3-Kafeterya

94 8 0
                                    

Arkadaşlar aklıma geldikçe yazıyorum o yüzden bölümler çok aralıklarla geliyor.Ayrica bu sene Teogum var o yüzden çok beklemeyin bu bölüm dışında bi bölüm taslağı daha var o bitsin onu da yayımlayacam.

Üçüncü ve dördüncü dersler boştu.Bende bu saatlerde İnciyle konuşup birazda wattpaddan kitap okudum.İnci dördüncü dersin sonunda kaybolmamamı çünkü birlikte aşağı kafeteryaya ineceğimizi söyledi.Bende tamam dedim.O da hemen ortalıktan kayboldu.Bu sırada sınıf kalabalık ve çok gürültülüydü sınıfa bakmayı bırakıp İnci'nin saniyede yok olduğunu fark ettim.

Heralde bu kızda ışınlanma yeteneği var diye düşünüp kitabımı okumaya devam ettim.Aradan daha on dakika geçmeden zil çaldı.Bende sayfayı yarım bırakmamak için okumaya devam ettim.Başımı kaldırdığımda sınıf bomboştu.Herkes ya çok acıkmıştı ya da ben çok yavaş okuyordum.Aslında birinci seçenek tercihimdi.Ben de telefonumu kilitleyip cebime koydum.Ve yavaş yavaş ilerledim.

Ahhhhh!Nerde bu İnci??Sınıftan çıkıp koridora ilerlediğimde ordada kimse yoktu.Biraz biraz korkmaya başlamıştım.Derin bir nefes aldım ve ilerlemeye başladım.Koridor bitmişti sıra merdivenlere geldi hızlıca indim.Nerdeydi bu kafeterya??Sonunda kafeterya tabelasını gördüm ve içeri girdim.Ohhhh çok şükür bütün okul burdaydı.Ve evet tabildot yemekti.Aniden saf gibi sırıtmaya başlamıştım bir süre böyle izledikten sonra koluma giren elle irkildim.

-Ahhh İnci nerelerdeydin sen?
+Asıl bana teşekkür etmelisin eğer zilin çalmasının saniyesinde buraya gelmeseydim okulun ilk gününden yer bulamaz ve bütün bir yılı yerde yiyerek geçirirdik.
-Anladım yani Burcu,Güneş ya da Damla bu yer işini halledemezdi ya da benle kalamazdı.
+Offff Eylül!Offff!Ne çok konuşuyosun ya hadi yürü de yemeklerimizi alalım.
-Tamam ya tamam

Sonra elimize tepsileri alıp sıraya girdik.Üç dilim su böreği,bir küçük kase yoğurt çorbası,bir salkım yeşil üzüm ve kutu puding aldım.Yemeğime önem veriyorum çünkü güzel olmak kadar bu güzelliği korumak da zor yani...

İnci'nin arkasından,tuttuğu masaya doğru ilerledim.Ve İnci iyiki beni bu masa için bırakıp gelmiş diye düşündüm.Çünkü diğer masalardan uzak köşede sakin bir masaydı.Tepsimi koyup kafeteryayı görebilecek bir şekilde oturdum.Sırayla Damla,Burcu ve Güneş de geldi.

Zaten üç kaşıklık olan çorbamı bitirdim ve böreklere daldım.Güneş pizza,Damla hamburger,Burcu ise sebze salatası ve patates kızartması almıştı.İki dakika sonra Güneş soslu ağzıyla"Pizza İtalyano"dedi ve enfes anlamına gelen işaretten yaptı.

Buna karşılık ben gülerken Burcu Güneşi bozdu."Yanlız o işaret İtalya'da küfür yani hem onları övv sonrada küfrett gerçekten harikasınn Güneş,Sırrın ne?"dedi.Güneş bozulsada çok belli etmedi ve ortaya "Anlaşılan birileri deprosyondan çıkmış sohbet etmeye başlamışş"dedi.Burcu ise önce dil çıkardı sonrada önüne tabağına dönüp salatasından yedi.

Ben böreğimi ve üzümümü bitirmiş pudingimi yerken bi tane çocuk geldi ve boş olan Damla'nın yanına oturdu.Benim karşıma gelen çocuğa ilk başta tip tip baksamda sonradan niye geldin gibi bakış atıyordım.İnci'yi güzelce bi süzdükten sonra lafına başladı;

-Selam Kızlar!Ben sizi okula merhaba partisine davet etmek için geldim de çok fazla kişi çağırmıyacaz.O yüzden sizden ricam fazla kişi çağırmayın ve eşlerinizle gelin,dedi İnci'ye göz kırptı ve masadan kalkıp gitti.O gider gitmez Damla lafa atladı;
-Çok fazla kişi çağırmayacakmış he ya yarın bi gidelim bütün okul ordadır.
İnci;
+Niye öyle diyosun çocuk ne güzel geldi bizi davet etti,dedi arkasından onu izlerken
-İnciii saçma sapan konuşma!!
+Üfff tamam bee

Sonra ben ikisininde kızgın bakışlarını keserekten;
+Eee kızlar gidiyor muyuz?
Güneş;
-Eylül eşle gelin demenin sevgilinle gel demek olduğunu biliyorsun heralde
+Evet biliyorum
Burcu;
-Ahhh canım hiçbirimizin sevgilisi yok dedi

O bunu söyleyince hepsinin yüzü düştü Güneşin bana dediğiyle bunun bi alakası olmuş olmalıydı.Bu konuyu daha sonra biriyle konuşmalıyım diye düşünüp aklımın bi kenarına not yazdım.

