"kralım?"
Majesteleri kolunda oturmuş bir şahinle sakince yanımıza yürüdü. "Baksana, sarışın... Buraya kadar gelmene kim müsaade etti?"
Görünüşe bakılırsa arşiv odasında beni gerçekten tanımamıştı. Ortam oldukça karanlıktı ve mum ışığı yeterince aydınlatmıyordu. Ayrıca askerlerin üniformasında başa takılan, beyaz şalımsı bir parça vardı. Bunların hepsi yeterince kamufle olmama yetiyordu sanırım. Zorba kral moduna geri dönmüştü açıkça.
"Majesteleri şöyle ki, muhafız olmak için yalvarınca ben de onu buraya getirdim." Dedi vezir.
Kral elimdeki oku süzdü. "Okçuluk mu?"
Kolundaki şahinin gitmesine izin verdi ve düz ifadesi ile beni süzdü. "Eğer ki okçuluk yeteneğine sahipsen şu hedefi üç okla vur. Başaramazsan seni öldürürüm."
Usulca geri çekilmiş, bana yeterince alan tanımıştı. Yoongi ve general Akhenaten de onun yanına gitmişti, benden yeterince uzakta duruyorlardı.
"Eğer atışı tutmazsa ölecek. Eğer tutarsa kralın şahinini vurmaktan dolayı yine ölecek. Ciddi misin?" Dedi Yoongi hafif kısık sesiyle krala doğru.
Aman, ne çok seçeneğim varmış.
Neredeyse dakikalarca orada öylece kaldım, yapacaklarımı düşündüm. En sonunda ilk oku atmaya hazırlandığımda kral bütün dikkatini bana çevirmişti.
"İlk ok, ıskaladı." Çaylak muhafızlardan birisi bilgilendirme amaçlı konuştu.
"İkinci ok da... Iskaladı."
"Bağışlanmak adına yalvarmak için en iyi zaman desene," dedi kızıl yüzünü yanındakilere çevirip. "Yine de atışları iyiydi." Diye cevapladı onu Akhenaten.
Üçüncü oku atmaya hazırlandığımda arkamdan "pes etmeyi düşünmüyor mu?" Diye fısıldaşmalar duyuyordum.
"Son şansı- yine ıskaladı. Bitti." Çaylak muhafız tekrar konuştu.
Herkes benim yerime üzülürken çok geçmeden kralın şahini önüme düştü. Kuşu yerden aldım ve kanatlarından nazikçe tuttum. "Bana verdiğiniz görevi tamamladım majesteleri."
"Nasıl olur? Amanın, bunun üç tüyü kopmuş." General şaşkınca konuşuyordu. "Başından beri dengesini kaybetmesi için tüylerini mi koparmaya çalışıyordun? Yetenekli olduğunu düşünmüştüm ama mükemmel olmanı beklemiyordum."
Majestelerinin şaşırdığını görüyordum. İlk kez yüzünde alaycı gülümsemesini gördüm. "İki ölüme çıkan yol yerine üçüncü bir yol yaratmak, ilginç. Muhafızım olarak seni kabul ediyorum."
𓂀
"Akhenaten onu muhafız kıyafeti giymesi için karargaha götürdü." Dedi kızıl, kralın yanına ilerlerken. "Yazık, öyle bir güzelliğin böyle bir bataklığa düşmesi... Sana ne kadar dayanabilir acaba?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
abyssal ruins, jikook
FantasyAntik Mısır kalıntılarını görmek için arkeoloji gezisine katılan Jimin, tüm hayatının değişeceğini nereden bilebilirdi ki? Dikkat; "See You My King" isimli manhuadan uyarlamadır!