DÖNENCE

Kader Çıkmazı

Kaçmak ihanet, yanında taşımak intihardır.

Feridun Düzağaç, Düşler Sokağı
Müslüm Gürses, Sigara

🌗🤍

Korkunun ecele faydası yoksa, korkmadan hareket etmek gerekmez miydi? Neden herkes korkuyordu da bir adım bile atamıyordu. Zaten kaderin sonunda ölüm varsa adım atmadan bile ölebilmek mümkündü ne de olsa. Anılar kurumuş bir çiçek gibidir onunla yaşamak zor, saklamak ise kolaydır. Bir kitabın sayfalarının arasına bırakıp kurutmak ve o kitabı bir daha hiç açmamak yeterliydi saklayıp yaşamamak için. Sahi, göz önünde olmayınca gönül ırak olur mu?

İnsan uzakta olana hasret duyamaz mı? Gönül mesafelerinin arasında da kilometre ile ölçüm yapılan uzaklıklar var mıdır?

Sis bulutları netice itibariyle kara bulutlara benzemez ya beyazdır ya gridir. Fakat sis bulutları kara bulutlara benzemediği halde önünü göremez bazen insan. Aydınlıkta bile göremez bazen insan önünü.

Bazen nereden geldiği belli olmayan bir rüzgar ülke de fırtınalar koparır ya, işte tam olarak o durumun içindeydim. Bana ait olmayan, nereden geldiği belli olmayan bir rüzgar beni adeta sağa sola fırlatıyordu.

Günleri birbirinin üzerine devirmiştim, en altta da ben yatıyordum. Hepsi benim üstüme yığılmıştı. Şu an içine girdiğim yol, daha önce adım dahi atmamış olduğum bir yoldu. Düşüncelerim kafamın içinde birbirine ışık tutup yenisini eklerken odağım artık tamamıyla koptu ve gerçek hayatın içine tekrar dönebildim zor bile olsa. Halletmem gereken 3 dosya, 1 tane de dava vardı.

Davanın altından girip üstünden çıkmam gerekiyordu yoksa ben altında ezilecektim bütünümle. Bütün bu düşüncelerim zihnimin bir köşesine çekildi şimdilik. Bir anlık cesaretle buraya gelmiş ve bu olayın peşine düşmüştüm, hem de sonunu hiç düşünmeden. Ellerindeki dosyaları bir bir düzenleyip gerekli imzaları attıktan sonra gruplandırdım.

Esas dava dosyasına geçme sırası gelmişti.

Cihan Sahir (27)
Avukat.
Ölüm nedeni: İntihar

Hepsi buydu. Onun hayatını birkaç kelime ile başlayıp bitirmişlerdi ve bunu yaparken hiç zorlanmamışlardı. Ancak bilmiyorlardı ki, bir kişi gömüldü fakat iki kişi öldü. Bunları haber siteleri, ünlü iş adamları ve hatta yer altı dünyası bile biliyordu, peki ya bilinmeyenler? Onları kim biliyordu? Yıllarca emek verip sonucunda başarılı olan bir avukat, neden intihar etmişti? Bunu neden bilmiyorlardı ?

Ya da bilmek mi istemiyorlardı?

Sonuna nokta konmayan her cümlenin devamında, farklı hikayeler vardır. Burada hikaye neydi peki?

Farkında olmadan elimdeki dosyayla birlikte savcının odasının önüne gelmiştim. Dosyanın kapağına son kez göz gezdirdim ve savcının odasının kapısını çaldım. Tam 3 kez. 3. çalışta içeriden ses duydum, kapıyı aralayıp girdikten sonra arkamdan kapattım.
Gözlerimi masanın üzerinde duran ve oldukça kendini belli eden isimlik mermere çevirdim.

Cumhuriyet Başsavcısı, S. Yaman Gür.

İsmini içimden iki kez tekrar ettim ve derin bir nefes alarak sahip olduğum gerginliği omuzlarımdan atmaya çalıştım.