Bölüm 3500 kelime ve çok severek yazmama rağmen itiraf etmeliyim ki bu hikaye epey vakit ve emek istiyor. Bu yüzden eğer beğeniyor ve devamını merak ediyorsanız en azından bunu belli eden bir yorum bırakırsanız çok mutlu olurum. Sınır vs. gibi saçma bulduğum işlere girişecek değilim ancak geri bildirim olmadan paylaşmanın da çok anlamı kalmıyor zaten :/
1 Ekim 2022
Arabada bekle. On dakikaya ineceğim. Sana geçelim, otelde birileri fotoğraf çekebilir.
Mesajı attıktan sonra bir süre klozetin üstünde oturup bekledim. Sakinleşememiştim hala, sakinleşmek de istemiyordum. İçimde bir şeyi tutuşturmuştu Alper o gün toplantı odasında ve sonunu getirmiyordu. Birbirimizi ne kadar istediğimiz bu kadar açıkken reddetmesini anlamıyordum, benim hakkımda ne biliyordu da benden hoşlandığını iddia ediyordu ki.
Belki de geçirdiğimiz vakitte beni tanıdığını düşünmüştü. Ne biliyordu ki benim hakkımda, benimle vakit geçirip günlük şeylerden bahsetmek dışında ne yapmıştı? Ne mutlu ederdi beni hayatta? Ne beni ağlatır biliyor muydu? Bilseydi on dakika önce gözlerimin dolmasının sebebi o olmazdı herhalde. Takip ettiği o salak magazin sayfalarında gördüklerinden ne öğrendiğini sanıyordu? Podcastlerde söylediğimiz kısımların saçma sapan lanse edilişinden Aden'in kim olduğunu bildiğini mi zannetmişti? Üzerinden iki hafta geçmesine rağmen hala beni bana karşı hisleri olduğunu iddia ederek reddetmesine öfkeliydim. Objeleştirilmekten ne kadar nefret ettiğimi mi okumuştu bu topçu? Seks yaparken bile kendi vücudumu eleştirdiğimi fark ettiğimi okuduğu için bana olan arzusunu meşrulaştırıyor muydu iddia ettiği hisleriyle? Acıyor muydu halime de beni yanıltmaya çalışıyordu?
İki insanın arasında en baştan oluşan cinsel çekimi çok iyi tanıyordum. İlk temastan adını koymuştum, Alper'in bana kur yapma çabalarına bana iyi hissettirdiği için izin vermiştim evet. Ama ilk gece de istesem yatağımda olacağını biliyordum. Kendimi kandırmaya ihtiyacım yoktu. Lauren'den önce de üzerimdeki flört çabaları ters tepen birçok erkek olmuştu bu konuda çabuk sinirlendiğimden. Alper'de farklıydı ama. Neden benimle saatlerce Arin alıştıktan sonra nereye gidebileceğime dair konuşmamış gibi davranıyordu, son anda mı ortaya çıkası gelmişti hislerinin?
Kendi zihnimde işleyip konuyu kapatamadığımdan daha kimseyle paylaşamamıştım olanları. Az önce yaşadıklarımız da geri döndürmüştü beni o toplantı odasına. İki haftadır kendime itiraf edemesem de özlüyordum onu öfke duymanın yanında. Kestirip atamıyorsak halledecektik bu işi bu akşam. "Arabadayım" yazdığını görünce ayaklandım.
Aşağıdakilere migrenim tuttuğu bahanesiyle veda ettim. Beni ziyarete gelmiş olan Elisa ayaklansa da onu durdurdum, "Berkan ile olan vaktinden çalmak istemiyorum, ben biraz kestireyim sen gel otele sonra." Dedim. Gözlerime sorgulayarak baksa da kestirip atmamdan yalnız kalmak istediğimi anlamış olmalıydı. Zaten yılda kaç kez görme imkanı vardı ki Berkan'ı? Kalmak istediğini biliyordum.
Arabaya bindiğimde gözlerime boş boş bakan Alper'e "Sür." Dedim. Sorgulamadı, yol boyunca da bir şey demeye çalışmadı. Odağımı bozmasını istemiyordum. Ne istediğime emindim ben artık. Onun tarafını evde öğrenecektim.
Kısa bir yolculuktan sonra evine girdiğimizde mutfağa yönelip bir bardak su aldım. Evine aşinaydım, kahvaltı hazırlamasından sonra bir kez daha gelmiştim hatta. Arkamdan gelip o da bir bardak su aldı. Ben mutfak tezgahına yaslanmış yavaşça yudumlarken o ikinci bardağa geçiyordu.
Çantamı kolumdan çıkarıp mutfak tezgahının üzerine bıraktım. İki adımda ona yakınlaşarak önünde durdum. Yavaşça aldı son yudumunu gözlerime bakarak, bitirdiğinde bardağı elinden aldım ve kenara koydum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Noli Me Tangere / Barış Alper Yılmaz
Fanfiction"Touch me not, but leave me not" Bekleme artık boşuna, sana bir şey veremem.