"Yani, Yekta seni sevgilisi olarak mı tanıtmış? Ben anlamadım."
Dedi Selina daha demin yaşadığım olayı yorumlayarak.
"Bence Yekta ile enerjisini böyle yorumlamış olabilirler."
Diyerek tahmin yürüttü Buse.
"Ortada büyük bir yanlış anlaşılma olduğu bariz."
Şahsen Yekta'dan o kadar soğumuştum ki şok yaptığı şeyden sonra bu olayın ne olduğunu bile sormak istemiyordum.
"Aaaa roman havası çalıyorlar. Gelin oynayalım."
Yasmin'in bizi beklemeden önden gitmesiyle biz de onun peşinden gittik.
Roman havası çalınca yerinde duramayan o ekiptik.
Stadta binden fazla kişi toplamıştık ve işin artık eğlenceli kısmındaydık.
Can'da gelmiş bizimle roman havası oynuyordu.
Becerememesi ama eğlenmesi hoşuma gitmişti.
Sıcakta zıplayarak oynadıktan sonra susadığım için Buse'yi alarak stadın arkasına geçtim.
Hasan, Bora ve Alper oturmuş sohbet ediyordu.
"İyi kişi topladık bugün."
Dedim sandalyeye otururken.
"Bini geçtik işte yarında toplulukların son günü."
Dedi Hasan.
"Yok yazılmadan burada durmak çok iyiyidi, perşembe günü kim gidecek derse."
Dedi Buse.
"Sizin daha ilk seneniz. Dersleriniz hafiftir. Hemen sıkıldınız mı?"
Dedi Hasan, Buse'ye doğru.
Buse'ye doğru...
"Derste biz uyuyoruz ya da tabletten oyun oynuyoruz. Çok uykumuz geliyor."
Haftada iki gün fakülteye geliyorduk. Diğer sınıflara göre daha az dersimiz vardı.
Ben seviyordum ve derslerde uyumazdım fakat tarih dersinin sıkıcı olduğu bariz kesindi.
"Buseler biz acıktık, yemek yemeye gideceğiz. Gelecek misiniz?"
Selina'nın dediğine olumsuz anlamda kafa salladım. Aç değildim.
"Ben şimdi yersem akşam acıkırım. Yemeyeceğim ben de."
Öğrenci matematiği. Özel yurtta kaldığı için Buse, akşam yemeğine de para veriyordu ve ne kadar geç yerse o kadar iyiydi onun için.
"Neyse gençler fazla oturduk birkaç kişi daha toplayalım."
Diye ayaklandı Bora.
Gözün doysun ve Bora. Bu topluluk açıldığından beri en yüksek üye sayısına ulaştık. Daha ne yapalım.
Bora ile birlikte herkes ayaklanınca ben de ayaklandım.
Neyse fazladan zarar gelmez.
"Gözlüğünü takabilir miyim?"
Dedi 2. Sınıflardan bir çocuk.
İşaret ettiği gözlük kafamdaki güneş gözlüydü.
Kafamı olumlu anlamda sallayarak gözlüğümü ona uzattım.
Eline insanları kaydetmek için kâğıt kalem aldı ve bana eliyle gel işsareti yaptı.
"Gel seninle yol boyu insan toplayalım."
Dedi.
Dediğine kafa sallayıp yanına gittim ve insanların önünü kesip topluluğumuzu anlatmaya başladık.
Herkes böyle yaptığı için kendini sapık hissetmeyi çoktan bırakmıştım.
Adını bile bilmediğim çocukla yol boyu insanları kaydettik ve arada insanlar kaydolsun diye halaya katıldık.
Toplulukların süresinin bitmesine yakın artık yeterli olduğunu düşünerek kendi stadımıza ilerledik.
Kendi stadımıza yaklaşmamla Hasan Bey ve Buse'nin konuştuklarını gördüm.
Tövbe hala ne oluyor bu alçak yerde?
Buse ayrıl şu Gökhandan Allah rızası için sana çok harika birini ayarlayacağım.
"Arda kaç kişi topladınız?"
Dedi Can yanımıza gelirken.
"15,20 kişinin adını aldık."
Yanımdaki çocuğun adınıda öğrenmiş oldum.
"Beni son kez gözlükle fotoğrafımı çeker misin?"
Arda'nın dediğine kafa salladım ve onun fotoğrafını çekerken Can'da Arda'nın yanında poz verdi.
"Bana atarsın"
Dedi Can telefonumu işaret ederek.
Dediğine olumlu anlamda kafa sallarken telefonumu ona uzattım numarasını girmesi için ve o da girdi.
Artık herkes toplanmaya başlamasıyla biz de kızlarla etrafı toplayıp oradan ayrıldık.
• • •
Çok saçma bir yerde bitti biliyorum ama burada kesmem gerekiyordu.
Çünkü hayatım şu an çok hareketli ve ben de ne olacak bilmiyorum.
Bu hikayenin sonu sizin gibi bana da sürpriz.
Sizin düşünceleriniz ne?
Hikayenin anlatış biçiminden anlıyorsunuzdur zaten kurgu karmadan direkt yazdığımı.
PB'de kurguda vardı çünkü.
Bir sonraki bölüm çarşamba gelir. Yarın TD'ye bölüm gelecek.
Kendinize cici bakın, muahhh.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Aşk Oyunu
Teen FictionÜniversitede okuyan 4'lü arkadaş kız grubunun hayat hikayesi... 101'in dördüncüsü olmak ister misin? •Gerçek hayat hikayesidir