Hemen söze dalarak:
+Amaaaaan o işin kolay kısmı, dedim.

Hepsi bana tip tip baktı.Ne vardı canım ben Egeciğimden rica ederim.Diğer iki kuzenimide ikna etmek o kadar zor değil zaten parti bulsak da gitsek diye düşünenlerdenler.Bulurum iki erkek daha sanki zor iş.

+Benim iki erkek kuzenim var.Diğer iki erkek bulmak o kadar zor olmaz ikisini bulan diğer ikisinide bulur.
Burcu kafasını masadan kaldırarak;
-Eylül senin matematiğin iyi değil heralde biz beş kişiyizzzz.

Her ne kadar seni adam yerine koyan yok demek istesem de biriyle çatışırsam diğerlerinide kaybederim diye korktum ve nazikçe cevap verdim;

+Benim Egeciğim beni kırmaz...

Cümlemi bitirmemle hepsinin bana bakması bir oldu.Sonra bu durumu nasıl kurtarabilirim diye düşündüm çünkü hepsi şuan benden açıklama bekliyordu.Ben onların soru işaretli kafalarıyla yalnız bırakıp lavaboya gitmem gerektiğini söyleyip kalktım.Arkamdan biri daha kalktı.Yanıma geldiğinde bu kişinin Güneş olduğunu anladım.Koluma girdi ve gittik.İyikide gelmişti çünkü tuvaletin yerini daha bilmiyordum.

-Damla'dan;-

Eylül'ün son sözleri hepimizde şok etkisi bırakmıştı. Bizim kızlara bakarak"Egeciğim derken ne kastetti bu"diye sordum.İkiside bilmiyorum gibi dudak büzdüler.Sevgilisi mi acaba diye sesli düşündüm.Heralde gelince bize açıklar,yani umarım...

-Eylül'den Devam-

Lavabo'ya geldik aslında tuvaletim olmasa içeriye girdim.Biraz bekledim ve çıkıp ellerimi yıkadım.Güneş benden açıklama bekliyordu ama ben bilerek anlatmıyordum.Lavabodan çıkıp kızların yanına geldik.Oturalı 5 dakika olmadan "Eeeee böyle oturup durcaz mı?"dedim ve ayağa kalktım.

+Hadi ama tenefüsü oturarak mı geçirecez.Beni biraz okulda gezdirinde ne nerdeymiş öğreniyim,dedim.
Burcu;
-Ben kütüphaneye gidiyorum biraz kitap okuyacam,dedi ve biz daha cevap vermeden kalkıp gitti.İnci "Tamam" dedi.Bizde kafeteryanın kapısını geçip merdivenleri çıktık.Sonra koridorlarda ilerlemeye başladık.1.kata geldiğimizde bu katta neler olduğunu yazan duvarda çivilenmiş üstünde kağıt olan kroki tarzı şeyi incelemeye başladım.9. ve 10.sınıflar bu kattaydı.Sağ koridorun sonunda revir vardı.Daha bugün gittiğim.Sağ tarafta 10'lar sol tarafta 9'lar vardı ki her iki taraftada ayrı ayrı lavabo olmasına rağmen tek bir revir vardı.Krokiyi iyice incelememe rağmen kütüphaneyi görememiştim.Kesin bu katta değildi.Damla bana sorduğunu düşündüğüm soruyu sordu;

-Okulu mu gezcez bahçeyi mi?
E hayliyle ben cevap verdim;
+Önce bahçeyi sonra okulu,dedim.
-İyi

Sonrada sınıfa uğrayıp arka bahçeye çıktık.Bahçede sabah dikkatimi çekmeyen bir binayla karşılaştım okulun biraz sağ arkasında kalıyordu.Heralde o yüzden fark etmemiştim.Ortaya bu bina ne?diye sordum.
İnci;
-O bina değil spor salonu.dedi
-Hmm,epey büyümüş dedim

Ve bi süre daha bahçeyi gezmeye devam ettik.Baya büyük olduğundan bitirmek biraz zaman aldı.Sonra bi kamelyaya oturduk.Eminim ki hepsi hala Ege'ye anlatmamı bekliyordu ama ısrarla anlatmayacaktım.Çünkü Güneş de neyi denedik lerini anlatmamıştı.Her şey karşılıklı bu dünyada hıhhh.Ben kendi düşüncelerimle boğuşurken Burcu "Kütüphane çok sıkıcı yaaa"diye kamelyaya girdi.Çok şükürki artık üçü de bana bakmıyordu.Biraz dedikodu yaptık sonrada zil çaldı.Okula doğru ilerledik.Sonra sınıfa girdik.Yerlerimize otururken Burcu bişeyler mırıldandı ama ne dediğini anlamadım.

Son dersi de işledikten sonra servislere dağıldık.Daha bi de servisçiye yol tarif edecektim.Offffff

Yeni Bir Lise Hayatı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin