On beş

942 82 19
                                    

Barış
Dokuzda
Halısaha
Gel
Yazdım seni

Semih
Ne diyosun abi
Yarın maç var
Hem halısaha yapacak yeri nerden buldunuz

Barış
Bizim antreman yaptığımız tesise
Kaçak giriyoruz
İllegal işler yani

Semih
Abi saçmalamayın
Sanki her gün futbol oynamıyormuş gibi
Gerek yok yani

Barış
Hadi be oglumm
Gel gel ilk on bire yazdım seni

Semih
Komik mi abi bu
Komik mi yani
İstemiyorum gelmicem

Barış
La
Olm tamam la şakaydı
Gel valla eğlenicez ya

Semih
Abi yok
Sonra üstüme falan atlarsın
Yapmışlığın var

Barış
Böyle mazilerden mi konusucaz canim
Hadi hadi uzatma
Geliyorsun akşam
Allahaemanet
Görüldü 18.23
Çevrimdışı

-

Semih halısahaya biraz geç gelsede yetişebilmişti.
Bazıları ısınıyor, bazıları sohbet ediyor, bazılarıysa soyunma odasında üstünü değiştiriyordu. Semih'in gözü ilk Barış'ı aramıştı ama ortalıklarda görünmüyordu. "Vay Semihim! Bi on dakikamız var çabuk koş üstünü değiş. Koş koş!" Diye bağırdı Merih uzaktan.

Semih soyunma odasına girdiğinde içerde kimsenin olmadığını gördü. Hızlı hazırlanması gerekiyordu, ilk kramponlarını çıkardı, sonra şortunu. Heyecanlıydı çünkü uzun süre sonra kocaman bir sahada futbol oynayacaktı. Stres yok, senden mucize bekleyen taraftarlar yok ve tek hatanda geri yedeğe çağırabilecek bir antrenör yok. Sadece hiçbir yük altında kalmadan sevdiği şeyi yapacaktı.

Kramponlarını ve şortunu giyip eşofmanını ve ayakkabısını çantasının içine sıkıştırdı Semih. Kazağını çıkardı ve formasını giymek için uzandı ama forması çantasında yoktu. "Hasiktir" dedi kısık sesle. Etrafında daireler çizmeye başladı, üç dakikaya başlayacaklardı ama semihin üstüne giyecek bir tişörtü bile yoktu. Kazaklada oynayamazdı. Sessizliği kapıyı hızla açan sarışın bozu.

"Semih, nerdesin oğlum? Birazdan başlıyoruz."
Sarışının lafı ağzına tıkanmış olacakki cümleyi bitirmeye yakın yüz ifadesi değişmişti. "Abi yanımda tişört yok, getirmemişim." Semih'in stresli olduğu yüzünden belliydi. Barış bi süre Semih'in vücudunda gözünü gezdirdi. "He tişört... Ulan en baştan deseydin ya bana. Ben yanıma fazladan almıştım maçtan sonra terli terli dönmeyeyim diye." Dedi ve kendi çantasına doğru ilerledi Barış. "Abi sen ne yapacaksın? Hasta olursun." "Onuda hasta olunca düşünürüz sarı." Dedi Barış. Tişörtü alıp Semih'e doğru uzattı, yüzünde dalgın bir ifade vardı, kaşları çatıktı. Bu yüz ifadesi bir yerden tanıdıktı, sahilden.

"Hayır bi de... Böyle niye bekliyorsun Semih? İki dakika giy kazağı gel yanıma değil mi?" Dedi Barış hafif sinirli bir ses tonuyla. Semih tişörtü başından geçirirken "Ne olacak abi? Hepimiz erkeğiz zaten görende gördü bu zamana kadar." Dedi. Barış gözlerini birkaç saniyeliğine yumup derin bir iç çekti. Gözlerini açtığındaysa Semih'in hâlâ tişörtü giyemediğini gördü. "Çocuk musun sen, alt tarafı bi kafanı geçireceksin." Dedi Barış.
"Abi ya ters giymişim." Diye söylendi Semih. Barış ciddi bir yüz ifadesiyle Semih'e tişörtü giymesi için yardım etti. "Bu kadar basit ya." Diye söylendi Barış.

Tişörtü indirdiği gibi yüz yüze gelmeleri ikisini de şaşırtmış olacak ki tekrardan kısa bir sessizlik oldu. Barış'ın bakışları sanki bir şeyleri ele veriyordu ama Semih bunlara ihtimal bile vermiyordu, sadece Barış'ı anlamaya çalışmak için gözlerinin içine odaklanıyordu. Barış Semih'in gözlerinde kendini bulduğunda refleks olarak yutkunmuştu. Anı bozan şey ise Barış'ın boğazında kalan tükürüğüydü. "Öhö öhö anan... ı... si..." Barış öksürürken Semihse sırtına vurmaya başlamıştı. "Abi iyi misin? Vuruşlarım sırtına işlemiyo bile. Abi geçti mi, abi?" Diye söylendi panikle Semih. Barış derin bir nefes alıp "Abinin a..." dedi ama cümlesi yarıda kesilmişti.

"Oğlum nerde kaldınız lan?" Diyerek içeriye bodoslama girmişti Samet. Gördüğü görüntüye bir dakika boyunca baktı ve küçük bir sessizlik oldu. Hiçbir şey olmamış gibi kapıyı kapattı ve kapının arkasından "Hadi hızlı, bekliyoruz!" Diye bağırarak gitti.

-

Çek kameracı || BarsemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin