Kıyamet Günü~1

24 2 0
                                    

~Evet ilk bölümümüz hayırlı olsun. Umarım severek okursunuz. Bölümlerin ne zaman geleceği hakkında sorularınız varsa şu an gerçekten ben bile bilmiyorum. Çünkü henüz Kana Susamış Aşk'ı bitiremedim. Ama elimden geldiğince yazmaya çalışacağım.

~Başlangıç hediyesi olarak ard arda üç gün boyunca tam üç bölüm yayımlamayı planlıyorum.

İYİ OKUMALAR...
-----------------------------------------------------------------------------------------------
Sıradan bir gündü. Sabah saat yedide kalktım ve işe gitmek için hazırlanmaya başladım. Tanrım bu doktorluk beni öldürecek!

İlk olarak kardeşim Dwayne'i uyandırdım. Bazı huyları dışında iyi bir çocuktu. Ama gerçekten çok dağınıktı.

Annemizi ve babamızı bir yıl önce bir kazada kaybetmiştik. Bu yüzden tüm sorumluluk bana yüklenmişti. Onları çok özlüyordum. Her sabah annemin o harika sesiyle uyanmayı, babamın kreplerini kısacası her şeyi.

Ama artık bunları düşünerek kendimi daha fazla üzmeyecektim. Dwayne ile kahvaltımızı yaptıktan sonra yola koyulduk.

Arabaya binmeden aklıma patlak lastikleri değiştirmeyi unuttuğum geldi. Şu anda yedek lastik olmadığı için de mecburen otobüsle gidecektik. Tabiki de küçük kardeşim Dwayne mızmızlanmaya başladı.
"Off gerçekten off bir kere de şu arabayı kontrol etsen. Şu anda yola koyulmuş olacaktık. Senin yüzünden okula geç kaldım." dedi.

Eğer ona cevap verirsem tartışmamın büyüyeceğini biliyordum. O yüzden ona sadece mızmızlanmayı kesip yürümesini söyledim.

Otobüs durağına geldik ve otobüsün gelmesini beklemeye başladık. Durakta pek fazla insan yoktu. Anlaşılan şansımıza bugün otobüsler az kullanılıyordu.

On dakika sonra otobüs geldi. Şaşırtıcı bir şekilde otobüs bomboştu. Bizden başka sadece üç kişi vardı. Bu durum ile hayatımda ilk defa karşılaşıyorum diyebilirim. Aslında çok fazla otobüs kullanan bir insan da değilim. Ama şu ana kadar bindiklerimin hepsinde ayakta duracak yer bile yoktu.

Dwayne ve ben kendimize bir yer bulup oturduk. O da benim fark ettiğimin aynısını fark etmiş olacak ki "Sence de otobüs biraz fazla sakin değil mi?" dedi. Onu onaylarak "Evet fazla sakin. Acaba bugün özel bir gün de biz mi bilmiyoruz?" dedim.

Dwayne gülümseyerek "Belki de senin kendi düğününü unuttuğun gibi bir gündür." dedi. Tamam bu kulağa biraz salakça geliyor. Kim kendi düğününü unutur ki? Ama olayın aslı bambaşka. Arcun üniversitede benim en yakın arkadaşımdı. Esmer, gözlüklü, uzun boylu ve müslüman Hintli bir çocuktu. Ayrıca fazla salaktı. Hayal ettiğinizden bile fazla...

Bana ailesi ile olan bir sorundan bahsetti. Ailesi onu şu ana kadar hiçbir kızla ilgilenmediği için gay zannediyormuş. Aslında gerçeği ben bile bilmiyorum. Neyse konumuza dönelim. İşte bu yüzden onu aileden dışlamışlar. O da bir sevgilisi olduğunu hatta evleneceğini söylemiş. Ailesi kızı sorunca onun da aklına ilk ben gelmişim.

Bu yüzden bana sahte bir evlilik yapmayı teklif etti. Tabiki de kabul etmedim. Ama kendisi tam bir şantajcı olduğu için beni tüm sırlarımı yaymakla tehdit etti. Ben de mecburen kabul etmek zorunda kaldım. Daha sonra bir tarih belirledik.

O zamanlar da benim kafam çok karışıktı. Bundan dolayı düğüne gitmeyi unuttum. Sonucunda o ailesinden kaçtı ben de tüm okula rezil oldum. İşte olayın aslı bu. Ve bu olay tam üç yıl önce olmuştu. Hayatımda hiç hatırlamak istemediğim tek anımdı. Ayrıca gerçekten çok saçma ve rezillikle dolu bir anı...

Dwayne de daima beni sinir etmeyi başarıyordu. Ama bu olayı ne zaman duysam benim de gülesim geliyordu. "Kapa çeneni!" dedim ve dışarıyı izlemeye koyuldum. Bir süre sonra otobüs aniden durdu. Ben ve Dwayne büyük bir şiddetle öne savrulduk. Kafamı çarpmıştım. Neyse ki Dwayne'e bir şey olmamıştı. Şoförün kafası kanlar içindeydi. Diğer yolcuların pek bir şeyi yoktu.

MİLATHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin