Part-3 "Kimlik."

1 1 0
                                    

Bir hafta... Bazen buraya nasıl geldiğimi sorgulamadan edemiyordum. Yaklaşık bir hafta önce gözlerimi açmıştım. Sorun, tüm anılarımın yok olmasıydı. Hafıza kaybı. Doktorlar ve şifacıların tek dediği şey buydu. Ancak ben buna inanmadım. Ben... Bu bedenin gerçek sahibi değildim.

Bu ergence bir şaka değildi. Gördüğüm sahneler bulanıktı ama o kadar derinlerdi ki, sorun tam olarak buydu. Gördüğüm sahneler ile şimdi ki benin çok farklı olmasıydı. İçimde bir şeyler eksik kalıyordu, sanki başka bir hayattan getirilmiş gibiydim.

Ayağa kalktım ve lavabonun önündeki aynaya baktım. Kumral saçlar, derin koyu mavi gözler, beyaz bir ten… Neredeyse mükemmel bir yüzle, masalsı bir karakter gibi hissettim kendimi. Ama… O sahnelere kıyasla daha küçük ve zayıf bir bedendim. Gördüğüm kişi, siyah saçları olan, keskin koyu gözlere sahip biriydi. Şimdiki halimle çok daha farklıydım.

Lavabonun kenarını sıktım. "Belki hafıza kaybının değişik bir etkisidir," diye mırıldandım kendime, bu durumu aklımın bir köşesinde mantık çerçevesine oturtmaya çalışarak.

Tam bu anda odanın kapısı çalındı. "Gir," dedim, sesim yavaşça yankılanarak içeriye yayıldı. Bir hizmetli içeri girdi, elinde yemek tepsisiyle.

Derin bir iç çektim. Kim olduğumu bilmiyordum ama şu anki benin kim olduğunu çoktan öğrenmiştim.

Yemeğe doğru yöneldim ve hizmetlinin çıkması için elimle işaret verdim. İşaretime karşılık, sessizce kafasını eğdi ve dışarıya çıktı. Bakışlarımı tabağa doğru çevirdim. Tabağın içindeki yemek oldukça güzel görünüyordu, ama içimde bir huzursuzluk vardı. Derin bir iç çektim, ardından tabağı alıp lavaboya doğru ilerledim.

Kimseye güvenmiyorum. Bunun için kimse beni suçlayamazdı. İçimde bir yerlerde, bu ortamda bir tehlike olduğuna dair bir his vardı. Yemeği dökmeden önce, dikkatlice tabağı kontrol ettim; neyse ki sadece çorbaydı. İçimi rahatlatan bir şeydi bu. Sonrasında adımlarımı hızlandırdım ve yavaşça yatağımın yanında duran telefonu fark ettim.

Hızla yaklaştım ve ekranı kaydırdım. Ama ekranın kilitli olduğunu görünce iç çektim. Hızla parmak izi okuttum; cihazın açılmasına neden olan bu teknoloji, burada daha önce sahip olmadığım bir rahatlık sağlıyordu. Teknolojik bakımdan gelişmiş bir medeniyetteydim. Bunu az da olsa anlamıştım.

Fakat sorun, burası nasıl bir dünyaydı? Kendimi burada bulmuşken, etrafımdaki her şey sırlarla doluydu.

Parçalanmış HavariHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin