uno

327 18 96
                                    



"Barış."

"Lan Barış!"

"Lan kemençesinin yayını kopardığımın Rizelisi!"

"Baksana lan sığır, eşek mi anırıyo karşında?"

Kafamı telefondan kaldırıp mutfak kapısından seslenen İsmail'e baktım.

"Ne var kardeşim?"

"Napıyosun yine kendi editlerini mi izliyosun yine aptal herif? Çayı koydum açsana oyunu."

"Tamam lan işimiz var herhalde."

İsmail çayı falan boşverip tepemde bitti. "Ne işin olabilir lan senin benim bilmediğim?"

Ekranı kilitledim. "Her haltımı haber vereyim istersen İso."

İsmail telefona uzandığında bir anlık boşluğuma geldi, telefonu düşürdüm. Uzanıp kaptı hemen.

"Versene lan şunu, benim özelim olamaz mı?"

"Ne özeli lan? Manita mı yaptın?"

Göz devirdim. "Yok be oğlum."

"Eee daha ne saklıyosun?"

Bir şey sakladığım yoktu da anlatacak bir şey de yoktu.

"Profilimi düzenliyorum da uygulama İngilizce olduğu için zorlanıyordum." Dedim. Hangi uygulama olduğunu sormayıp salsa makbule geçerdi.

"E beraber yapalım. Ben açarım sana şurdan çeviriyi." Deyip cebinden telefonunu çıkardı.

Sağol kardeşim benim en büyük destekçimsin, bela oldun başıma.

Uzattığı telefonumu alıp ekran kilidini açtım. En üstte seçip koyduğum 6 fotoğrafım vardı. Çoğu uzaktan ya da şapkalıydı. Bir de takımla alakalı hiçbir şey koymamıştım. Geçenki Beşiktaşlı lavuk gibi başıma bela almaya gerek yoktu. İngiltere'den İsmail'e çektirdiğim fotoğraflar, tatilden fotoğraflarım derken seksi bir adam olduğum anlaşılıyordu bence fotoğraflardan.

Ama sadece fotoğraf koyup açamamıştım profili. Bir sürü şey doldurmamı istiyordu. Interests, what are you looking for kısımlarını falan doldurmadan insanları göremiyordum. Futbolu seçtim. Gerisini çok anlamıyordum. Hiking, café-hopping falan bildiğim kelimeler değil ki anasını satayım.

İsmail elimdeki telefona baktı.

"E bu Instagram değil? Zaten telefonunu neden İngilizce yaptın ki oğlum daha hızlı öğrenmek için mi?"

Ofladım. "Yapmadım abicim İngilizce falan, bunun Türkçe versiyonu yokmuş. Instagram değil bu. Bak bakalım baykürüyüs (bicurious) ne demekmiş?"

"Ne diyon lan?"

"Ver ben yazayım."

"Ne uygulaması ki bu?"

"Napıcan abi, ver de şu haltı bi halledeyim ya."

"Niye söylemiyon ki?"

Dik dik bakıp telefonunu kaçırdı. Hay senden yardım bekleyenin ben.

"Kızlarla tanışma uygulaması."

Suratıma bön bön bakmaya devam etti.

"Ne var oğlum?" bi sike de doğru tepki verse olmazdı.

"Barış sen mal mısın?"

"Al işte sonra neden söylemiyorum İso." Gözlerimi kaçırıp koltukta arkama yaslandım. Nolmuştu iki muhabbet etmek istediysem? Her gün agalarla 101, Fifa. Bunaldım be.

Can't Get You Out of My HeadHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin