İlk geldiği günden bu yana tam 3 ay geçmişti konseyin çoğu adamı bizi bulamıyordu. Bulanları ise konsey bidaha bulamıyordu. Onları vahşice öldürüyorduk. Bir gün yine gizlice şehir meydanına indik.
Theo: Sakın yakalanmayalım.
Alice: Artık sizler gibi kokuyorum hiç bişey anlamazlar.
Peki ya bizi bulurlarsa.
Alice: O zaman sonuna kadar savaşırız.
Konuşa konuşa devam ederken Theo yeniden vampir kokusu almaya başlamıştı.
Theo: En az 25 tane vampir var burda.
Eğer yakalanırsak ölürüz kurtulamayız.
Alice: Tamam ne alıcaktık.
Sadece biraz daha yiyecek.
Tamam şu markete girelim.
Markete girip ihtiyaçları aldıktan sonra eve gittik.
Theo: Oh bunuda sıkıntısız atlattık.
Evet bu iyi oldu.
Biraz daha oturup yiyip içtikten sonra birden kapı kırıldı ve içeri gaz bombası atıldı içinde galiba kurtboğan da vardı ki beni bayılttı. Yani Theoyuda bayılttı. Ama Alice hala duruyordu bende ona baktım ve kaç dedim tam kaçarken bir adam onu yakaladı ve bir iğne ile onu bayılttı. O kadar sinirlenmiştim ki adama saldırmak için ayağa kalktım pençelerim çıktı ve gözlerim parladı. Theo beni izliyordu. Bu imkansız diye bağırdı. Sonra ikimizde bayıldık.
Tekrar uyandığımda hem Theo hem Alice başucumdaydı. Bana bakıyorlardı.
Noldu dedim
Theo: Konsey bizi kaçırdı.
Ne nasıl bizi buldular.
Alice: Galiba bizi takip ettiler ve sonrasını bende hatırlamıyorum.
Theo: Ceyk sen sen o sun
Kimim
Theo: Sen gerçek bir alphasın yani olma yolundasın konsey bunu anlarsa seni daha çabuk öldürecektir.
Nerden biliyorsun
Theo: O adamı yakalamaya çalışırken seni gördüm. Gözlerin 2 saniyelik kıpkırmızı oldu.