9.BÖLÜM》24 SAAT

77 5 0
                                    

Gözlerimi yavaş yavaş açtığımda başımdaki keskin ağrıyı farkettim.Keşke hiç açmasaydım diye içimden geçirdim ama nafile açmıştım artık,zaten gözlerimi açmamla karşımda duran Toprak'ı görmem bir oldu,off off neler olmuştu bana böyle??

"Toprak ne oldu bana? Neresi burası,başım çok ağrıyor yeeaaa"

"Sakin olsana Nesem,dün kavganın ortasına girince bi adam kafanda şişe patlattı sende düşüp bayıldın,kanaman vardı apar topar buraya getirdik seni,doktor önemli bişey olmadığını söyledi bugün çıkabilirmişsin ama yinede 24 saat boyunca uyumamanı söyledi,ayriyetten sen neden kavganın ortasına karışıyorsun,daha ciddi bir şey olsaydı napardım ben"

Ne demek 24 saat uyumamak ya,bu doktorun benim canıma kastı mı var? Ben Nesem,bulduğu her yerde uyuyan Nesem,24 saat uyumamak nedir?? Tam ağzımı açıp böğürcektim ki Toprak'ın "sen haksızsız kes sesini" diye ciyaklayan bakışlarını görünce oturduğum yere sindim.
.............
Neredeyse sıkıcı ve bunaltıcı geçen 1.5 saat sonra doktor artık evimize gidebileceğimizi söyledi. ALLAH RAZI OLSUN BE. Şunuda eklemeyi unutmadı "kesin, kesin ve kesinlikle uyumucaksın. " Tatlım sen bir sakin olsana tabiki de uyumucam.(UYUDU)

Toprak'ın Ağzından:

Sağolsun Nesem 2 kolu ve 2 bacağı kırılmış gibi davranarak bütün gün onu kucağımda taşımam için resmen beynimi yedi.Sonunda eve varmıştık allahtan. Gerçekten hepimiz çok yorucu 2 gün geçiriyoruz, herkes esniyor ama Nesem için uyumamamız lazım. Akşam yemeği için birkaç bişeyler almıştık, biz kızlarla onları mutfağa götürürken Antonio'dan Nesem'e bakmasını rica etmiştim. Nesem'den söylenme ve mızmızlanma huyu ile kızlara konuşmaya başladım.

"Tülay o soğanlar bu kadar büyük kesilir mi? Mira ayağımın altında dolaşıyorsun...Antonio Nesem'e bakıyorsun dimi? "

Antonio'dan bir ses gelmeyince içeriye uçtum ve bunun olcağını gerçekten biliyordum. Nesem yerde cenin pozisyonu almış horul horul uyurken, Antonio telefonuyla ilgileniyordu. Etrafa küfürler saçarak bağırmaya başladım ama Antonio'nun beni anlamadığını anlamam kısa bir süremi aldı. Buda bi Türkçeyi öğrenemedi be.

"Dormiva Antonio. Rimuavere. Dai, dai, dai"(Kız uyudu Antonio. Kaldır. Hadi, hadi, hadi)

Ee yani bizde çat pat bişeyler biliyorduk. Bazen Nesem'in ne yediği konusunda şüpheliydim, görünüşte çok fazla zayıftı ama insan kaldırınca anlıyormuş çok ağırmış bu kız beea. Nesem'i kaldırıp koltuğa oturttuk. Bana far görmüş tavşan gibi bakıyordu.

"Toprak gözünü seviyim uyuyim biraz, vallaha ben kızları ikna ederim kimse doktora bişey söylemez, zaten Antonio türkçe bilmiyor bile.Hadi nolur noluur"

"Nesem bu doktorun cezası değil, herşey senin sağlığın için. Hadi güzelim uyuma lütfen"

Nesem'in Ağzından:

Son 3 saatim kalmıştı, kaç tane nescafe içtim gerçekten bilmiyorum. Uykusuzluktan ölüyorum, bu saate kadar kimse 1 dakika bile gözlerimi dinlendirmeme izin vermemişti.HAİNLER!!! Ben uykumu alamayınca çok sinirli oluyorum o yüzden bu saate kadar herkesin burnundan getirdim, kan kusturdum onlara nihahahah, kötü gülüşümüde attım, neyse. 3 tane film bitirdik, 2 tane oyun oynadık daha doğrusu oynadılar. Ben o sırada nasıl kaçabilirim diye düşünmekle meşguldüm. Bir şekilde kaçtım tabi, kaçtım da arkamdan bir ordunun hücum etmesi bir oldu. Bi ara beni zincirlemeyi bile düşündüler, ne bu fanteziler arkadaşlar ya? Bu fikir Toprak'tan çıkmadıysa bende Nesem değilim, aha şuraya yazıyorum.

Bir süre sonra insan içeridekilerden sıkılınca hava almak istiyor. Bende aldım davşanlı battaniyemi çıktım balkona. 5-6 dakika sonra Toprak'ın geldiğini anladım. Uzun bir sessizlik olduktan sonra Toprak konuşmaya başladı;

"2 ay öncesine kadar meğersem ot gibi yaşıyormuşum Nesem, yani aslında sen hayatıma girdiğinden beri bi ekşınlar falan sağolasın bela başımızdan eksik olmuyor.... "

" Oha ama oldu mu bu şimdi? Romantik başlamıştın, yavaş gel hayvan"

"Dur be kızım daha bitirmedim. Gerçekten inanılmaz derecede belasın ama tatlı bela hemen çirkefleşme, Ben seni sevmiyorum Nesem. Ben sana aşık oldum, bir gün bile senin yanında olmasam rahat edemiyorum. Her zaman yanında olmak, seni görmek, kokunu içime çekmek istiyorum, beni bırakma lütfen ben sensiz ne yaparım bilmiyorum ve günü gelince şu sözleri söylemek için sabırsızlanıyorum... Ölüm bizi ayırıncaya kadar seni eş olarak kabul ediyorum "

Ulan acaba bana evlenme mi teklif ediyor bu. Dur ne dicem, kuru kuru evet dememeliyim. Biraz süslü olsun... İyi de yüzük falan yok ortada, ee bu evlenme de teklif etmiyor. BOŞUNA HEYECAN.

" Bunları uyumiyim diye söylemiyorsun dimi? " diye kıkırdadım.

" Saçmalama" dedi ve hasret kaldığım dudaklarını benim dudaklarımla birleştirdi.

Az daha oturduktan sonra içeriye geçtik. Toprak salona doğru giderken bende su almak için mutfağa geçtim. Daha suyu doldurmadan kapı çaldı. Bizimkilere "ben bakarım" diyip kapıya yöneldim. Kapıyı açtığımda, şık ama bir o kadar da egoist bakışlı sarışın bir bayan gördüm. Gülümseyerek;

"Buyrun. Kime bakmıştınız?"

" Toprak nerde?"
diye soğuk bir tavırla karşılık verdi bana.Kafamı içeriye çevirip Toprak'a seslendim.

"Hayatım kapıda bir kadın var ve seni soruyor" dedim.

Toprak hızlı adımlarla yanıma geldi ve şaşırmış bir tavırla ağzından şu kelime çıktı;

"Anne??"

Tatlı TesadüfHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin