25.Bölüm

374 13 0
                                    

Geçen bölümde Laçin'in rüyasında gördüğü gerçek. Yani Bora da rüyasında Laçin'in gelecekte ne yaptığını görüyor. Umarım hoşunuza gidiyordur. İyi okumalar.

***

Okullar dün bitmişti. Dün ayın 15'iydi ve doğum günümdü. Artık 18 yaşındaydım. Artık gitmek istiyordum. Okulun son günü, mezuniyet yapmaya karar vermişlerdi. Son kez giyiyoruz falan diyerek de formalarımızla gelelim, cübbeyi formaların üzerine giyelim demişlerdi.

Neyse ki okul kıyafetlerimiz kolej olduğundan gayet şıktı. O yüzden ince kumaş ve kısa etekli formaları giymek sorun olmamıştı. Annemin de işine geliyordu ve enteresan bir şekilde babam askeriyeye dönse bile annem bana çok iyi davranıyordu. Delirecektim.

Birden aklıma gelen şeyle telefonun galerisine girdim. Yaklaşık bir aydır burdaydım ama nasıl gelmemişti bu aklıma. Fotoğraflar duruyordu! İnanamıyorum duruyordu. Tarihi kıyafetlerimiz üzerimizde Bora'yla çektiğimiz tek fotoğraf ve onu çektiğim tek fotoğraf. Şaşkınca bakıyordu kameraya. Babama gösterecektim bunu, görünce inanacaktır bana!

Üzerime kısa kot şort ve beyaz tişört giyip her şeyi içinde tuttuğum sırt çantamı -okul çantası değil- düzenlemiştim. Babamın yanına gitmeliydim acilen.

Hemen üzerime sırt çantamı alıp telefonumun şarjı ve powerbanklerimle -ne olur ne olmaz da birden tekrar tarihe dönerim diye fazlasıyla powerbank taşıyordum ve powerbanklerim güneş enerjisi ile şarj oluyordu- birlikte evden çıkacakken annemin odasından duyduğum tuhaf seslerle kaşlarımı çattım.

Sessizce yaklaşıp kapı aralığından baktığımda şokla kalakaldım. Bir adamla annem çok kötü şeyler yapıyorlardı. Gözlerim dolarken yutkunup sinirle kamerayı açtım. Ellerim titrese de ağlayarak çektim onları.

Annem babamı aldatıyordu. Kalbim acıyor, bunu babama nasıl söyleyebileceğimi düşünüyordum. Yeterli video ve fotoğraf çektiğime emin olduktan sonra evden kaçarak kendimi dışarıya attım. Babam yıkılacaktı. Her şeye rağmen annemi seviyordu.

Koşarak askeriyeye gidiyordum. Hava çok sıcaktı ve taksi beklemekle uğraşamazdım. Bunu babama göstermek zorundaydım, hemen. Kandırılmasına izin veremezdim.

Babamın yanına ulaştığımda kimliğimi göstermiştim güvenliğe. Babamın yanına gitmişti adam bana beklememi söylerken. Gerginlikle bankta otururken bacaklarımı sallıyordum.

"Kızım?" Babam endişeyle geldiğinde kollarımı boynuna sarmıştım ve o da belime sarılmıştı sıkıca. Nasıl söyleyecektim? Önce hangisini söylemeliydim? Önce tarihi olanı söylesem, babam da benimle gelse olmaz mıydı?

"Baba, ben sana önemli iki şey söylemem lazım. Önce iyi olanı göstermek zorundayım." Diyerek Bora ile olan fotoğrafımızı ve Bora'nın fotoğrafını göstermiştim. Olayları düzgünce anlattığımda babamın kafası karışmıştı.

"Y-yani sen ciddi miydin? Bu olanlar doğru mu?" Dediğinde hevesle onaylamıştım. Mutlu değildim ama babam gülümsüyordu.

"Demek kızım aslında çoktan gurur duyabileceğim bir asker oldu ha?" Dediğinde onaylamıştım.

"Ee, diğer şey neydi?" Dediğinde yutkundum. Babama videoyu açıp gösterdiğimde babam izlemeye başlar başlamaz yüzü kıpkırmızı kesilmişti. Kalbini tuttuğunda endişeyle kollarından tutup banka oturtmuş ve yardım çağıracakken babam beni durdurmuştu.

"D-dur kızım. Bu iş bende. İyiyim, korkma tamam mı? Sen eve- hayır ev olmaz. Bekle burada. Hesap sormam gereken kişi dost bildiğim o şerefsiz!" Diye konuşamasa da anlattığında yutkunmuştum. Telefonumdaki video ve fotoğrafları kendine atmıştı. Beni bırakıp askeriyeden çıkarken beni o Mert denen askere emanet etmişti.

"Geçen sefer için özür dilerim, sizi birine benzetmiştim." Dediğimde yanımda oturan asker bana anlayışla tebessüm etmişti.

"Önemli değil, anladım onu zaten." Dediğinde rahatlayarak bacaklarımı sallamaya devam etmiştim. Babama bir şey olursa ben yaşayamazdım asla.

"Babam, ne zaman gelir?" Dediğimde asker yine bana dönmüş saatine bakmıştı. "Daha gideli yarım saat oluyor, sonuçta eve gitti endişelenmeyin çok gecikmez, komutanım dakiktir." Dediğinde babamı çok sevdiklerini anlamıştım

Babam buraya koşar adım gelirken arkasında güya arkadaşı da geliyordu. Babamı durdurmuş ve elindeki telefonu alıp kırmıştı. Pislik adam! Hemen gidip aralarına girecekken yanımdaki asker kolumu tutmuştu.

***

Yorumlarınızı bekliyorum.

Dünyadan Uzak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin