aptal, romantik ve sanatsal. kalın kitaplar, gözlükler, final haftaları, fotoğraf çerçeveleri, heykel atölyesi ve çilekli soju.
üçüncü sınıfa geçen jimin, neden hâlâ bir üniversite aşkı edinemediğini sorgulamaktan kuruduğu için çözüm üretmeye geçiy...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
cuma akşamları jimin'in bu dünya üzerinde en çok sevdiği şeylerden biri olabilirdi belki, annesi ve minjun'dan sonra. cuma günü dersi olmasa da akşamının kıymeti azalmıyordu, jimin için cuma günü cuma günüydü hep.
telefonuna banka uygulamasından gelen bildirime hafifçe kaşları havalandı, babası uzun süre sonra ilk defa harçlık göndermişti. diğer koltukta uzanmış, taehyung ile dizi izleyen ikizinin telefonunun da aydınlandığını gördüğünde içi rahatladı.
taehyung o gün saçma sapan bir gün geçirmişti ve yurt odasında yalnızdı, bu yüzden teselli edilmek için jiminlerin evindeydi. o gelince hoseok da çağrılmıştı ama çocuğun bu akşam ders çalışması gerekiyordu, gelemezdi.
"jimin," diye seslendi annesi banyodan. "senin pembe bir sweatshirt'ün mü vardı?"
"bir arkadaşın!" dedi jimin de. o bağırınca arkadaşları da ona dönmüştü. "yoongi ne zamandır arkadaşın?"
"ne dememi beklediniz pardon da? o kadar uzun açıklama yapamam."
"aslında fena değilsiniz siz arkadaş olarak, bir çay için bence."
gözleri yine ve yine devrildi jimin'in. etrafındaki insanlardan sık duymaya başladığı bir söylemdi bu, yoongi ile benzemek. anlaşmak değil de benzemek. bunca zaman hep kendisinden farklı, hatta kendisine tamamen zıt insanlarla iletişim kurduğundan ona benzeyen biriyle iletişim kurması... tuhaftı jimin'e göre. kendisine benzettiği tek kişi ikiziydi ve o da bir zahmetti yani, genetik olarak aynı oldukları varsayılırsa.
ama yoongi ile anlaşmak?
jimin'i sinirlendirmek ve hayatını sorgulatmaktan başka bir şey yaptırmıyordu.
diğer koltuğa sıkışmış minjun ve taehyung kendi aralarında yorumlarda bulunarak dizilerini izlerlerken ve annesi banyoda kendisine iş yaratırken fazla düşünme seanslarından birine yine giriş yapmıştı işte.
telefon ekranı tekrar aydınlandığında bu sefer yoongi'nin adını gördü bildirim panelinde, yine saçma sapan bir mesajla. bir an ne yazacağını bilemediğinden sormak için arkadaşlarına baksa da geri döndü önüne.
