4. Bölüm - Aciz

102 8 3
                                    

Multimedya Ozan.

Yanındaki kız sinir bozucu bir sırıtmayla lafa atladı. ''Emir'in yeni sürtüğü.''

''Ben şimdi senin!'' Kızın üzerine doğru yürürken önümde bir kaç kız durdu. Bakışlarımı Cemre'ye çevirdim. ''Sanırım teke tek yemiyor.'' dedim alay edercesine.

Sinir bozucu bir kahkaha atması onu öldürme hissimi arttırmıştı. ''Kızlar şu kızın bir icabına bakalım. Kime bulaştığını görsün bakalım.''

İki kız kolumdan, bir kız bacaklarımdan yakaladı ve diğeri ise gri koli bandını ağzıma yapıştırdı. Ne kadar debelensemde nafileydi. Kazan dairesinin tabelasını gördüm. En azından nerede olduğumu biliyordum. Kazan dairesinin en köşesine kadar sürüklendikten sonra bir bileklerimi ve ayaklarımı köşedeki boruya bağladılar.

''Kızlar nasıl gidiyor?''

Ege yanımıza kötü bir gülümsemeyle gelip Cemre'nin yanında durdu. Ege'nin şerefsiz olduğunu biliyordum ama bu kadar alçalacağını düşünmemiştim. Alçak! Diye bağırmak istedim o an.

Cemre bakışlarını benden ayırmadan ''Şu zavallıya baksana. Tam acınacak halde.'' dedi.

Ege yanıma geldi ve bakışlarını ciddileştirdi. ''Senin yüzünden Beyza ile ayrıldık!'' dedi.

''Hem Beyza'yı aldatıyorsun. Hem de benim yüzünden mi oluyormuş?'' demeye çalıştım ama tek bir kelime anlamadığına emindim. Ege konuşamadığım için benimle dalga geçti. ''Ee başka?'' dedi ve bir kahkaha attı.

Cemre, Ege'yi ittirdi. ''İcabına bizzat kendim bakacağım.'' dedi ve karnıma bir dirsek attı. Aniden nefesim kesildi. Ben 4 yıldır astım hastasıydım. Sadece 1 yıldır ilaç kullanmayı bırakmıştım. Ardından suratıma geçirdiği iki yumruk ile dudağım ile burnum kanamaya başladı. Gözyaşlarımı artık serbest bıraktım.

Neden insanlar devamlı aciz olduğumu hatırlatıyorlardı?

Bu olanları hak edecek kadar kötü biri miydim?

Aralarından bir kız telefonunu çıkardı. ''Gülümse.'' dedikten sonra flaş patladı. Hepsi çıkışa doğru yönelirken bandın ardından çıkarabildiğim ses kadar bağırmaya çalıştım. Duyduğum son şey Cemre'nin sesi oldu. ''Bir gece karanlıkta kal da akıllan bakalım.''

Işıklar kapandıktan sonra kapının kapanma sesini duydum.

○●○

/Emir\

''Emir, kardeşim bunu görmek isteyebilirsin.''

Ozan'ın tereddütle uzattığı telefonu hızlıca kaptım ve ekrana baktım. Zeynep bir boruya bağlanmış ve yüzünden akan kanlar tişörtünü bulaşmış halde duruyordu. ''Nereden buldun bu fotoğrafı!'' diye bağırdım.

''Si-simge diye bir kızdan.''

Telefonu eline tutuşturdum. ''Çabuk! Çabuk Zeynep'i nereye bağladığını sor!''

O telefonuna bir şeyler yazarken sinirle saçlarımı elime geçirdim. Ona benden başkası dokunamaz ve zarar veremezdi. Zeynep'e bunu yapanları bulacak ve onları bir daha insan içine çıkamaz hale getirecektim. Kim bilir kaç kişilerdi Zeynep bir şey yapamamıştı.

''Hala bulamadın mı siktiğim yerini!''

''Kazan dairesi.'' der demez arabamın anahtarı alıp hemen mekandan çıktım ve kazan dairesine yola koyuldum.

Arabanın kapısını sertce kapatıp merdivenlerden aşağı indim ve kazan dairenin kapısı buldum. Kapıyı açmaya çalıştım ama kilitliydi. Omzumu kapıya ikinci vuruşta açıldı. ''Zeynep!'' Kazan dairesinde Zeynep'i ararken onu en köşede bağlı ve baygın halde gördüm.

MORFİNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin