Ay Prensesi'

Orman'

×××××

Selene duyduğu kuş seslerinin eşliğinde yumduğu gözlerini usulca araladı. Gün ışığı tam yüzüne vuruyordu ancak rahatsız etmiyordu.

Gece oldukça iyi uyumuştu. Yumuşacık yatağının elbette ki buna katkısı vardı.

Göz gezdirdi yeni odasında. Tavandaki ay ve yıldız sembollerine baktı. Gece parıldıyorlardı ancak şimdi neredeyse görünmeyecek gibilerdi. Öyle ki, gece onları izleyerek uyumak çok iyi gelmişti Selene'ye.

Sonra yatağının yanındaki sehpaya baktı. Bir bardak süt ve bir tabak kurabiye duruyordu üzerinde. Selene bu görüntüye gülümsemeden edemedi. Elini yavaşça uzatıp bir adet kurabiye aldı ve tadına baktı.

Hem taze hem de oldukça güzeldi.

Yarısını bıraktığı kurabiyeyi aldığı tabağa geri koydu ve yataktan kalktı. Önce gerindi biraz açılmak için. Sonra çantasına aldığı eşyaları koyduğu sandığın yanına gitti.

Ancak, sandığın üstünde bir elbise duruyordu. Kırmızı ve üzerinde altın sarısı işlemeler olan bir elbise. Selene elbiseye dokundu. Kumaşı yumuşacıktı. Ama, kim koymuştu bu elbiseyi buraya?

Giymeli miydi ki?

Bir anlığına tereddüte düştü, ama elbisenin güzelliğine yenik düşüp dayanamadı ve giyme kararı aldı.

Önce üzerindeki beyaz geceliğin kurdele şeklindeki askılarını açtı. Askıların açılmasıyla bir gecelik ayak ucuna düştüğünde zarifçe eğildi ve geceliği yerden alıp yatağının üzerine bıraktı.

Bu sefer kırmızı elbiseyi aldı eline. Önce üzerinde tutup bedenine uyup uymadığına baktı. Ne şans ki, elbise bedenine tam uyuyordu kızın.

Bacaklarından geçirdi ve yukarıya çekti elbiseyi. Askılarını da kollarından geçirdikten sonra odanın dolabıyla birleşik olan aynasına döndü. Gerçekten çok yakışmıştı. Selene bu elbiseyle kendisini prenses gibi hissetmişti.

Ancak sanki bir şey eksikmiş gibi hissediyordu. O an aklına geldi, elbisenin bel kısmı çok sade ve boş duruyordu. Korse takabilirdi.

Evlerinden ayrılmadan önce, babasının annesinin adına sakladığı bir anı kutusunu bulmuştu. İçinde ise hatırladığı kadarıyla annelerinin sürekli herkesten gizlediği bir korse vardı.

Yanına aldığını bildiği kutuyu aradı sandığın içinde. Öyle telaşla arıyordu ki, tüm eşyalarını dağıtmıştı. Ama en sonunda kutuya ulaşabilmişti. Duraksadı bir kaç saniyeliğine. Sonra koyu kahverengi işlemeli gri kutuyu aldı eline yavaşça.

Kilidi kırılmış olduğu için kolayca açabildi kutuyu. En üstte fotoğraflar duruyordu.

Bu fotoğraflara daha sonra bakacağını aklının bir kenarına not etti ve onları bir kenara ayırdı.

Kutuyu biraz daha karıştırdı, en sonunda kutunun bir köşesinde duran kemer şeklindeki korseye erişti eli.

Korseyi usulca aldı eline. Üzerindeki elbiseye oldukça yakışacağına emindi. Üzerinde beyaz bir kaç inci vardı, korsenin kendisi de açık renkliydi zaten. Ayrıca korsenin tam ortasında üzerinde ay sembolu olan anahtara benzeyen bir şey vardı.