Sabah uyandığında karşılaştığı manzara kalbinin teklemesine neden olurken ayılmak için gayret gösterdi. Hızla geçen düşüncelerini görmezden gelip kalkmamaya karar verdi.
'Koray'ın burada ne işi var? Dün burda kalmıştı. Kolları neden- Spora gidiyordu. Nedena atletle- Dün sıcakladığı için çıkarmıştı. Kalkarsam onu inceleme şansımı kaçırabilirim ve gözlerimi dikmiş onu izlemem onu rahatsız edebilir.' Tüm bunlar fırtına gibi kafasının içinden geçerken sadece saniyeler geçmişti.
Karşısında uzanmış, kaşları çatık bir şekilde telefona bakan bir Koray vardı. Yüzüne, dağılmış saçlarına, uzun kirpiklerine, ince pembe dudaklarına baktı. Ardından ellerine, telefonuna, kollarına.. Onu saatlerce inceleyebilirdi. Ne olurdu ki şu an yanında, kollarının arasında uzanıyor olsaydı. Açık kahve gözlerinde kaybolsaydı. Yine oluyordu.. Elinde olmadan yine kendini kaybediyordu. 'Hayır Efe! Onun konuştuğu bir kız var. Kız!' diye hatırlattı kendine. Bakışlarını Koray'dan çekti. Bu hoşuna mı gidiyor yoksa daha çok canını mı yakıyordu karar veremedi.
Yavaşça doğrulup gözlerini ovuşturdu.
''Günaydın.'' dedi uykulu bir tonda. Koray da ona uykulu sesiyle günaydın dediğinde kalbi tekledi bir an. Sonra göz devirdi. Etkilenmemeliydi.Yavaşça ayaklanıp yatağını topladı.
''İyi uyudun mu?'' diye sordu. Koray bir an ona bakıp hızla süzdü. Ardından kafasını salladı.
''He ya. Sağol.'' dedikten sonra bakışlarını tekrardan telefonuna çevirdi. Kısa bir süre sonra doğrulup telefonunu yan tarafına fırlattı. Derince oflayıp elleriyle yüzünü ovuşturdu.
''Sabah sabah mına koyayım.'' diye mırıldanınca Efe kaşlarını çatıp ona döndü.
''Bir sorun mu var?'' diye sordu.
''Ya kız trip atıyor. Sokucam tribine sabah sabah.'' deyince suratı düştü içten içe. Daha doğrusu morali düştü, fakat belli etmedi.
''Kızlar böyledir. Neye trip atıyor peki?''
''Dün biz seninle sohbet ederken falan mesaj atıyordu bu. Neden geç dönüyormuşum diyor.''
''Eee?'' dedi kafasıyla onayladıktan sonra.
''Gece de niye iyi geceler mesajı atmamışım diyor. Yav seninle konuşurken uyuyakalmadım mı ben zaten?'' diye sinirle konuşurken avuçlarını açtı. Efe ise sadece kafasını sallamakla yetindi.
''Sikerim flörtünü de sevgilisini de. Bir değil iki değil yeter mına koyayım.'' Efe elini Koray'ın sırtına koyup kafasını salladı iki yana.
''İlgi istiyordur belki sadece. İlişkiler karmaşık biraz Koray. Çaba ister, emek ister.'' diye konuşurken Koray kafasını kaldırıp Efe'ye baktı. Göz göze geldiler. Çatılı kaşları şeklini bozup düzelirken hayranlıktan mı yoksa aydınlanmış olmaktan dolayı mı olduğu belli olmayan bir yüz ifadesiyle bakmayı sürdürdü.
''Sinirlenmek yerine kızdan özür dileyip alttan almak daha iyi. Tartışmalar alttan alınmazsa olmaz. Bir tarafın alttan alması şart.''
''Niye her bokunu alttan alayım-''
''Tamam, uyuyakalmış olabilirsin. Alttan almaktan kastığım şu.'' Efe duruşunu düzeltip daha çok Koraya doğru döndü. Oturdukları koltukta bağdaş kururken ellerini de kullanarak konuşmaya devam etti.
''Mesela o iyi geceler mesajı için sinirlenmiş ise, sen uyuyakaldığını söyleyip özür dileyebilirsin. Kendini açıklaman yeterli olacak diyorum. Özür dilemek zayıflık değil ya da erkekliğini düşürmez. Olgun ve ılımlı bir insan olduğunu gösterir.'' Bu sözler karşısında Koray şaşkın ve aklı karışmış bir şekilde bakışlarını zemine çevirdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşakları
Teen Fiction*** Küçük bir mesajla başlar büyük hikayeler~~ *** !! Konu, kapak ve kitap ismi değiştirilecektir !! ***