İyi okumalarr 🤍
______________________________________
.
.
.
.
.
Şuan o kadar boktan bir durumdaydım ki bir tarafımda annem , annemin tarafında İnci , İnci'nin karşısında babam , babamın yanında Sezgin bey onun yanında da eşi ve çocuğu oturuyordu.Anlıycağınız şuan annem ve babam beni yok sayıyordu.
Babam "bu durumu uzatmaya gerek yok Sezgin bey , ben kendi öz kızımı istiyorum " dedi ve ardından da "bilmiyor olabilirsiniz ama ben avukatım ve gerekirse şuan bu davayı açarım" diye fısıldadı ama tek fark fısıldamasını masadaki herkes duymuştu.
Sezgin bey bu sefer konuşmayı devraldı "Tamam siz öz kızınızı alın bizde Bahar'ı almak istiyoruz. Zaten siz davayı açacaksanız da açmayacaksanız da dert etmeyin çünkü davayı bizzat açtırdım Yaman bey , şimdi öz kızınızı da alıp defolup gidebilirsiniz" dedi. Ağzım beş karış açıldı. Hatta yutkunamadım. Beni onlaramı vereceklerdi.
Ben onların kızıydım vermezlerdi değil mi?
Babam sanki bu anı bekliyormuş gibi karşısında oturan İnci'nin elini tutup kaldırdı. Ardından da çıkışa yürümeye başladı. Annem ise yavaş adımlarla yanımdan kalktı ve onların yanına yürümeye başladı. Bir veda bile etmedi bana.
Anlıyorum onun kızı değilim ama 16 yıl be 16 yıl beraberdik. Ben onlar için bir hiçmiydim. Gözümden bir yaş aktı onları izlerken. Ardından bir tane daha ve bir tane daha. Hızlıca ellerimle yüzümü sildim ve hafif bir şekilde gülümsedim.
En azından baş belası bir çocuktan kurtulmuşlardı.
Nalan hanımın önüme geçmesiyle onları daha fazla izleyemedim. Yavaşça kafamı onun gözlerine kaldırdım ve onun da mavi gözlerinin dolduğunu gördüm.
Yavaşça kollarını belime sardı ama ben kollarımı kaldırıp ona sarılamadım. Sadece halsizce kafam omzuna düştü.
Ben temas sevmezdim ki.
Ama bu kadının sarılışı neden bu kadar kalbimi yumuşattı. Sezgin beyde yanıma adımlayıp bana sarıldı. Bu sefer gerçekten de kendimi yanlız hissetmemiştim.
Tuhaftı annem ve babam bana hiç sarılmamıştı ki.
Yavaşça kafamı kaldırdım onlarda kollarını benden çekmişti. Kısa bir boşluğa düşmüştüm. Nalan hanım yine dizlerinin üzerine çökmüştü. Bu sefer bana gülümseyerek bakıyordu "Hadi evimize gidelim" dedi. Yani onların evine. Kafamı yavaşça aşağı yukarı salladım. Ama o daha fazla gülümsedi.
Neden bu kadar fazla benzemiştim ki bu kadına.
Gülünce yüzündeki çiller sanki daha fazla belirginleşiyordu. Yaşına göre epey güzel ve çekici bir kadındı.
Beni elimden tutarak kaldırdı. Bende ona uyarak arkasından devam ettim. Nalan hanım sanırım çok heyecanlıydı. Çünkü resmen beni koşarak arabaya götürüyordu. Arabaya geldiğimizde Sezgin beye seslendi ya da bağırdı " Sezgin aç kapıyı hadi biran önce kızımızı evimize götürelim hadii" dedi . Sesine karşı yüzümü buruşturdum. Bana daha demin kızım demişti değil mi?
Ben onun kızıydım sanırım.
Sezgin bey eşine gülerek yanağını kocaman bir şekilde öptü. O öyle yapınca gözlerimi kaçırmıştım. Bu seferde sanırım bana gülümüşlerdi hatta bana benzeyen çocuk bile gülmüştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çiçek Bahçesi ( Gerçek Ailem )
أدب المراهقينAslında biraz farklı bir şeyler yazmak istedim. Mesela ana karakterimiz travmalarından kurtulamazsa nasıl devam ederdi kitabımız...