(Liora'dan)
Yavaşça uyanarak doğruldum, kafam zonkluyordu. Ardından etrafıma bakındım. Yanımda 30'a yakın insan vardı. Saydığımda 25 kişi çıktı. Neredeydim ben? Yanımdaki kişiler kimdi? 26 kişi burada tek başımıza ne yapıyorduk?
Yanımdakileri teker teker uyandırmaya başladım ama kızıl saçlı bir kız dikkatimi çekmişti. O kadar güzel ve saf birine benziyordu ki…
Herkes uyanınca isimlerini sordum sırayla. Onlarda benim gibi şaşkındı hem de çok.
Kızıl saçlı kızın ismi kalmıştı sadece aklımda Sienna'ydı. “Memnun oldum Sienna, ben Liora.” dedim şaşkınlıkla yüzüne bakarak. O ise çok mutlu şekilde cevap vermişti, sanki beni daha önceden tanıyormuş gibi. “Bende çoook memnun oldum Liora” Aradan bi “ooo~” sesi yükseldi. Sienna'ya baktığımda yüzü kızarmış, öyle tatlı olmuştu ki~ Aradan bir ses "Buraya niye geldik biz?! Ben sizinle olmak istemiyorum, çok sıkıcısınız” diye kükredi sinirle. Bende boş durur muyum hemen cevabı verdim: “Biz sana aşık değiliz, kendi isteğimizle gelmedik” Hemen yüzü düştüğü için hafifçe güldüm. Birden bir karga sesi duyduk. Gökten bir mektup düşmüştü, zarf içindeydi. Elime alıp sesli bir şekilde okumaya başladım:Merhaba, Cadılar Bayramı Oyunu Oyuncuları
Size çok mükemmel bir oyun ile geldim!
Oyunumuzun tek kuralını sizlere açıklayacağım, diğerlerini zamanla öğrenirsiniz:
Oyunu oynamak zorundasınız başka seçeneğiniz yok
Aren't you scared? Well, that's just fine(Korkmuyor musun? Peki, sorun değil)¹
~Ding Dong“Ne Oyunu bu başlayacağım böyle işe!” dedi sarı saçlı çocuk. Sonra bir ses geldi, ağaç çocuğu kapıp gitti. Peşinden koştuk ama yetişemedik. Ağaç çocuğu diri diri yemişti. Aklımızda sadece çocuğun çığlıkları kalmıştı. Neler oluyordu? “Ding dong da kim? Neden biz seçildik? Bunların açıklaması yok mu?” diye söylendi üzüntüyle mavi saçlı çocuk. Ve gökten bir mektup daha düştü. Bu sefer mektubu adını tam net olarak hatırlayamadığım siyah saçlı kız açtı.
Herşey zamanla öğrenilir. Aynı hayat gibi, hayatta zamanla öğrenilir. Bunu asla unutmayın oyuncular. Ve arkanızı mutlaka kollayın.
~Ding DongNiye bize hayat felsefesi yapıyordu? Niye arkamızı kollamamızı söylüyordu? Hepimizin kafasında o kadar soru vardı ki.
“Tamam o zaman, önce sakinleşelim.” dedi sakin sesiyle Sienna. Sesi o kadar sakindi ki sanki birkaç dakika önce hiçbir şey yaşanmamış gibi konuşuyordu. “Önce yerleşecek yer bulalım kendimize” dedim hafif gerginlik hafif sakinlikle. İlerlemeye başladık en arkada ben ve Sienna vardı. “Nasılsın bakalım Liora” dedi neşeyle Sienna. Ama sesi neşeli çıksa bile sanki geçmişte birşey yaşamış gibi duruyordu. Gözleri “Lütfen beni geçmişimden kurtar!” diyordu.
YOU ARE READING
Cadılar Bayramı Oyunu
Vampire"Herkes bir gün gider, ancak ruhları gitmez. Sadece bedenler ayrılır, öyleki bedenler çürüse bile ruhlar daima birbirini seven taraf olur." Bir gün gözlerinizi açtığınızda bir kasabada uyandığınızı düşünün siz haricinde 25 kişi olan bu ortamda başka...