İçimde sana kavuşma
ümidi kuvvetlendikçe,
kâinatı güllük gülistanlık
görüyorum.İyi okumalar.
Not: Bu bölüm arkadaşım ve benim birleşimimle yazılmıştır.
Yavuz'dan
Gece bir tıkırtı sesine uyandım.Bir kaç saniye etrafı dinledim,tıkırtı sesi bir daha gelince rüya görmediğimden emin oldum.Etrafı kontrol etmek için sessizce kalktım.Etrafıma baktığımda hiçbir şey yoktu,bende tuvalete bakmaya karar verdim.Sessiz adımlarla tuvalete girdim.Girdiğimde hiçbir gariplik yoktu ta ki
birinin varlığını hisedene kadar.Arkamı döndüm ama geç kalmıştım.Karnımda bir acı hisettim ağzımdan acı dolu bir "Ah" döküldü.Beni şişleyenin o olduğunu anladım.Güçlükle bir yumruk attım.Geriye doğru savrulduğunu zor gördüm, bir yumruk daha atacaktım ki dünyam karardı.Sercan'dan
Yola çıktığımda umduğum tek şey Yavuzun iyi olmasıydı.Eğer Yavuz kardeşime bir şey olsaydı kendimi asla afetmezdim.Benim yüzümden yeğenim babasız kalırsa o sabiye ne diyecektim? Bunları düşünürken cezaevine geldim ben geldiğimde çoktan ambulans gelmişti. Sakin olmaya çalıştım, polis arkadaşımı gördüm. Ona ne olduğunu sordum Yavuzun şişlendiğini öğrendim.Koştum,sedyeyle çıkan kardeşimi gördüm.Baygındı "Dayan kardeşim dayan, çocuğun için Hayriyen için dayan" dedim. Gözümden süzülen bir damla yaşla arabama doğru gittim ve hızla ambulansın peşine takıldım.Hastaneye varmıştık.Titrememe engel olmaya çalışarak arabadan indim.Koşar adımlarla hastaneye girdimve gözlerim telaşla Yavuz'u aradı.Neyse ki onu başında bir hemşire beklerken buldum ve adeta hemşirenin yanına ışınlandım.Hemşire bana dönerek Yavuz'un yakını olup olmadığımı sordu bende çabucak başımı olumlu anlamda salladım "Evet" dedim, "Kardeşiyim" hemşire tam bir şey söyleyecekken olayı toparlamaya çalıştım "Şey...biyolojik olarak değil,kan kardeşiyim."
Hemşire başını salladı ve hemen yandaki odayı gösterdi "Hastamız çok kan kaybetmiş,şurdaki arkadaşımız size yardımcı olabilir ve hızlıca odaya girdim.Odadaki hemşire başını kaldırarak bana sorgular şekilde baktı.Tuttuğumu bile bilmediğim bir nefes verdim ve "Pardon" diye mırıldandım "Kardeşim- yani Yavuz için olduğu kadar benim için de hayati bir durum" Hemşire anlayışla başını salladı ve yanındaki koltuğu işaret etti "Tahmin ediyorum ki kan vermek için burdasınız şöyle buyrun." Derin bir nefes alıp koltuğa otururken aklımda olan tek şey Yavuzun durumuydu,yine.Umarım iyi olursun kardeşim iyi olmak zorundasın.Benim akıl sağlığım için.Ondan da önemlisi Hayriye ve çocuğun için.Yazardan
Yavuz ameliyathaneye alınmıştı. bir sağa,bir sola giderek düşünen Sercanın aklı sorularla doluydu. Hayriyeye söyleyecek miydi,söylemeyecek miydi? Çok kararsızdı,kafasında adeta düşünce hortumu vardı.Sercan sanki kendisini bir boşlukta gibi hisediyordu.Ama içindeki ses Hayriyeye söylemesi için ona haykırıyordu.Sercan telefonunu cebinden çıkardı ve Hayriyeyi aradı. "Yenge sakin ol sana bir şey söylicem" dedi Sercan. Güçlükle nefes aldı ve konuşmaya başladı "Yavuzu şişlemişler hastanedeyiz ama endişelenecek bir şey yok." dedi.
