4. "Ziyaretçi kabulü var mıdır?👭"

144 20 5
                                    

Barış'tan

Soluklanmak için kenara gelmiştim. Ama soluklanıyor muydum yoksa iyice mi nefesim kesiliyor belli değildi.

Çünkü Berkan ayısı üstüme öyle bir atlamıştı ki ben bile Van Dijk ile mücadele ederken adama böyle dalmamıştım. Ama arkadaştı işte. Atsan atılmaz, satsan satılmaz.

Berkan dışında sahada dikkatimi dağıtan biri daha vardı tabi. İşinin cok ciddi bir insan oluyordu. Bu ciddilik ve fevrilik onu inanılmaz çekici gösteriyordu. Düşündüğüm şeylerin farkına varıp tövbe tövbe diye diye tekrar sahaya doğru antrenman için yürümeye başladım.

Seren'den

Dün geldiğimdeki heyecanım bugün iş azmine dönüşmüştü ve bu beni fazla motive ediyordu. Oyuncularla ilk günden olan güzel samimiyetim baya iyi etkiliyordu işimi. Normalde her antrenmanda bulunmam gerekmiyordu fakat ilk günüm olduğu için Okan Hoca oyuncuları tanımam ve bir kere işleyişi görmem için sahaya çağırmıştı.

Sabah Berkan'la gelmiştik tesise. Beyefendi sonunda arabasına kıyıp garajdan çıkarmıştı. Dinlenme odasında ben, Berkan ve Kerem üçümüz kahvaltı yaptıktan sonra antrenman için sahaya inmiştik. Anıl ile dün akşamki ilk karşılaşmadan sonra hiç görüşmemistik. Onun işi akşam antrenmanı ile başlayacaktı. Akşam antrenmanı altyapınındı ve altyapının doktoru oydu. Bu da benim işime gelirdi. Ne kadar az oyuncu olursa bir oyuncuyla daha fazla ilgilenebilecektim.

Ben kenarda artık odama çıkmak için eşyalarımı toplarken adımı duydum.

"Seren acil koş!" bağıran kişi Kerem'di.

Elime çantayı alıp koşarak sahanın diğer ucuna gittim. Yerde gözlerini sıkarak kapatan Mertens'i gördüm.

(Yabancı oyuncularla olan diyaloglar ingilizce olduğu için eğik yazıldı<3)

"Mertens. Tam olarak neresi ağrıyor gösterebilir misin?"

"Bileğimin arka kısmı."

"Nasıl bir ağrı? Bacağından aşağı doğru mu geliyor yoksa iğne gibi mi batıyor?"

"Iğne gibi batıyor, çok acıyor hızlı ol Seren. Lütfen"

"Muhtemelen aşil tendonların zorlamaya geldi. Hemen bir soğutucu sıkıyorum. Sonra da kliniğe çıkıyoruz."

Spreyi sıktıktan sonra omzuma çantamı alıp ayağa kalktım.

"Iki kişi Mertens'e yardım etsin beraber çıkalım." Metehan hemen ortaya atlayıp "Biz geliriz Barış Abimle Seren Ablacığım. Öyle değil mi Barış Abi?" Barış Metehan'a attığı öldürücü bakışlar eşliğinde " Öyle kardeşim öyle." Diyip Mertens'in kolunun altına girdi. Ben önde üçü arkada kliniğe yürümeye başladık.

Barış'ı imalı imalı çağırmasıyla bizimkilerin sadece kendi aralarında değil tesiste de bu konuyu konuştuklarını anladım. Üstüne üstlük Metehan bana abla demişti. Benden o kadar küçük müydü yani?

Odaya gelince Barış arkasına bile bakmadan çıktı, kapıyı sertçe kapattı.

Neyin tribi bu Aslanım?

Ben Mertens'e sürmek için uygun kremi ararken Metehan'a beni izliyordu. Çok geçmeden lafa girdi.

"Seren Abla sen kaçlıydın?"

Ateşle Barut - Barış Alper YılmazWhere stories live. Discover now