Jin oturduğu koltukta hafifçe yan dönüp dışarıyı izlerken bahçedeki ağaçların yavaş yavaş belirginleşmesini boş gözlerle izliyordu karanlık yerini yavaş yavaş aydınlığa bırakmaya başladığında ancak o zaman o koltukta tüm gece oturduğunu anlayabildi eve geldikten sonra kendini salondaki koltuğa atmış ve bir daha hiç yerinden kıpırdamamıştı.Jin tüm gün ve gece düşündü neden yapmıştı delta neden birden herkese saldırmıştı makyöze neden saldırdığını anlıyordu onunla dalga geçmişti delta olarak gururu incinmiş olabilirdi bir yerde mantıklıydı ama ya Yoongi onun günahı neydi üstelik durumu makyözden çok daha kötüydü acaba şu an durumu nasıldı Jin bir an panikle ayağa kalktı acaba yaşıyormu öldürmüş bile olablir işte o zaman Jin o vahşi adamı elleriye parçalardı onun ruh eşini öldürmüşse cezasını çekmeliydi.
Jin hızla hazırlanıp evden çıktı artık bu işe bir son vermeliydi hemen hastaneye gidecek Yoongi'nin çiçeklerine bakacak zaten onun şüphesi yoktu o kesinlikle onun ruh eşiydi sonra kendi çiçeklerini gösterip herşeyi anlatacak ve bu işi bu gün bitirecekti belkide onuda alır başka bir ülkeye çok uzaklara giderlerdi babası nüfuzlu bir adamdı kolaylıkla bu işi hallederdi böylelikle o kaba adamıda birdaha görmezler di.
Jin kucağında sıkı sıkı sarıldığı bir buket çiçek ile hastanenin kapısına geldiğinde kalbi heyecandan duracakmış gibi hissediyordu acaba geri dönüp gitse miydi buraya gelmek belkide kötü bir fikirdi ama ne yapsın Yoongi'yi çok merak ediyordu o şehir eşkıyası resmen uçarak üstüne atlamıştı zavallı Yoongi'nin kaçmaya fırsatı bile olmamıştı sahi neden öyle davranmıştı ki sonuçta onun adamı değil miydi neden onu öldürmeye çalışsınki aklı mantığı almıyordu ama içinden bir ses senin yüzünden oldu diyordu iyide onun ne suçu vardı çok huzursuzdu
Taehyung ve jiminde ortalıklarda yoklardı sahi onlar nerdeydi Jin mutsuzca başını öne eğdi bu aralar hep beni yalnız bırakıyorlar diye düşündü artık arkadaşlarına gönül koyacaktı.
Hastaneye girdiğinde danışmaya ilerledi Yoongi'nin bu hastaeye getirildiğini Hoseok'tan öğrenmişti "merhaba ben Min Yoongi'yi görmek için gelmiştim" dedi yüzüne en tatlı gülümsemesini yerleştirmeyi de ihmal etmemişti
Danışmadaki suratsız omaga önündeki bilgisayardan birşeylere baktı, baktı Jin onun o ekranda oyun oynadığına adı kadar emindi ama neyse sonra en sonunda suratsız omega Jin'e dönerek " üzgünüm Bay Min İçin ziyaretçi yasağı koyulmuş göremezsiniz" dedi
Jin" neden durumu çok mu kötü yoğun bakımda mı sadece basit bir darp vakası yasak neden" diye hafif sitemli bir sesle sordu
"Ben onu bilemem başka yardımcı olabileceğim birşey varmıydı"
Jin hayır diyerek arkasını dönmüştü ki çiçekleri fark etti tekrar kıza dönüp çiçekleri uzatarak bunları Bay Min'e iletebilirmisiniz dedi birde geçmiş olsun notu yazıp çiçeğin kenarına sıkıştırmayıda ihmal etmemişti
Omega kız tabiki diyerek çiçeği aldı Jin iyi günler diyerek gülümsediğinde omega kızda "sağlaıklı günler dileriz efendim"dedi.
Jin eve gelip kapıyı açtığında salondan gelen seslerle bir an olduğu yerde donup kaldı evine kim girmişti,acaba hırsızmıydı çantasına elini attı tanrım hayır hiçbir zaman yanından ayırmadığı biber gazını almayı unutmuştu yapacak bşr şey yoktu çantasınının kulbunu sıkıca tuttu hızla içeri girecek ve o hırsız her kimse gününü gösterecekti koşarak salona girdiğinde birisi "durrrr sakin ol biziz" diye bağırdı
Jin çantayı koltuğa fırlatıp" sizin burda ne işiniz var" diyerek en sonunda kendinide koltuğa atmıştı.
Jimin "anahtarı sen veriyorsun benim evim sizinde eviniz istediğiniz zaman gelin diyorsun gelince de her seferinde fırça atıyorsun sen ne kadar kaba bir omega oldun böyle" diye çıkıştı
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LILIUM
FanfictionÇevresinde korkulan pek te sevilmeyen baskın alfa taş kalpli Kim Namjoon'un kalbi sadece sosyetenin ünlü güzeli, mükemmeliğin vücut bulmuş hali olan Kim Seokjin için atıyordu.