Ne olur çekme ellerini karanlığımdan,
Bir sen kaldın dünyada güzel bildiğim.İyi okumalar.
Hayriye'den
Yavuz yavaşca gözlerini açmaya başlayınca içimdeki korku ve sabırsızlığı durdurmaya çalışıyordum.Yavuz gözlerini açınca dünyam siyah beyazdan rengarenk bir yere dönüşmüştü sanki,o an gözlerimin Yavuza aşkla baktığını hissettim.Yavuzun ellerini daha da sıkı tuttum bana bakarken,o bana bakıyordu ben ona.Sanki gözleriyle konuşuyordu benimle hasretinle öldüm Hayriye'm diyordu yani en azından ben öyle hissediyordum. "Hayriye nasıl geldin buraya neden geldin? Sen benimle mi konuşuyordun" O an sevindim. Çünkü bebeğimizin olacağını duymamıştı,onu daha fazla meraklandırmamak için konuşmaya başladım. "Sercandan öğrendim haberi hemen geldim çok korktum Yavuz sana bir şey olacak diye...Korktum." derin bir nefes aldım ve devam ettim. "Seninle konuşuyordum evet,belki uyanırsın cevap verirsin diye..." O an gözlerimdeki aşkı görmüş olacak ki halsiz olan eliyle elimi olduğunca sıkı tuttu.Gülümsedim. Yavuz bana bir şey söyleyecekken hemşire odaya girdi. "Hastamız uyanmış,ben doktor beye haber vereyim." diyip çıktı. benimde çıkma zamanım gelmişti Yavuzu yanaklarından sanki bir daha hiç göremeyecekmişim gibi öptüm içimden gelen heyecanlı bir sesle konuşmaya başladım. "Ben gidiyorum şimdi... dışarıda olacağım, merak etme... Yanımda Sercan var." dedim ve yoğun bakım odasından çıktım. Tabii o sırada Sercan bizi izliyormuş ben fark etmedim. Sercan yanıma geldi. Mutlu ve umutlu bir sesle konuşmaya başladı. "Yavuz... Biladerim uyandı. Şükürler olsun Allahım bugünleri de gördük." Sercan ellerini açarak dua ederken Yavuz ve Sercanın adamı olduğunu düşündüğüm bir adam Sercanın yanına geldi. Adam hızla bir nefes aldı ve konuşmaya başladı "Abi, Yavuz patronu kimin şişlediğini öğrendik.Şişleyen kişi..." O sırada Sercanın telefonu çaldı Sercanın yüz ifadesi nefret kusan bir ifadeye büründü.
Sercan'dan
Arayan Seyfiydi baş parmağımla telefonu açtım ve kulağıma koydum hızla bir nefes aldım ve konuşmaya başladım "Ne var lan it Seyfi. Doğruyu söyle bana sen yaptin değil mi. Sen yaptın!" Telefonun diğer ucundan bir sırıtma sesi geldi. "Ah Sercan vah Sercan. sarı Sercan, ben yapsam ne yapıcaksın bana söylesene? Vurucak mısın, işkence mi çektireceksin? Polise mi şikayet edeceksin, ha?" Karşı taraftan zevk ile gülen Seyfiyi duydukça kinim daha da ateşleniyordu elimi yumruk yaptım ve konuşmaya başladım "Başkası yapsaydı daha önce vurulduğu yerden sokmazdı şişi. Bu işi Yavuzu iyi tanıyan biri yapmış. Benim aklıma da senden başkası gelmiyor Seyfi!" tükürüklerim etrafa saçılırken,nefes aldım. "Bunu senin yaptığını biliyorum." dedim. Seyfi konuşmaya başladı. "Ben yapsam vurulduğu yerden sokar mıydım şişi, iyi düşün Sercan ben yapsam babasından girerim işe, babasını öldürdüğüm gibi kız kardeşini, erkek kardeşini ve annesini öldürürdüm. Beni tanıyor olman lazım. Yoksa b12'in mi var senin?" Duyduklarım karşısında şoka girdim elimi yumruk yapıp, yaslandığım duvara vurdum. Duvar kan, ben ise harap olmuştum... Nasıl olabilirdi bu? Babasını mı öldürmüştü Yavuzun? Yavuzun babasını bir trafik kazası sonucu kaybetmiştik oysa. Yoksa o kaza değil de cinayet miydi, Yavuz kimseye kız kardeşinden ve erkek kardeşinden bahsetmemişti Seyfi bunları nerden biliyordu. İçime çektiğim nefesı dışarı vermeden konuştum. "Bekle lan ecelin benim elimden olucak hangi deliğe girdiysen çıkarsın.Yoksa ben çıkartmasını bilirim!" Telefonu kapadım. Kanayan elimden dökülen kanlar yengemi endişeye sokmuştu.Bir elimle telefonda Yavuzun erkek kardeşi olan Oğuzun numarasını ararken diğer taraftan yengemle konuşmaya çalışıyordum "Yenge sakin ol bir şey yok acımıyor bile." Yanımdaki adamımdan hayriyeyi sandalyeye oturtmasını ve ona bir su getirmesi gerektiğini söyledim. O sırada Oğuzun numarasını bulmuştum. Arama butonuna tıkladım ve telefonu kulağıma koydum. Telefon bir müddet sonra açıldı. Derin bir nefes aldım ve konuşmaya başladım. "Oğuz bak koçum en yakın İstanbul uçağına üç bilet al Sevim anneyi ve Sedefi de al ve bizim villaya getir gelirken dikkatli olun tamam mı soru sorma her şeyi gelince anlatıcam." dedikten sonra Oğuz konuşmaya çalıştı. "Sercan abi niy-" Sinirliydim,öfkeli bir sesle cevap verdim "Soru sorma Oğuz dediğimi yap!" hızlıca telefonu yüzüne kapattım. O an elimin acısını daha da fazla hissetmeye başladım. Yer resmen kan göleti olmuştu ve ben bunu hiç fark etmemiştim elimden damlayan kanlarla yengemin yanına oturdum. "Yavuzun annesi, kız kardeşi ve erkek kardeşi ilk uçakla İstanbula geliyorlar." Yengem şaşırmış gözlerle bana baktı cevap verdim "Güvenlikleri için..." Yengem başını salladı ve ayağa kalktı. Yoğun bakımı gösteren camın oraya gitti ve Yavuza baktı... Yengemin yanına gittim ona Yavuzun meselesini araştırmaya gideceğimi en güvenilir adamlarımı yengemin yanında kalması için ayarladığımı söyledim zaten fazla geç kalmayacaktım hemen gidip artık kim yaptıysa, onu bulup depoda az dayak atıp gelecektim. Üstelik bunu yapan kişi benim numaramı nerden bulmuştu? mesajda beni tanıdığını söylüyordu. O kişi kimse bedelini çok ağır bir şekilde ödeyecekti...
Oğuz'dan
Annem ve Sedefi aldıktan sonra beni soru yağmuruna tutmaya başladılar onlara benim de tam bir şey bilmediğimi Sercan abim ne diyorsa onu yaptığımı söyledim o sırada havaalanına gelmiştik. Arabadan indim, hızlıca bagajdaki bavulları indirmek için yol aldım bavulları indirdikten sonra arkamızdan gelen adamlarımızdan birine arabayı verdim bavulları aldım. Annem ve kız kardeşimle birlikte girişe doğru gittim bizim uçağımızın kalkacağı yere oturduk. Büyük ekranda yazan İZMİR-İSTANBUL yazısını takip etmeye başladım.Kapılar açılmıştı hızla annemi ve sedefi kapıların açıldığını gitmemiz gerektiğini söyledim biletlerimizi kontrol ettikten sonra koltuklarımıza oturduk.