Hayriye'den
Yıkıldım.Kalbime hançer saplanmıştı sanki.Oysa sabah ona bir bebeğimizin olucağını söyleyecektim Yavuza.Telefonun elimden kayıp düştüğünü hisettim, derin bir nefes alıp kendime gelmeye çalıştım eğilip telefonu tekrar elime aldım ve "Sercan?" diye mırıldandım."Hangi hastanedesiniz?" dedim. Sercan cevap verdi"Bizim villanın biraz uzağındaki Aksoy hastanesindeyiz" bir an durakladıktan sonra Sercan, "Çabuk olsan iyi edersin yenge,Yavuz'un sana ihtiyacı var." Bu,Sercan'ın Yavuz'dan adıyla bahsettiğini duyduğum ilk seferdi.Kalbimde bir ağırlık hissettim.Boğazımdaki yumruyu zorlukla yuttum ve "Tamam" dedim "5 dakikaya ordayım." apar topar evden çıktım ve gördüğüm ilk taksiye bindim. "Aksoy Hastanesine sür kardeşim.Olabildiğince çabuk." Sonsuz bir zaman gibi gelen 5 dakikadan sonra taksiciye parasını verip hızlıca arabadan indim.Koşar adımlarla hastaneye girdim.Danışmaya Yavuzun hangi katta olduğunu sordum.Hızlıca 3.katın asansörüne bastım.Sabırsız bir şekilde asansöre bindim Sercanı aceleci gözlerle etrafımda aradım.Görüş alanıma girdiğinde hızlıca yanına gittim "Yavuz iyi mi? İyi olduğunu söyle lütfen" dedim. Dolu gözlerle yalvarırcasına Sercana baktım. Sercan özür dilercesine iki yana başını salladı "Şey... iyi olduğu söylenemez, ama merak etme, durumu stabil." Sonra tekrardan bana baktı ve ekledi"ama sen sakin kalmaya bak...bilirsin yeğenim için zararlı." Gözümden süzülen bir damla yaşla cevap verdim. "Sen içini ferah tut yeğenin şu an sadece babasını istiyor" Sercan elini omzuma koydu "Merak etme iyi olacak.Senin için çocuğu için içeride savaşıyor" dedi. Sercan mırıldanarak "Kardeşime bunu kim yaptıysa ödeticem" dedi. Kendimi iyi hissetmiyordum gözüme ilk çarpan yere oturdum.Sercan yanıma geldi "Yenge iyi misin?" diye mırıldandı.Bitik bir sesle cevap verdim "iyi değilim Sercan, çocuğumun babası içeride canıyla cebelleşiyor ben burda elim kolum bağlı oturuyorum içim yanıyor Sercan...içim" Sercan kendinden emin bir sesle konuşmaya başladı. "Biliyorum yenge... ama kardeşimi o mapusa bir daha sokmayacağım için rahat olsun. Tanık koruma programıyla koruma altına aldırdım uyanınca bildiği her şeyi anlatırsa eve dönebilecek. Ayrıca cezaevine de bir casus yerleştirdim, bunu yapan kimse en kısa sürede cezasını çekecek." Yavuz'un eve döneceğine sevindim ama yine de korkuyordum, çünkü Yavuz'un düşmanları hala dışarıda...
Doktor ameliyathaneden çıktı. Ayağa kalkıp doktorun yanına doğru gittik endişeli bir sesle sordum."Doktor bey Yavuz nasıl?" "Merak etmeyin iyi.Neyse ki şiş fazla derine inmemiş dikiş attık. Şu an uyutuluyor biraz daha yoğun bakımda kalır sonrasında normal odaya alırız.Geçmiş olsun." İçimdeki yangına adeta su dökülmüştü "Sağolun doktor bey"dedi Sercan. Yüzümde güller açarak Sercan'a döndüm. "Duydun mu Sercan? İyi olacakmış" Sercan da gülümsememe gülümseyerek karşılık verdi."Duydum yenge duydum.Kardeşimin öyle kolay kolay ölmeyeceğini biliyordum." Elimi karnıma koydum ve "Duydun mu baba iyiymiş." dedim Sercan benim için doktordan izin alarak yoğun bakım odasına girmemi sağladı. Yavuzu gördüğümde içim paramparça oldu. Ama iyi olduğunu biliyordum.Oturdum, elini tuttum "İyi olucaksın sevgilim...Kendin için benim için en önemlisi de çocuğumuz için. Keşke kalksan eskisi gibi sarılsan bana,tutsan elimi, karıcım desen kötülüklerden korusan beni, eskisi gibi olsa her şey... Seni seviyorum sevgilim." Yavuz elini oynattı. Güldüm,sevindim mutlu oldum.Sanki beni duymuştu. Ama bir yandan da duymaması için dua ediyordum,çünkü fısıldayarakta olsa bebeğimizden bahsetmiştim.
Selamm bölümü nasıl buldunuzz?
Sizce Yavuzu şişleyen kimdi?
Yavuz Hayriyenin hamile olduğunu duydu mu?
Beğendiyseniz alttaki yıldıza tıklayabilirsinizz,şu şöyle olursa güzel olur dediğiniz bir şey varsa çekinmeden yorumlarda belirtinn.Bir daha ki bölümde görüşmek üzeree💗 (bu bölüm birazcık az yazdık. 900 kelime)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BENİ DÜŞÜNME/YAVHAY
FanfictionBirbirini çok seven Yavuz ve Hayriye balayı için kıbrısa gideceklerdi ancak olaylar öyle gelişmedi Hayriye'nin hapise girmesiyle,Yavuzun ise alıkonulmasıyla birbirinden bir haber olan çiftimiz bu zorluklara baş edebilecekler midir? işte başlıyoruz...