Hatırlatma
Kendi kendimi överken saati farkedip evden çıktım. Taksiye atlayıp restoranta gittim. Harika ya mükemmel şık bir yer. Oturdum ve bekledim. Saatlerce hemde. Dayanamayıp kalkıyordum ki bir adamın masama doğru yaklaştığını gördüm. Aman Allah'ım hayır hayır bu olamaz. Yok canım. Bu fazla yakışıklı. Kızım Güneş aşık olursun sen buna. Kaç kaç. Tam kalktım gidiyordum ki kolumu sıkıca birisi tuttu. O anki acıyla;
"Napıyorsun sen be canımı acıtıyorsun. Bırak kolumu."
"Şş sakin ol. Seslendim duymadın bende gitmeni engellemek istedim. Beklettiğim için özür dilerim."
İyide sen fazla mütevazisin canım ya.
"Ş-şey yok ben tu-tuva."
"Tamam. Sen bir tuvalete git. Ben bekliyorum." dedi ve gülümsedi.
Bende gülümseyip uzaklaşırken hem konuşup hemde arkama bakıyordum. Yok yok. Olmaz diyorsam olmaz Güneş. İstemiyorsun sen bu ilişkiyi. Niye sırıtorsun ki sen şimdi. Gülme. Allah'ım o neydi ya taş taş. Aklımı kaçırı- noluyo ya sen kimsin hemde kızlar tuvaletinde. Eliyle ağzımı kapattı ve sus işareti yaptı ve sessizce;
"Sana her şeyi anlatıcam. Lütfen sessiz ol."
Başımı olumlu yönde salladım. Elini çekti işte herşey yeni başlıyordu.
Mehmet'ten
Onun hakkında her şeyi biliyorum. Hemde her şeyi.. Mesela şuan 18 yaşında olduğu halde ailesi tarafından zorla evlendirilmesi gerektiğini, liseyi aynı okulda okuduğumuzu, onun için ailemden vazgeçtiğimi, 4 sene boyunca sadece onu arzuladığımı, ina deliler gibi aşı- neyse neyse bu kadarı yeter.
Yaptığım her şey kasıtlıydı. Yani planlı yapılmıştı. 1.30 saatten beri kadınlar tuvaletinde neler çektiğimi kim anlar. Sesimi inceltmekten bi ara ' Acaba ben erkek değil miyim' diye düşünmemiş değilim.
"Sana her şeyi anlatacağım" demiştim.
Onunla ilk konuşmamdı. Gözlerine doyasıya bakıyordum. Evet.. Birçok kişiyle birlikte olmuştum ama hiç böyle hissetmemiştim.
Derin bir nefes alıp başladım bir şeyler uydurmaya.
"Ş-şey benim babam çok başarılı bir iş adamıydı. Onun lise arkadaşı işte onu şey yapınca yani kıskanınca peşine düşmüş. Tabii babam yurt dışında bir iş seyehati için şirketin başında ben duruyordum. Arabayla peşlerime takılınca kaçmak zorunda kaldım. İçeride oturuyor. Olay bu bana yardım edebilir misin?" dedim ve yalvaran gözlerle ona bakıp bir cevap bekledim.
Güneş'ten
"Yani tabii ama ne yapabilirm ki" demiştim hala şaşkın gözlerle ona bakarken.
"Önce sen çıkacaksın daha sonra da ben." dedi yalvaran gözlerle tam gözlerimin içine bakarken. Hazır fırsat bu fırsat hadi Güneş deyip başladım konuşmaya..
"Aslında benimde bi sorunum var ama?" dedim sorarcasına.
"İçerideki adamdan kurrulmaya çalışıyorsun değil mi?" dedi. Yutkunarak konuşmaya başladım.
"Sen nerden biliyorsun?" dedim bir cevap ararcasına.
Mehmet'ten
Tutamadım çeneni Mehmet ne söyleyeceksin kıza. Uydur uydur. En iyi yaptığın şey sonuçta. Ya sen vi sussana k9nukonuştun diye iç sesime içten bir küfür yollayıp başladım konuşmaya.
"Yani g-gördüm ben b-bekledin falan ondan." dedim ve gülümsedi. Gülümsedi. Evet evet gülümsedi.
"Doğru görmüşsün. Aynen öyle. Ondan kurtulmam lazım." dedi ve burukça gülümsedi.
"Tamam yardım ederim sana. O zaman plan değişti. Şöyle yapıyoruz. Arka kapıdan önden ben gidicem hızlıca arkamdan da sen anlaştık?" dedim ve elimi uzattım.
"Anlaştık ortak"deyip elimi sıktı.
Güneş'ten
Daha sonra tam tuvaletten çıkacakken bir kadın içeriye girmesiyle çığlık atıp "Sapık vaaaaaarr" diye bağırması bir oldu.
Kadının yanına gidip "Şey kusura bakmayın. Bu sapık dediğiniz adam benim kocam. İçeride yemek yiyorduk. Ve midem bulanınca lavaboya geldim. Merak edip peşimden gelmiş. B-ben hamileyimde." dediğimde adını daha öğrenmediğim adam bana şaşkınlıkla bakıyordu. Sahi adını niye sormadım ki. O değilde fazla taş bu ya.
"Asıl ben özür dilerim hanımefendi." dediğinde gülümsedim ve dışarıya çıktık. Hızlıca hala adını öğrenmediğim adamın arabasına binip restorandan uzaklaşmaya başladık.
Ben emniyet kemerini çıkarmaya çalışırken;
"Sahi hala tanışmadık adınız neydi" dediğimde bana dönüp
"Şu emniyet kemeri arızalı önce onu halledelim.." dedi ve gülümdedim.
"Bi dakika" dedi benim koltuğumun emniyet kemerine uzanmaya çalışırken. Artık neredeyse dudakları dudaklarıma değecekti ki kafamı çevirdim. Tabii benim sakarlığım olacak ki adam üzerime düştü. Kalkmaya çalışırken;
"Gerçekten özür dilerim. İsteyerek olmadı." dedi mahçupça.
"Hayır hayır benim sakarlığım. Ben zaten hep sakarımdır. Bır şey gelmez elimden." dedim ve başımı öne eğdim.
"Saçmalama bak zaten kemerde oldu. Artık tanışma fastına geçebiliriz. Ben Mehmet." dedi ve içten bir gülmseme yolladı.
"Bende Güneş." dedim ve gülümsedim.
"Biliyorum." dedi. Benim kocaman açılmıştı gözlerim. Şaşkınlıkla ona bakıyordum. Bir insan ilk defa gördüğü birinin ismini nerden bilebilir ki.
Bu yoksa o muydu?
En heyecanlı yerinde bitirdim. Ama uzun yazdım bu sefer şikayet ediyordunuza Evett Deli Kocam' a devamm. Ancak bir kitap daha yazacağım ve konusunu bir kaç kişiyle konuşup fikir almam gerekiyor. Yardım etmek isteyen bana mesaj atabilir.
Ayrıca yorum yapmamaya yemin ettiniz siz bence. Bekliyorum yorumlarınızı. - Yazar sinirlendi- bdbdhdjcjc
