Barış antrenman biter bitmez pastaneye uğrayacaktı ama ne diyeceğini düşünüyordu. Arelya hala ona geri dönmemişti. Mola verdiklerinde tekrar telefonu kontrol etti. O sırada antrenmana Ciro geldiğinden herkes onunla ilgileniyordu.
"Abi telefonundan kopamadın, gelsene." Metehan onu çağrınca Barış da yanlarına gitti. Barış giderken su şişelerinden birini aldı. Birazını yüzüne döktü birazını içti. Ciro'nun yanına gelince de şaka yapmaya yeltendi.
"No no!" Diye kızdı Dries. "Katrin is very mad because of this, don't teach him things like this. (Katrin bu konuda çok kızgın, çocuğa böyle şeyler öğretme.)"
"Niye kızmış ki?" Barış kalan suyu da içip şişeyi kenara attı.
"He liked the cake. You wanna go to her again? (Pastayı beğendi. Yine ona gitmek ister misin?)"
"Arelya?" Diye sordu Barış. Dries başını salladı.
"Sen niye isteksizdin abi? Başımızın etini yemedin mi pastaneye gidelim diye?" Metehan'ın sorusuna karşılık Barış ne diyeceğini bilemedi.
"Yoo gideriz, yorgunum sadece."
"Sende var bir haller ama neyse." Dedi Yunus.
"Who are you talking about? (Kimden bahsediyorsunuz?)" Mauro konuyu anlamamıştı. Dries ona Barış'ın Arelya'dan hoşlandığını ve pastaneye gitmek için nasıl bahane aradığını hızlıca açıkladı. Mauro şaşırmıştı. "Her? You can do better. (O mu? Ondan daha iyisini bulabilirsin.)" Barış arkadaşının ne dediğini anlamamış başını sallayıp geçiştirmişti.
Antrenmanın devamında acıktığı için soyunma odasına gidip çantasına attığı, Arelya'nın tarçınlı kurabiyelerinden yedi. Sonra içeri Metehan, Yunus, Berkan girdiler.
"Barış bağırtma ya. Yine ne yiyorsun?" Berkan onu görünce gülmeye başladı.
"Oğlm sabahtan beri kaç saat geçti, acıktım." Barış çantasının ağzını kapattı. "Siz de ne dalıyorsunuz içeri baskına gelir gibi."
"Ben seni darlamaya geldim." Yunus dürüstçe arkadaşının yanına oturdu. "Kafamızı siktin oğlum pastaneye gidip Arelya'yı göreceksin diye. Şimdi ne oldu?"
"Yoksa kız red mi etti?" Berkan kollarını bağladı.
"Yok be, Barış abimi reddetmemiştir." Dedi Metehan hemen.
"Yalaka seni." Berkan Metehan'ın ensesine vurdu.
"Kardeşim haklı." Barış kendinden emin bir şekilde gülümsedi. "Beni reddedebilecek biri değil o."
"Bak sen?" Yunus kaşlarını kaldırdı. "Ee görüşüyor musunuz o zaman?"
"Dün onunlaydım." Dedi Barış. Herkes devamını bekledi. "Bir bahaneye sığınmadan gittim yanına. Onun da hoşuna gitti gayet. İçeride ablası arkadaşları falan vardı, onlarla oturduk tanıştım. Kaynaştık baya."
"Ee, ne güzel."
"Hatta... mutfakta küçük bir yakınlaşmamız bile oldu arkadaşı bölmeseydi."
"Bakın ben demiştim." Diye atladı Metehan.
"Dur bi oğlum bölmesene." Dedi Berkan koluna hafifçe vurarak.
"Minicik bir pürüz var ama." Barış derin bir nefes alıp ensesini kaşırdı. "Dün cüzdanımı unutmuşum orada. Sabah Arelya da haber vermek için aramış. Telefonu da... başkası açtı."
"Nasıl başkası açtı?" Metehan kafası karışık halde sordu.
"Off kim bilir kimin yanındaydın Barış ya." Yunus ve Berkan şaşırmamıştı. Arkadaşlarını çok iyi tanıyorlardı. "O kız da ne açıyor telefonu yalnız? Ben tanıyorum galiba ya. Böyle... ince bir sesi var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşkın Tarifi | Barış Alper Yılmaz
FanficArelya'nın tutkusu her zaman pastacı olmaktı. Sonunda bir gün bu hayalini gerçeğe dönüştürdü ve pastanesini açtı. Ama hayallerini sürdürmek kolay olmayacaktı. Pastanesini geliştirmeye, kendi ayakları üzerinde durmaya çalışırken planda olmayan bir şe...