Sercan'dan
Hızlıca depoya girdim deponun kitaplığının içindeki kolu kendime doğru çekip gizli bölmeye giriş yaptım. Aşağıdan adamlarımın sesleri geliyordu."Patron gelince anlatırsın derdini sus artık!" Aşağıya indiğimde gördüğüm manzara karşısında şok oldum. Bir kaç saniye olduğum yerde kalakaldım, Bu Yavuzun ve benim eski bir dostumdu... Yanına gittiğimde kenarda duran şişlerden birini aldım.Bizi paraya sattığından beridir konuşmuyorduk onu görünce gülümsedim ve alaycı bir ses tonuyla konuşmaya başladım."Ooo yavşak Hakan gelmiş sen mi şişledin lan kardeşimi" elimdeki şişi çevirirken ondan cevap bekledim."Evet lan ben yaptım hemde hiç istemediğim kadar zevkle beni böyle adamlarla getirtmene gerek yoktu.Yavuz itine sorsaydın söylerdi!" elimdeki şişi sinirle yere attıktan sonra ceketimi hızla çıkartıp yere doğru savurup attım, koyu lacivert gömleğimin kollarını sıvarken bir yandan da Hakana ne yapacağımı düşünüyordum. kollarımı sıvadıktan sonra hızlıca bağlandığı sandalyeye doğru adım attım. Yakasını tutup "Bize eskiden param yok diye ortalıkta gezen pezevenk şimdi bize it der olmuş" Hakanın yakasını bırakıp arkama dönüp gizli kapıya doğru yürümeye başladım. O an gülme krizine girdim,Hakana dönüp bağırdım "SEN NE SANIYORSUN LAN KENDINI!" Sert bir yumruk attım. "Bunun ağzını bağlayın yemek su vermeyin. eski günleri hatırlasın biraz" koşar adımlarla gizli kapıyı açtım ve merdivenleri çıkıp arabaya bindim direksiyonu tutan ellerimden birinin kan olduğunu fark ettim. Sinirimden elimin acısını bile anlamamıştım.Hızlıca hastaneye gittim.
Yazardan
Bayraktar ailesi Sabiha Gökçen Havaalanına iniş yapmıştı. Oğuz, Sedef ve annesi Sevimi bir kafeye elinde bavullarla götürüyordu. Ailesini kafeye oturttuktan sonra dışarıya telefon konuşması yapmak için çıktı. Son arananlardan Sercanı buldu ve hızlıca arama butonuna bastı "Alo Sercan Abi biz geldik Sabiha Gökçen havaalanındayız bizi almaya bir araba gönderecek misin? Yoksa ben bir taksi mi çağırayım" Sercan geldiklerini öğrendiğinde mutlu oldu o an ama aynı zamanda onlara bir şey olmasından korkuyordu."Tamam ben almaya geliyorum gelince size her şeyi anlatıcam." Sercan Yengesine Yavuzun ailesinin geleceğini onunla gelmek isteyip istemediğini sordu.Hayriye "Yok Sercan sen git gel ben burada Yavuzla durucam" Sercan başını sallayıp gitti. Havaalanına geldiğinde Oğuzun Sedefi çağırmasını onlara bazı şeylerden bahsedeceğini söyledi.
Oğuza ve Sedefe Yavuzun durumunu açıklarken,yanlarına Sevim hanım geldi "OĞLUMA NE OLDU?" gözleri dolu dolu sorarken kimseden cevap alamıyordu...
Merhaba! Nasılsınız umarım iyisinizdir final haberini duyuğumdan beri iyi değilim ben.Neyse bölümü beğendiyseniz alttaki yıldıza tıklayabilirsiniz.Beğenmediğiniz bir yer varsa şu şöyle olsun dediğiniz birşey varsa çekinmeden yazın.Bölüm sizce nasıldı? Sizce Sercan Sevim'e her şeyi anlatacak mı? Bayraktar ailesi Hayriyeyi gördüğünde ne yapacak?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ DÜŞÜNME/YAVHAY
FanfictionBirbirini çok seven Yavuz ve Hayriye balayı için kıbrısa gideceklerdi ancak olaylar öyle gelişmedi Hayriye'nin hapise girmesiyle,Yavuzun ise alıkonulmasıyla birbirinden bir haber olan çiftimiz bu zorluklara baş edebilecekler midir? işte başlıyoruz...