Bölüm 4

62 9 4
                                    

itiraf edeyim, hala umutluydum

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

...itiraf edeyim, hala umutluydum. Şimdi Tanrı'ya şükür hiç umudum kalmadı.
~Victor Hugo

Hallice Halim- Konuya Fransız

^⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠^^⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠^^⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠^^⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠_⁠^

"Durumu günden güne kötüleşiyor ve bu bizim istemeyeceğimiz birşey. Eyşan'ın bu hastalığı yenmesi için daha güçlü olması gerekiyor, elinden geleni yaptığının farkındayız fakat dış etkenlerden onu korumanız gerekiyor. Ameliyata hazır olması gerekiyor aksi takdirde.." Konuşan kişi doktorum Hasan Bey'di. Tabiki cümlenin geri kalanını anlamıştım fakat sözü abim tarafından kesilmişti.

"Onu elimden geldiğince koruyacağım fakat mesleğim dolayısıyla sürekli burada kalamıyorum, ona en iyi şekilde nasıl bakılacaksa öyle bakılsın istiyorum."

Gözlerimi açamıyordum, sanki birinirine yapışmışlardı fakat birkaç saniye sonra kendiliğinden açılacağını biliyordum çünkü alışmıştım.

Gözlerimi açabildiğimde gözümün önüne abim geldi. Bana odaklanmıştı.

"Eyşan."

Hızla yanıma gelip elimi tuttu. O da tüm gün uyumamış gibiydi, fazla yorgun bakıyordu, hiç dinlenmemiş miydi acaba, görevden gelir gelmez benim yanıma gelmişti, dinlencek vakti olacağını sanmıyordum, benim yüzümden uykusuz kalmıştı yine.

"Nasılsın Eyşanım, ağrın var mı?" Telaşla konuşuyordu, fakat cevap vermek için ağzımı açtığımda boğazımın kuruluğu yüzünden birkaç kez öksürdüm.

Abim hemen su doldurdu ve bana içirdi. Suyun yarısını içtiğim de elini tutarak bardağı indirdim, o da bardağı yatağın başındaki sehpaya koydu.

"İyiyim abi, sadece biraz başım ağrıyor o kadar."

Cevabım onu pek tatmin etmemişti ama ısrar etmedi. Sesim çatallı çıkıyordu, bunun yüzünden birkaç kez boğazımı temizledim.

"Sen niye hiç dinlenmedin abi gözlerin ben yorgunum diye bağırıyor resmen." Elimi uzatıp göz altlarına dokunmaya çalıştım fakat hemen çekti elimi.

"Ben iyiyim Eşyanım, sen bunları dert etme, konuyu da kendinden bana çevirme." Ama sadece fazla yorgun duruyordu.

O sırada doktorun halen oda da olduğunu fark ettim. Minik bir baş selamı verdiğinde aynı şeyi bende ona yaptım. Boğazını temizleyip konuşmaya başladı.

"Eyşan hanım, baş ağrınız için serumunuzu yenileteceğim merak etmeyin ve lütfen stresten uzak durun. Bu krizleri atlattığınızı düşünmüştüm fakat en ufak bir tetiklenmede yine tekrar ettiğini anlamış olduk, dolayısıyla dikkat etmeniz gerekiyor. Daha yeni yeni toparlanmışken bu kriz sağlınız açısından çok daha kötü şekilde sonuçlanabilirdi. Tekrardan geçmiş olsun." diyip çıktı odadan. Bu adamdan bir kere düzgün ve moral verici bir konuşma dinlesem yemin ediyorum şaşarım, felaket tellalı gibi adam vessellem.

Eyşan/Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin