"Yaşadığın yer çok savunmasız" hafif alaycı şekilde gülümsedi Luna. Jack sırıttı.
"Şuan sende öylesin küçük hanım..."
~~
Babasının intikamını almaya çalışırken zor durumda kalan kızı mafya lideri bir genç kurtarır. Kız bir çatışmaya yardım ederken...
(Bilinmeyen Numara) - Turuncu saçlı bir kız eve girdi
Luna, tuvalet kapısının sesini duyunca Jack'i hatırladı. Emily, onu görmemeliydi. Fakat artık çok geçti. Jack, telefona bakarken Luna'ya doğru yürüyordu. Telefonu kapattı ve kafasını kaldırdı. Emily'i görünce gözleri açıldı.
Emily, Jack'i görünce şaşkın bir şekilde ona bakıyordu. Gözlerini Luna'ya çevirdi. Luna, ne yapacağını bilmiyordu. Büyük bir hata yapmıştı. Dudağını endişeli bir şekilde ısırıyordu. İşte şimdi sıçmıştı. Emily, biraz yüksek sesle konuştu.
"Lunacım, bu kim?"
Jack de ne yapacağını bilmiyordu. Kendisini mafya olarak tanıtamayacağı için ne demeli diye düşünüyordu. Luna'nın arkadaşı olduğu için bu işi Luna'ya bırakmıştı. Luna, düşünürken Jack'e endişeli bir şekilde baktı. Kısa süreli bakışmadan sonra Luna tekrar Emily'e baktı. Korkarak konuştu.
"Sevgilim" aklına tek bu yalan gelmişti.
Emily ve Jack'in aynı anda gözleri açıldı. Jack, diyecek bir şey bulamadı. Luna, hayatının ağzına ettiğini biliyordu. Utancından Jack'e bakamıyordu bile.
"Senin işin sevgilin miydi? Ayrıca benim haberim olmadan?!" dedi Emily.
Emily, Luna'ya bayağı sinirlenmişti. Luna'nın heyecanından ve utancından kalbi fırlayacaktı neredeyse. Emily'i daha fazla sinir etmeden ortalığı toparlamaya çalıştı.
"Güzelim, zaten çok olmadı bizim olmamız. Çok hızlı gelişti. Üzgünümm, lütfen affet beni" diye Emily'e yalvardı.
Emily, kızgın bir yüz ifadesiyle Luna'ya bakıyordu.
"Sonra konuşacağız bunu seninle. Neyse, tanıştır o zaman"
Jack mecburen bu yalana ayak uydurmalıydı. Luna'nın çaresiz kaldığını görebiliyordu. Çok geçmeden konuşmaya dahil oldu.