0.3

2 1 0
                                    

Helloo yeni bölümle kar-şı-nız-da-yııım. Medyadaki ormanlık ve gece pekii🫠

Güzel okumalarr💕

~~~

Cafeden çıkmıştık.Çıktığımızı anneme mesajla haber vermiştim. Yıldızla Atlas evleri yakın olduğu için birlikte gitmiştiler. Bense yürüyerek gitmeyi tercih etmiştim,zira evim fazla uzak değildi. 

Ara caddede tek kulagıma taktıgım kulakcığımda şarkı eşliğinde yürüyodum ki, birden arkamda motor sesleri duydum. Arkamı döndüğümde gördüğüm kişilerle şaşırmamıştım lakin anlık bocalamıştım. Ancak soğukkanlılığımı korudum. Gelen Nicholas ve grubuydu. Havalı bir şekilde motorundan indi ve kaskını çıkartır çıkartmaz önümde dikildi. Ama dağ kadar olduğu için altdan yukarı bakınca boynum hafiften ağrımaya başlamıştı...

Söze ilk ben girdim."Noldu züppeler? Havanızı söndürdüğüm için özür dilemeğimi mi bekliyorsunuz?" dedim dudagımı büzerek. Ve müptelası olduğum derin sesiyle hafif kahkaha attı. Afallamama yetdi.

Aniden ciddileşerek "Aynen öyle hanımef- A bu arada isminiz neydi?" dedi.

"Çok beklersin öyleyse ve seni hiç alakadar etmez" Dememle yavaş-yavaş üzerime gelmeğe başladı. Kahretsin napıcağım şimdi,haraketleri beynimi yakıyor...Kendine gel kızım sen bu değilsin...Düşüncelerimden sıyrılıp odaklandım.

Benim için ağır, onun için sinek değmiş gibi hissettiren bir yumruk attım sol göğüsüne ve tebrikler artık bir elim yok. Ancak çaktırmadım.

"Napıyorsun be! Uzaklaşsana!" Artık duvarla sırtımın buluşmasına ramak kalmıştı ki, sıyrılmaya yeltendim lakin bir çift kaslı kol beni umursamaz şekilde sertçe duvara yasladı ve artık iki duvar arasında sıkışıp kaldım.

"Niye ya tanışsaydık? Olmuyo böyle hanımefendili beyefendili falan.Çok uzun geliyor...Üşeniyorum...Hem aynı okuldayız, bence bundan sonra çok karşılaşıcağız ve bir birimize katlanmak zorunda kalıcağız maalesef... ve beni tanıdığını sanmıyorum, çünkü  eğer tanısaydın böyle boyundan büyük işlere bulaşmazdın yer cücesi..."

İs it normal that i'm melting guys?...Ay devrelerim karıştı sorry.Bedenini bedenime yaslamamıştı lakin buna ramak vardı. Kaçamıyordum da...Süt dökmüş kedi gibi aval-aval haraketlerini izliyordum...Olduğum yerde mıhlanmıştım sanki...

Eğilip gece gibi gözlerini benim ormanlıklarıma dikti. Ve evet 1.70 olmamama rağmen bir hayli boy farkımız vardı. E tabi yunan heykeli gibi adam diye boşuna dememiştim... Hafifçe başımı arkadaşlarına çevirdim hafiften ve bize bakıp gülüşerek bir şeyler fısıldadıklarını duydum. Gözlerimi devirdim. Düşüncelerimden ayrılmamama sebep olan sesiyle irkildim.

Muzip bir gülümsemeyle"Ben Nicholas Black tanıştığımıza memnun oldum yer cücesi" derken uzaklaştı ve elini uzattı. Uzaklaşınca sanki kendime gelmiştim azcık da olsa. Lakin etrafımdayken içimdeki hissleri susturmak bir hayli imkansız duruyor...
Birden ayılmış gibi kaşlarımı çattım. Elini sertçe iterek üzerine bu kez ben yürüyüp baş parmağımı ona doğru salladım. Sinir bombasına dönmüştüm ve boom: 

"Pardon da sen kimsin ki benim üzerime yürüyüp, 2 duvar arasına sıkıştırıp, üzerime eğilip, benimle alay edip, BANA YER CÜCESİ DİYOSUN? SEN KENDİNİ NE ZANN EDİYORSUN HA?! AMERİKALARDAN GELDİN DİYE ÖPÜP BAŞIMIZIN ÜSTÜNE Mİ YERLEŞMEĞİ Mİ PLANLIYORDUN?! NAH BEKLERSİN O ZAMAN! Ve ayrıca benim boyum 1.70 ASIL SENSİN DEV KADAR BOYU OLAN ,anormal herif!" Ohh çok şükür yarabbi rahatladım resmen bu kadarmı fark eder. Bayağı sinirlenmiştim, sebebiyse üzerimde bıraktığı etki hiç iyi değildi. Cık. Hayır sevmedim bu etkiyi. Kimin daha sözü geçer olduğunu ona göstermek lazımdı. Kendini ne zann ediyordu bu andaval?

"Ouuu...tamam prenses sakinleş ve eğer ismini söylemezsen yer cücesi diye seslemeye devam ederim bilesin. Ve ayrıca sen az önce bana duvar gibi olduğumu mu söyledin?" dedi gözünü kısıp baş parmağıyla beni işaret ederek.

" Lan bana bak bana! Sen beni Amerikadaki kaltaklarla karıştırdın herhalde ha?! Yalnız, söyleyeyim ben onlardan değilim hayallerin suya düşmesin sonra? DUYDUN MU BENİ LAN, ANDAVAL?! Git kendine başkasını bul eğlenecek!" Ara-ara ona dogru bağırıyordum çünkü bence boy farkımızdan ötürü düz durunca duymuyordu ,çünkü beni duyabilmek için hafiften üzerime doğru eğilmişti...

Hiç bir şey olmamış gibi " Ee bu arada boyun kaç?"dedim. Şaka gibiyim resmen mükkemmel ya gerçekten. Malım harbi MAL! Dediğim gibi devrelerim karıştı o yüzden aldırmayın lütfen.

"6'7 fit olmalı yanılmıyorsam" o nasıl boy ölçümü ya .Sanırım amerikada farklı ölçülüyor...

"O kaç eder tahminen?" Ama çok merak ettim arkadaş,napayım yani...

"2.05 falan her halde. Doğru ya siz fit'le ölçmüyosunuz. Ben Amerikadayken öyle-"

"Aman neyse merak etmiyorum! Get the fuck away to your business! Tamam mı?! Saygısız ,andaval, züppe herifler" diye soluyarak orta parmaklarımı kaldırıp evime doğru yol aldım. E ingilizcem iyiydi .Netflix'e buradan kucak dolusu teşekkürler.

 Arkamdan yüzsüz şekilde" E evine bıraksaydım bari?" Diye bağırdığını duydum.

"Yüzsüz!" diye soludum sinirle. Noluyordu ya bana... Bu kim ki benim ona karşı dilim tutuluyordu? KENDİME GELMELİYİM ACİL! Neyse sakinim.... Sakinim.... 1...2...3...4...5.........derken saya-saya eve vardım. Bugün naptığımızın raporunu kısa bir şekilde özet geçtim evdekilere tabi Nicholas'lı yerleri es geçerek,yemek yedik,olanları Atlasla Yıldıza anlattım,kedimi sevdim,mama verdim, bir kaç saat kitap okudum ve geç olduğu için üzerimi değiştirip,alarmımı saat 5e kurduktan, cilt bakımımı yaptıktan sonra yatağıma girip uyudum...


~~~

Evet bu bölümüde saldım ve kaçtıımm yarın görüşmek üzeree baayys🎀

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: a day ago ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

MEYRAWhere stories live. Discover now