7. Bölüm

45 16 44
                                    

Derin bir iç çeken Ali, gözlerini yerden ayırmadan titreyen bir sesle konuşmaya başladı. "Yetimhane gibi bir yerde günlük tutmasaydım. Ya da Halil abi o tuttuğum günlüğü benden izinsiz almasaydı bunların hiçbiri olmazdı belki. Ben sadece günlüğümü o okumadan geri almak istemiştim. Ama Halil abi günlüğü çoktan okumuştu. Onu asla afettmeyeceğim!"

"Onu asla affetmeyeceğim!" derken sesindeki pişmanlık yüzüne de yansımıştı Ali'nin. "Nasıl yani?" diye sordu Ozan merakla. "Halil sana istemediğin ne yaptırdı ki?"

"Günlüğüme çocukluğumdan beri hissettiğim her şeyi yazıyordum. Kendimle ilgili kimseye söyleyemeye cesaret edemediğim sırlarım vardı. Herkesten farklı olan ama farklı olduğunu bildiğim halde bir türlü karşı koyamadığım duygularımı satırlara dökerek teselli buluyordum. Çünkü çevremde bu sırlarımı anlatacağım hiç kimse yoktu. Anlayacak kimse de. Bu yüzden günlüğümü okumalarına asla izin vermiyordum. Ama korktuğum şey oldu. Gözüm gibi koruduğum günlüğüm sakladığım yerde yoktu. Birisi onu gizlice almıştı. Bütün gün günlüğümü aradım ama bulamadım. Akşam yemeğinde Halil abi usulca yemek yediğim masaya yanaşıp "Bugün bir şey kaybettin mi?" diye sorduğunda günlüğü onun aldığını anlamıştım. Bana günlüğümün odasında olduğunu ve yemekten sonra odasına uğramamı söyledi. O an içimi büyük bir korku kaplamıştı. Ya eğer yazdıklarımı okuduysa. Ya yönetime şikayet ederse beni. Ya da yetimhanedeki başkalarına yazdıklarımı anlatırsa diye içim içimi yemeye başlamıştı. Ama sonra ne olacaksa olsun diyerek tüm cesaretimi toplayıp odasına gittim. Çünkü bir kişinin daha bu sırrımı bilmesini istemiyordum. Başkasına söylememesi için her şeyi yapmayı göze almıştım" derken ağlamaklı ve boğuk çıkmıştı sesi.

Ozan "Her şeyi göze alacak kadar önemli ne yazmıştın ki günlüğüne?" dedi ona bakarak.

Ali hala Ozan'ın gözlerine bakamıyordu konuşurken. Halil'in ona yaşattığı ızdırabın ve dehşetin büyüklüğü yüzüne ve ses tonuna belirgin bir şekilde yansımıştı. Onun bu üstü kapalı konuşmaları Ozan'ı daha da meraklandırıyor. Hiç tanımadığı halde, Halil'e karşı içinde yükselen kinini daha da arttırıyordu.

Ali sesini daha da azaltarak fısıltıyla konuşurken "Günlük tutmaya, anlamakta zorluklar çektiğim karmaşık duygularımı yazmakla başlamıştım. Sonra bu alışkanlık hâline geldi zamanla. Artık günlükten öte en büyük sırdaşım olmuştu. Kimseye söylemeye cesaret edemediğim duygularımı ve kendimle yaptığım kavgalarımı yazarak ruhumdaki yükü azaltmaya çalışıyordum kendimce" diyerek dudaklarını sıktı.

"Cidden anlamıyorum. Halil'in öğrendiği ve senin de öğrenmesini istemediğin şey neydi?"

"Erkeklere ilgimin olduğunu öğrenmişti.

Ozan şaşkın gözlerle baktı Ali'ye. Onunla karşılaştıkları gecenin sabahında harabe evin dışında uyurken, ilk kez yüzünü gün ışığında gördüğü an gelmişti aklına. Daha o gün yüreğini titretmişti siması. Sadece kendisinin değil herkesin dikkatini çeken büyülü bir çekicilik vardı pürüzsüz yüz hatlarında. Bu yüzden daha ilk gördüğünde anlamıştı Ozan, böylesine çekici ve masum bir çocuğu kolay kolay rahat bırakmazlardı.

"Erkekler mi, ciddi misin?"

Ali'nin yüzü utancından renkten renge girerken sesi daha da titreyerek "Evet" diyebildi zar zor.

Ozan az önce yaşadığı şaşkınlıktan kurtulmaya çalıştı bir süre. Ne diyeğini bilememişti. Nihayet bu kısa süreli sessizliği yine "Halil denen şerefsiz bunu öğrenince ne oldu?" diye soran Ozan bozdu.

"Odasına gittiğimde bana artık sırrını bildiğini söyledi. O kadar çok korkmuştum ki, kimseye söylememesi için yalvarmaya başladım. Zaten çocukluğumdan beri bunu öğrenmelerinden hep korkarak yaşamıştım. Çaresizlik içinde yalvardığımı görünce, zaten böyle bir şeyi kimsenin bilmemesinin en doğrusu  olduğunu ve bu küçük sırrın aramızda kalacağını söyledi. Nihayet rahat bir nefes almıştım. Oradan ayrılmadan önce günlüğümü geri istediğim de ise bunun öyle kolay olmayacağını ve Halil'in aklındaki asıl niyetini farketmem uzun sürmemişti."

Sensiz Kalan Sokaklar //BxB//Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin