31.Bölüm

326 12 0
                                    

İyi okumalar.

***

"Nasıl başlayacağımı pek bilmiyorum. Zaten okulda da edebiyat dersim pek iyi değildi. Bu dediğimi anlamazsan çok takma, önemsiz.

Ama ben de seni çok özledim. Seni çok seviyorum ve hep seveceğim.

Merak etme bana bir zarar vermedi, veremez. İnandı bana, eminim bu konuda. İçin rahat olsun. Ona şart koştum, bana dokunmaması karşılığında ona güveneceğimi söyledim. İnandı ve kabul etti.

Endişelenme, ben iyiyim. İlk fırsatta bunu sana göndereceğim. Seni bekleyeceğim, planımızın başarılı olması için bir süre hain damgası yemeye de razıyım. Yeter ki kaleyi alalım, ben bunun uğruna ölürüm bile. Bora babama iyi bak. O sana emanet.

İçin rahat olsun sevdiğim. Korkma, artık kendimi koruyabilecek kadar güçlüyüm ve hepsi sizin sayenizde. Seni çok seviyorum unutma bunu.   ~Laçin~

Mektubu yuvarlayıp deriye sardıktan sonra iç ceplerime sakladım. Bir süre orada duracaktı. Papaza gittiğim ilk fırsatta bunu ona verecektim.

Şimdilik bir şey yazdığım delillerini ortadan kaldırıp raftaki yerine koydum eşyaları. Sonra da odadan çıkıp bir süre önce koşturduğum koridorlarda dolaştım.

Saraydan çıkıp kapı önlerinde dolaşırken etrafa bakındım. Kiliseye gitmeliydim sanırım papazı bulmak için. Yakalanırsam da merak ettim ve geldim derdim.

Kiliseyi bulunca kiliseye girmiş ve içeride raflarda düzenleme yapan papazı gördüm. Beni görünce selam vermiş ve içeride birileri olduğu için belli etmemeye çalışmıştı.

İçeridekiler bana selam verip çıktıklarında kağıdı papazın eline sıkıştırmıştım. Kağıda bakıp gülümsemiş ve omzumu patpatlarken kağıdı iç cebine saklamıştı.

"Sabret kızım, daha iyi gördüm seni. Çok daha iyi olacaksın, senin kurtuluşun benim de buradaki işimin bitişi olacak." Dediğinde ben de gülümsemiştim. O sırada kapı açılmış içeriye tekfur girmişti.

"Her yerde seni aradım, çok korktum Laçin. Kaçtın sandım." Dediğinde ona döndüm.

"Ben sana güveniyorsam sen de bana güveneceksin ama." Dediğimde gülüp kolumdan tutarak yanına çekmişti.

"Güvenmesem seni prenses yapmazdım. Ne yapıyordun burada? Müslüman olduğunu sanıyordum." Dediğinde papaza çevirmiştim bakışlarımı.

"Merak ettim, öyle bakmak için geldim sadece. Dinimi değiştirmek gibi bir düşüncem yok." Dediğimde kiliseden çıkıyorduk.

"İstediğin kadar gezebilirsin ama bana haber ver öncesinde, ya da birileriyle haber yolla." Dediğinde onaylamıştım onu. Bana bütün kaleyi gezdirmiş, her şeyi ve her görevliyi tanıtmıştı.

"Yorulmuşsundur, içeri geçelim mi?" Dediğinde başımı iki yana salladım. "Biraz çalışabilir miyim? Ne zamandır yatıyorum." Dediğimde biraz düşünmüş, sonra kabul etmişti.

"Ben çalıştırayım seni, hem seni biraz güçlendiririm." Dediğinde gülümsemiş ve sevinçle onaylamıştım. Sonunda yatmayıp çalışabilecektim. Hem düşmanı yakından tanımak yararlı olacaktır.

Biraz kılıçla çalışmıştık. Sonrasında ok atışı çalışmış ve sonunda hançerle yakın dövüş çalışmıştık. Biraz aksattığım için çok yorulmuştum ama iyi gelmişti.

"Her gün çalışalım o zaman. Hatta kalenin dışına çıkarız, avlanırız. Ne dersin?" Dediğinde hevesle kabul etmiştim. Kalenin dışında belki Bora'yla karşılaşabilirdim. Onu görmek istiyordum, çok özlemiştim.

***

Sabah olunca hemen avlanmaya gitmek istiyordum. Papazla Bora'ya haber gönderecektim ama sonra vazgeçmiştim. Oraya gelirse bile görüşemezdik ki. Planı tehlikeye atmak istemiyordum.

Tekfur hazırlanınca bana yeni bir at vermiş ve onunla ava çıkmıştık. Ormana gelince aklıma gelen anılarla gözlerim dolacaktı neredeyse. Bana at binmeyi öğretişi, ava çıkışımız falan. Hepsini çok özlemiştim.

"Şşşt, bak!" Dediğinde gösterdiği yere baktım. Okumu hazırlayıp kuşa fırlattım. Kuşu vurduğumda koşar adımlarla yanına gittim, tekfur da gelmiş ve kuşu almıştı.

"İyi iş, eğitime çok ihtiyacın yok, çok iyisin." Dediğinde gülümsemiş ve bakışımı karşıya çevirmiştim. Çalılıkların arasında gördüğüm yüz Bora'ya aitti. İstifimi bozmamaya çalışarak bakışlarımı tekrar tekfura çevirdim. Ne işi vardı onun burada?

***

Yorumlarınızı bekliyorum.

Dünyadan Uzak Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin