Ankara istasyonuna ulaştığımızda önden çıkıp bavulumla trenden indim.
Çıktığım vagona benzer beş vagon daha vardı ve diğer vagonlarla arasında kapalı bir kapı vardı. Bu ayrılmış beş vagon askerler içinmiş meğer.
Benimle beraberinde inen adamların gözleri şaşkınlıkla bir bana birde arkamda duran askere kayıyordu.
Hiç kimseyi umursamadan telefonumu elime alıp internetimi açtım.
Üst üste gelen bildirimler ortalıkta ses konusu olurken rahatsızca telefonumun sesini kıstım.
Haliliboo'dan
8.20
-abla sen evden mi kaçtın?-kızım kafayı mı yedin babam duyarsa neler olur farkında mısın.
-Sana diyorum aloooo
-kocaya mı kaçtın kız
Haliliboo'dan
10.05-Annem babama gittiğini söyledi meva
-sinirlenip evden çıktı sanırım karakola gidiyor
-görüldü*
Bir sürü bildirim gelmişti ama en önemli bulduğum ergen kardeşimin mesajlarına görüldü attıktan sonra sms gelen konuma girdim.
Bulduğum ilk taksiye atlayıp hızla konuma ilerledim.
Askeriye müdürlüğüne gelip odaya girdiğimde 19 tane kadın daha vardı.
Hepsinin yanında bavulu ile elleri önlerinde bekliyorlardı.
Yaşlı ve göbekli bir adam sevencence yanıma gelip ismi mi sordu.
20 kişi tamamlanınca her birimize dosyalar verildi ve bir saat süremizin olduğunu sonra da kabul ettiğimiz vakit imzalamamız gerektiği söylendi.
Müdür odasından çıkıp koridorda dağılmış kadınlara baktım, hepsi daha bakımlı ve iriydiler ben yanlarında gerçekten çok çelimsiz kalmıştım.
Metni okumaya başladıkça kalbimdeki titreme çoğaldı, ama sonucu ne olursa olsun kabul edip imzamı attım. Sanırım ilk imzayı atan bendim, çok düşünmeye gerek yoktu buraya geldiysen neleri göze aldığını biliyor olmalıydın.
Bende ölümü göze alarak gelmiştim. Hayalim gerçek olacaktı.
Tekrardan müdürlüğe girip dosyayı masaya bıraktım. Odada üç yaşı büyük adamlar duruyordu, kapıda ise iki tane asker ellerinde silah ile bekliyolardı. Müdür kağıda başka şeyler yazarken bende kapıdaki askerleri süzüyordum, kıyafetlerini , yüzlerinde ki ciddiyeti. Çok asil duruyolardı derin bir iç çekerken kapıdan bir kadın daha gelip kağıdını uzattı.
Bana bakıp gülümseyince karşılık verdim.
Gözlüğünü itip ellerindeki heyecanı gizlemeye çalışsa da çok belli oluyordu, oda ben kadar heyecanlı olmalı.
Müdür kaşları arasından bana bakıp elime açık mavi bir kağıt verdi, odadan çıkıp kağıdı okumaya başladım.