Kalçamı okşayan el ve boynuma bırakılan öpücükler uyanmam için yeterli olmuştu. Uzun zaman sonra ilk defa alarm sesi dışında bir şeyle uyandırılıyordum. Arkamdan kalçama uzanan eli tutup çektim. Bu hareketim Barış'ın vücudunu bana daha da yaklaştırmıştı.
Göğsüme çektiğim koluna sarılırken biraz daha uyumaya çalıştım ama kalçamda yine hissettiğim sertlik kendini hatırlatmıştı.
Saçlarımdan boynuma doğru burnunu sürterek öptüğünde huylanıp Barış'a döndüm."Günaydın. Saat kaç?"
Barış "Günaydın fıstık, saat 8. Kahvaltıyı yatakta yapmak istiyorum ben." Konuşmayı bitirdiğinde tişörtümün altındaki eli belimi okşamaya başladı. Uyandığımdan beri hissettiğim dokunuşları her geçen saniye daha da heyecanlandırıyordu.
Kahvaltı isteğimiz karşılıklı olduğu için dudaklarını öpmeye başlarken kucağına oturdum."Hmm. Kahvaltıda ne istersiniz peki?"
Barış "Biraz. Boynun. Dudakların. Bir de..." Her kelimesinden sonra bir öpücük veriyordu.
"Ne bir de? Salaksın." Kucağında sürtünmeye başladığımda belimdeki ellerini kalçama yerleştirdi.
Hazır hale gelmemiz için birbirimize küçücük temaslarda bulunmamız bile yeterliydi. İkimiz de birbirimize doymamıştık ve geceye göre daha sabırsızdık. Barış, iç çamaşırımın varlığına rağmen sürtünürken ıslaklığımı kolayca fark etti.
Barış "Arsızsın." Artık tişörtümü de iç çamaşırımı da çıkarmakla uğraşacak sabrı yoktu. İç çamaşırımı kenara sıyırmakla yetindi.
İçimdeki doluluk hissiyle gözlerim kapanırken inledim. Git gellerinin bu kadar çabuk hızlanmasını beklemiyordum.
"Barış... Daha yavaş..."
Barış "Elimde değil."
"O kadar çok mu istiyorsun beni?"
Barış "Şuan her şeyden çok istiyorum seni. Hala yavaş olmamı istediğine emin misin?"
"Değilim."
Barış "Biliyordum."
Barış daha rahat hızlanabilmek için vücutlarımızı ayırmadan, tek koluyla belimden kavrayarak beni yatağa yatırdı. Gücüne her seferinde hayran kalıyordum.
Kollarındaki ellerimi çektikten sonra bileklerimi tek eliyle kavrayıp yatağa bastırdığında daha da hızlanmıştı. Birlikte sona geldiğimizde birkaç öpücük verip odasındaki banyoya doğru ilerledi.
Barış "Ben duşa giriyorum, uzun sürmez. Kahvaltıdan sonra bırakırım seni."
Barış'ı gülümseyerek onayladıktan sonra yataktan kalkıp mutfağa ilerledim. Mutfağa girdiğim sırada kapının çalmasıyla irkildim.
Delikten bakıp Metehan'ı gördüğümde açıp açmama konusunda kararsız kalıp öylece bekledim. İkinci kez çaldığında beklememin saçma olduğunu düşünüp yakalanma hissiyle kapıyı açtım."Günaydıın." dedim gülümseyerek.
Metehan "Günaydın, pardon ben yanlış daireye geldim galiba. Barış?" diye cevaplarken daire numarasını kontrol ediyordu.
"Evet, Barış... Duşta ama çıkar şimdi, gel."
Metehan "Yok yok rahatsız etmeyeyim, antrenmana birlikte geçelim diye gelmiştim de ben." Metehan çaktırmamaya çalışarak üzerimdeki tişörte baktı.
"Tamam gel otur, ne rahatsızlığı."Metehan koltuğa doğru ilerlerken hızlı adımlarla banyoya gittim.
"Barıış, gelebilir miyim? Gözümü kapatıyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutkunun Gölgesinde • Barış Alper Yılmaz (+18)
Fanfiction"Sevdiğim pozisyonu anlatmanın yeri değil demiştin, şimdi anlat bence." "Yavrum, benim için pozisyon fark etmiyor."