3. Bölüm - Geçmeyecek

379 35 4
                                    

Karargahtan gelen son emre göre Türkmenlerin yaşadığı bir köye teroristler saldırmıştı. Timleri ikiye bölerek bir kısmıyla Jessicayı karargaha göndermiş, bir kısmıylada köye doğru yola çıkmıştık. Alacan timinden Atlas ve 5 askeri, Turan timindense 3 askerim bizimleydi.

Köye vardığımızda saldırının korku amaçlı düzenlendiğini, ve on beş yaralı olduğunu öğrenmiştik. Biz daha gelmeden geri çekilmişti saldırıyı düzenleyen bir grup it. Çoğunluğun Türkmen olduğu bir köydü burası. Güvenliği sağlayıp yakınlardaki askeri birlikten destek gelene kadar köyde kaldık. Görevi devrettikten sonra bizim için gelen helikopterle ayrıldık köyden.

Bakışları bana kayan Atlas bir şeyi çözmeye çalışıyormuş gibi bakıyordu. Onun bakmasıyla başımı cama çevirdim. Hala o gözlerinin üzerimde olduğunu hissediyordum. Daha yeni havalanan helikopter dağlık bir alandan geçerken aşağıda fark ettiğim şeyle daha dikkatli baktım. Elinde roket atarla helikopteri nişanlayan teroristi görünce "rokett!!" diye bağırdım. Teroristin ateşlediği rotek helikopterin hızlı hareketiyle gövdeye değilde kuyruğuna isabet etti. Sarsılmayla bir birimizin kollarına girerek destek verdik. Daha ne olduğunu anlayamadan helikopter etrafında dönerek yere çakıldı.

Yazardan..

Toz dumana karışırken enkazın ortasındaki 10 asker ve iki helikopter pilotuydu.

Turan ve Alacan timi, tuzağa düşürülmüş ve ele geçirilmeye çalışılmıştı. Timin helikopterden sağ çıkıp çıkmadığını kontrol etmek için temkinle onlara doğru gidiyordu bir grup terorist. Ağaçlık alandan yavaş yavaş onlara doğru gelirken kurşun yağmuruna tutuldular. Gözlerini yeni açan Atlas silahlarını alarak iki elden ateş ediyordu.

"Yaşıyorlar!" diye bağırdı teroristin biri. Üç kişiyi öldürmüştü bile şimdiden. Kolu yaralıydı. Askerlerine döndü, hepsi hareketsiz halde yatıyordu yerde.

"Hilal!" diye bağırdı ona doğru. Ancak kıpırdamıyordu bile. Diğerlerine baktı, Turan timinden Pamirin bacağı helikopter kapısının altında kalmıştı. Çevik bir hareketle çıktı yerinden Atlas. Açıkta kalan her kesi güvenli bölgeye çekti. Hilali kendi yanına aldı.

"Hilal! Aç gözlerini!" diye bağırdı tekrar. Bir taraftanda gittikce azalan kurşunlarıyla karşıdan gelenleri halletmeye çalışıyordu. Gözlerini zorlukla açan Hilal Atlasa çevirdi gözlerini. Başını tutarak doğruldu yavaşça. Başının içi zonkluyordu. Etrafına baktı usulca, yerle bir olmuştu her şey. Helikopter kapısının altında bacağı kalan Pamiri gördü en son. Acıyla inledi.

"Pamir!" diye bağırdı ama hareketsizce yatıyordu Pamir. Silahını alarak Pamire koştu. Kapıyı kaldırmaya çalıştı ama gücü yetmedi.

Koşup diğerlerini uyandırmaya çalıştı sarsarak. Hepsi yavaş yavaş açıyordu gözlerini. Gözünü ilk açan Savaş olmuştu. Ne olduğunu anlayamadan etrafına bakıyordu donuk donuk. Beyninin içi karıncalanıyordu. Yerinden doğrulduğunda sendeledi.

"Pamir!" diye haykırdı karşılaştığı manzarayla. Ona doğru koştu, Atlas tek başına devam edemeyeceğini anlayarak "geliyorlar! Sayıları çok fazla!" diye bağırdı. Hilal ve Savaş kapıyı kaldırmak için tüm güçlerini kullanarak asıldılar. Zorlanıyorlardı, tek başlarına kaldıramazlardı. Derken birden hafifledi kapı. Kapıyı yaralı koluyla tutan Atlası ve Altunu gördüler.

"Hadi!" diye bağırdı Atlas. Kapıyı kaldırıp kenara savurdular. "Altun, sen Pamirle kal. Siz benimle gelin" dedi Atlas.

Silahlarını alıp mevzilere geçti üçü de. Teroristlerin sayısı git gide azalıyordu ama yine de sayıları çoktu ve onların mühimatı bitiyordu.

İntikam AynasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin