Selamlar, okuduğunuz tarihi ve saati buraya alabilir miyim?
Umarım keyifle okursunuz.
Oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayınız.
İyi okumalar...
🍊
Seul Ulusal Üniversitesi Edebiyat Fakültesinin koridorlarında dolanan fısıltılar arasında o günlerin en popüler konusu kampüsün yakınlarına açılan kitapçıdan başka bir şey değildi. Tangerine Bookstore. Jimin elindeki bir yığın kitapla ne zaman birilerinin yanından geçecek olursa duyduğu tek şey buydu. Koridorları doldurup taşıran fısıltı ve kıkırtılar birkaç gün içerisinde fakültenin bahçesine de yayılmıştı. Üstelik burada fısıltılar yerini kahkahaların eşlik ettiği yüksek sesli sohbetlere bırakmıştı.
"Yeni kitapçı çok tatlı." diyordu herkes. "Hem yakışıklı hem de çok çekici biri."
Jimin bırakın kitapçıyı görmek, tam olarak nerede olduğunu bile bilmiyordu ama anlaşılan herkes o kitapçıya gitmiş, ya da methini duyduğundan bu popüler konuya bir katkısı olması için kendi ufak hikayelerini bile uydurmuştu. Açıkçası anlatılanların, kulağına çalınanların ne kadarının gerçek olduğundan bile emin değildi Jimin. Abartıldığına ise hiçbir şüphesi yoktu.
O gün, Edebiyat Akımları dersi biter bitmez yine aynı fısıltılar kulağına çalınmaya başladığında artık bu meşhur kitapçıyı kendi gözleriyle görmesi gerektiğine karar vermişti. Ders notlarını tamamlamak için kalemini defterinin üzerinde hızlı hızlı gezdirmeyi bitirip defterinin kapağını kapatmıştı ki ön sırasında oturan, alt dönemlerinden iki kızın ona döndüklerini fark etmişti.
"Jiminie oppa," dedi kızlardan biri tatlı tatlı gülümseyerek. Jimin onlarla daha önce hiç konuşmamıştı ama aynı dersi aldıklarından karşılaştıklarında birbirlerini nazikçe selamlamayı da ihmal etmiyorlardı. Zaten bu, Jimin'in kampüsteki cazibesinin sebeplerinden biriydi. Asla kibarlığından taviz vermiyor, güzelliğinin başkaları tarafından pohpohlanmasına mütevazilikle cevap veriyor ve ne kadar çekici bir adam olduğunu hatırlatmak için güzel gülümsemelerini yüzünden eksik etmiyordu.
Bu yüzden bu zamana kadarki en popüler konulardan biri her daim kendisi olmuştu. Fakülteye başladığında ilk olarak birinci sınıflardaki süper yakışıklı ve nazik çocuk olmuştu, bölümündeki başarısıyla beraber hem başarılı hem de yakışıklı olarak anılmıştı. Fısırtılar genelde onun geldiğiyle, onu bir yerlerde gördükleriyle ya da ne kadar yakışıklı olduğu hakında olurdu. Fakat son günlerde bu iş değişmiş, yerini o Tangerine Bookstore'un sahibi almıştı. Jimin ne zaman birine yaklaşsa sürekli ondan bahsettiklerini duyuyordu. "Jiminie oppa, yeni kitapçı hakkında ne düşünüyorsun?"
Jimin, herkesin bildiği bir şeyi kendisinin bilmediğini belli etmemek için nazikçe gülümseyerek kendisine söyleyecek bir şey bulmak için zaman kazanmaya çalıştı. "Hangisinden bahsediyorsunuz?" diye sordu sanki o sıralar gündemde olan başka biri başka bir yer varmış gibi.
"Tangerine Bookstore'u diyoruz." diye devam etti öteki kız. "Hani şu parkın oraya açılan var ya?"
Ah, Jimin şimdi anlamıştı. Henüz açılmadan önce tesadüfen oradan geçtiğinde orada yeni bir şeylerin hazırlığının yapıldığını görmüştü. Fakat bunun bir kitapçı olacağını düşünmemişti. Aslında ne olacağına dair hiç kafa yormamıştı bile, o ana kadar aklının ucundan bile geçmemiş, tamamen aklından silinmişti. Ama şimdi kızlar parkın orada olduğunu söyleyince bir anda kafasında canlanıvermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
tangerine bookstore | yoonmin 🍊
FanfictionKampüsün popüler dedikoduları her zaman Jimin'le ilgili olmuştu ta ki yakınlarda açılan kitapçının sahibi herkesin diline dolanana kadar. Jimin ise bu kitapçının rafları arasında geçireceği kaçamak öpücüklerle dolu günlerden habersiz minik bir ziyar...