mecbur girdeceğiz "
"Ama ben korkuyorum,o çok sinirli deli deli bakıyor ben bu genç yaşımda ölmek istemiyorum "
"Alfaların yüz karası korkuyormuş" Yoongi kollarını göğsünde bağlamış kınayan gözlerle arkadaşına bakıyordu
"Şimdi içeri girmezsen Jimin'i arar senin ne kadar korkak bir alfa olguğunu anlatırım"
"Tamam tamam ben girmem demedim ki, hem korkuyorum derken senin için korkuyorum seni korumak için dedim"
"Hadi kes zevzekliğide çal şu kapıyı artık, sıkıldım"
Junkook derin bir nefes aldı kapıya işaret parmağının tersiyle dokundu ses geldimi kendiside emin değildi ama olsun Yoongi çal demişti ve oda yapmıştı gerisi onu ilgilendirmez di tabi doğal olarak içeriden hiçbir ses gelmedi jungkook arkasını dönüp" bak gel demedi hadi gidelim müsait değil herhalde" dedi
Yoongi başını iki yana sallayıp "çekil şurdan sanki kapıyı çaldında gel demsini bekliyorsun 'diyerek junkook'ku yana itti kapıyı tıklattı içeriden gelll diye bir kükreme duyuldu yalan değil Yoongi bile biraz ürpermişti
Junkook sesi çok sinirli geliyor " geç değil kaçalım hadi" dedi ama Yoongi çoktan kapıyı açıp ilk adımını içeri atmıştı tabi junkook'ta mecburen arkasından ilerlemişti
Yoongi odaya şöyle bir baktı dikkatini ilk olarak yerdeki cam kırkları çekti fazla üstünde durmadı Jin'in ailesi ile her ne yaşandıysa o günden sonra Namjoon kendinde değildi çok ama çok sinirliydi kimseyle konuşmuyor, birşey anlatmıyordu
Yoongi "bizi çağırmışsın" dedi Namjoon duydumu emin değildi aslında o kadarda sessiz konuşmamıştı ama Namjoon hiç tepki vermiyordu masanın üstüne koyduğu eline bakıyordu Yoongi acaba yaralımı diye düşündü kan yoktu ama belki de bir yere çarpmıştır diye düşündü başka neden çağırsın ki iş ile ilgili konuları mesaj atıyordu zaten
Yoongi bir adım öne attı "eline ne oldu yaralı falan mısın? bir bakayım" dediğinde Namjoon hızla elini çekti "nerde kaldınız siz" dedi
Yoongi "mesajını alır almaz hemen geldik ne oldu"
Namjoon derin bir nefes aldı "Taehyung nerde "diye sordu
Yoongi şaşkındı junkook'ka baktı ne olduğunu anlamamıştı, junkook ta başını iki yana salladı oda hiçbir şey anlamıyordu "yurt dışında defilesi var"
Namjoon junkook'ka baktı " peki ya Jimin"
"Oda orda beraber gittiler "
"Arayın hemen dönsünler" Yoongi şaşkındı sadece neden diyebildi
"O adamı öldüreceğim "
Yoongi hala birşey anlamıyordu" kimi öldüreceksin ne oldu kimden bahsediyorsun Taehyung'tan mı?"
"Hayır bana ne Taehyung'tan Kim Seo denen o piçi öldüreceğim "
Yoongi hala anlamıyordu boş boş Namjoon'a bakarken jungkook araya girdi" Jin'in babası "
Yoongi junkook'ka ters ters bakıp" o kadarını bende anladım ama neden öldürecek, yemek kötümü geçti istersen ben gidip konuşayım, beni iyi tanır hem bendeki resimlerini de veririm ona"
Namjoon" hayır kötü geçmedi ama iyide değildi düğün hazırlıklarına başladık "
Junkook "ne diyerek atıldı sen kim Namjoon evleniyor mu yılın olayı inanamıyorum "sonra sustu "peki sen neden bu kadar sinirlisin zaten bunu istemiyormuydun"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LILIUM
FanfictionÇevresinde korkulan pek te sevilmeyen baskın alfa taş kalpli Kim Namjoon'un kalbi sadece sosyetenin ünlü güzeli, mükemmeliğin vücut bulmuş hali olan Kim Seokjin için atıyordu.