2.

137 26 34
                                    

beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım

"Barış geç İsmail'in yanına! Melisa kızım sende Tahir'in yanına! Hadi hızlı olun! Benim dersimde kopya çekemezsiniz!"

Hocam, Mehmet hocam yapmayın hocam.

Barış oflayarak yanıma otururken sadece önüme bakıyordum.

Yakınımdaydı. Yanımdaydı. Yanımda ki sandalyede.

Matamatik sınavı başladığı gibi soruları çözerken Barış hiçbir şey yapmıyordu.

Sadece adını soyadını yazmıştı.

Sınavımı tamamen bitirdiğimde son 5 dakikaydı. Normalde asla yapmayacağım bir şey yaptım.

Kağıdım sanki onun kağıdıymış gibi ad soyad kısmına Barış Alper Yılmaz yazdım.

Boş kağıdını hoca bakmıyorken önüme çekip kendi kağıdımı onun önüne bıraktım.

O ne yapıyorsun diyemeden ismini silip yerine İsmail Yüksek yazdım.

Hızla yerimden kalkıp boş sınav kağıdını Mehmet Hocaya teslim ettiğimde sorgularcasına "İsmail," dedi. "Senden beklemezdim evladım."

Cevap vermezken hocadan tuvalete gitmek için izin alarak sınıfı terk ederken hızla erkekler tuvaletine girdim.

Yaptığım şeyin paniğiyle artan mide bulantımla boş tuvaletlerden birine girip kusmaya başladım.

Kusmam bittiğinde elimi yüzümü yıkarken bir anda kapı kapanmış ve "Neden yaptın?" diyen Barış'ın sesi duyulmuştu.

İçimden büyük bir siktir çekerken dönen başım cevap vermeme pek müsade etmiyordu.

Kolumdan çekerek beni duvara yasladığında "Bana bak ne yapmaya çalıştığın hakkında bir fikrim yok." dedi sert sesiyle.

Sesim çıkmazken sinirle elini duvara vurdu.

Bedenim, elini duvara vurmasıyla titrerken aklıma düşen unutmaya çalıştığım anılarla gözlerim kapandı.

Annemin bağırışları babamın sinirlenip elini masaya vurması. Her suçun bana yığılması.

Can yakan dayaklar.

Sert tokatlar.

Sakin ol İsmail, geçti gitti. Sakin...

"Hey!" diye seslenerek elini gözüme sallarken "Cevap versene lan." dedi. "Niye yaptın?"

"Yardım etmek istemiştim sadece," diye bir şeyler gevelerken "Ben senin adını daha yarım saat önce öğrenmişken sen bana neden yardım ediyorsun?" diye bağırmaya başladı.

O sırada kapı açıldı ve içeri Mert girdi. Barış'la arkadaş gibilerdi ama biraz düşmana kaçıyorlardı gibilerdi.

"Bağırma lan çocuğa! Sana acımış mı ne olduysa artık, beleşden 80 üstü puan kazandırdı şimdi teşekkür edeceğine boş boş bağırma!"

Beni kolumdan tutarak ondan uzaklaştırırken birkaç şey daha demişti ama anlamamıştım.

Beraber boş sınıflardan birine girdiğimizde sıraya çöktüm.

"Mert..." diye mırıldandım ağlamaklı sesim ve dolu gözlerimle.

Bedenimi kolları altına alırken kafamı omzuna gömüp gözyaşlarımı serbest bıraktım.

Yaklaşık 2 hafta önce tanıştığım bu adam hayatıma giren en doğru insanlardandı.

"Ben sadece yardım etmek istemiştim, beni sevmediğini biliyorum zaten Arda'yı seviyor o ama..." Ağlayarak konuşurken "Açıklama yapmana gerek yok İsmail, ben anlıyorum zaten seni. Gözlerin konuşuyor." dedi Mert.

Dakikalarca Mert'in omzunda ağladıktan sonra az da olsa sakinleştiğimde "İyi ki varsın, Hakan." dedim.

"Sende iyi ki varsın İsmail." dedi gülümseyerek.



Bölüm bildirimi gitmiyor ya

Üçüncü Şahsın Şiiri | BaİsmHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin