.

2 0 0
                                    

ARALIK 2015

"Abi."

Genç kızın bağırışlarını duymuyordu bu soğuk gecede abisi; oysa bir zamanlar fısıldasa bile duyardı onu.

"Abi, gitme !"

Kaldırım taşları ile bezeli olan evin bahçesinde elinde sadece bir ceketiyle onu bekleyen siyah arabaya ilerleyen adamın arkasından koşarken genç kız, yalvarıyordu gitmemesi ve onu bırakmaması için; kulaklarını bağırışlara sağır eden abisinden haberisiz.

Bir abi; canından çok sevdiği kız kardeşini arkasında bırakıp gidebilir miydi; bıraktığı yer cehennemin başka bir kucağı olsada.

Yoksa artık sevmiyor muydu onu abisi, diye düşünüyordu genç kız.

Yalın ayak koşarken ayaklarının altına ufak taşların batmasını ve canını yakmasını umursamıyordu, sadece abisine yetişip durdurmak istiyordu.

"Özür dilerim abi, söz bir daha odana habersiz girmeyeceğim."

"Gitme..."

Arkasından bağırıp koşarken önündeki her zaman görevlilere söylediği yerinden oynamış taşa takılıp düşmüştü; ağzından acı bir haykırış gecede hayat buluyordu evin içinde perdelerin arkasına saklanan yüzlerin eşliğinde.

Kız kardeşinin haykırışıyla beraber az önce yalvarışlara kulak asmayan adamın attığı adımları durmuştu; yanına geleceğini düşünüyordu kız, canının yanmasına kıyamayan abisinin.

Bekledi, yanına gelip kanayan dizlerinden öpmesini. 

Ama yanıldı; koca bir yanılışın içinden geldi genç kız.

Adam; yoluna devam ediyordu kardeşinin gözyaşları bir okyanus oluşturacak kadar akmaya başlarken.

Daha fazla sızlanmaya devam etmemesi gerektiğini, abisini yoksa yakalayamadan gideceğini düşünüp ayağa kalkarken; arabanın arka kapısını açmış binmekte olan abisine doğru dizleri yara bere içinde bir şekilde koşmaya devam etti.

Yetişmesi gerekiyordu; onu burada bırakamazdı bir başına.

"Abi, nolur dur."

Açtığı kapının önünde bekleyen adam; bir an arkasını dönecek gibi olsada dönmemiş ve yanında karartının olduğu arka koltuğa binmesiyle araba haraket etmeye başlamıştı.

Gecenin misafir ettiği kar, ıslatmış olduğu yolun üzerinde genç kıza zorluk çıkarırken; hareket etmiş arabanın arkasından koşuyordu; kar, yılın ilk yağan karıydı.

Yılın ilk yağan karın hatırına bile arkasını bir kere dönüp bakmamıştı; abisi, kardeşine.

Baksa; gidebilir miydi, bilmiyordu.

Araba, sokağın sonunda kaybolurken; genç kız, koşarken düşmekten dolayı yaralarla kaplı olan dizleri ile üzerinde beyaz geceliği olan bedenini yolun ortasında durdurmuş; saçlarının beyaz olmasına neden olan karla beraber gözden kaybolan arabanın arkasından bakıyordu.

"Abi, dön geri. Söz ağlamayacağım bu sefer."

Ona veda etmesine izin vermeden gitmesini, ağladığı için sanıyordu.

Ne aptaldı.

Bu gece; bir kapı aralanmış, bir kapı kilitlenip anahtarı tozlu hatırların olduğu sandığa saklanmıştı. Tanrı, göz yaşlarını genç kız için akıtıyordu; bu gece kimsesizliğe kucak açan Mitra için.


ÇAN ÇİÇEKLERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin