............
Gözlerimi kapalıydı ama etraftaki sesleri duyuyordum, uzun zamandır duymadığım o ses, Kaan ve Yavuz'un sesiydi bu.
gözlerimi ağır bir şekilde açmaya başladım, başıma giren ağrıyla başım dönmeyede başlamıştı
Yavuz uyandığımı anlamış olucak ki, yanıma geldi.
Yavuz: güzelim, uyandın.. İyi misin, istediğini bir şey var mı ? Kaan doktor haber ver.
Kaan'a baktığımda yüzünde sert bir ifade vardı, yavaşca başını salladı ve odadan çıktı.
Leyla : Noldu bana?
Dedim, elimi başıma götürürerek
Akllıma yeni gelen o an'la, başıma Kaynar sullar dökülmüştü resmen
Leyla : abi,Doğan ...DOĞAN
Yavuz hızla beni kendine çekerek sarıldı
Yavuz: geçicek, söz veriyorum geçicek
Odanın içinde, ağalam sesleri daha yükselmişti
Leyla : Doğan...
Diye haykırdı Leyla bir kezdaha ve yalvarırcasına Yavuza baktı, gözyaşları arasına zorla da olsa konuşmaya başladı
Leyla : nolur beni, Doğana götür yalvarırım
Odaya Doktor ardından da, Kaan girmuşti
Doktor: Leyla hanım, başınız tekrardan sağ olsun, Doğan bey-
Leyla Doktoru gözlerini içinde bakıyordu, bir hışım la ayağa kalkarak, Doktorun yakasına yapıştı
Leyla : bir daha, sakın kocamı adını ağzına alma, sakın git o diğerlerinede söyle kimse den Doğan ismi duymuycam kimse den!
Leyla, delirmiş durumdaydı.. Acısını dindirmek istiyordu ama, asla dinmiyceğinin farkında değildi, belki acısı biraz dinerdi ama asla geçmiycekti...
Yavuz, Leylayı geri çekerek Doktorunun çıkmasın için işaret etdi
Ardından Leylayı düşmemesi için kollarından tutarak konuştu
Yavuz: görmek istiyormusun?
Leyla: her şeyden çok...
Dedi sesi titreyerek
Yavuz ve Leylayı morga doğru götürüyordu
Leyla ise o geçtiği hastaneye kalidorlarından ikinci kez geçiyordu
İşte bunun ağırlığı vardı üstündeYavaşca kapıyı açıp içeri girdiler, morg çalışanı kapağı açtı ve hızlı bir şekilde Doğanın olduğu morg sedyesini çekti
Leyla : hepiniz çıkın
İlk morg çalışanı ardından Yavuz Leylanın saçından öperek odadan çıktı.
Leyla, ise Beyaz çarşafı çekerek Doğanın yüzüylü karşılaştı
Gözyaşlarını durduramyordu..
Leyla : Sevgilim...
Leyla morg odasında tek başına, Doğan'ın soğuyan bedenine bakıyordu. Ellerini sıkıca karnına koymuştu, içinde taşıdığı o küçük yaşamı hissetmek istiyordu ama bir türlü başaramıyordu. Her şey bir yalan gibi geliyordu; Doğan burada değildi, yanındaydı ama aynı zamanda hiç yoktu.
Gözleri dolu dolu, gözyaşları dudaklarına düşerken, cesedin yanındaki koltuğa çökmüş, içindeki boşlukla mücadele ediyordu. Kolları, vücudunun ağırlığını taşımaktan yorgundu ama hissettiği acıyı tarif etmek imkansızdı. Kalbi, her atışında sanki bir parçası daha kırılıyordu. Oğlunu düşündü bir an, bir canlının umutla büyüdüğünü ve Doğan'la birlikte bir gelecek kuracaklarını hayal ettiğini... Şimdi o gelecek, karanlıkta kalan tek bir anıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcı ve Mafyası
Actionİlk hikayem Doğan:Şu an bir örgüt lederiyle evleneceğinin farkında mısın güzelim Leyla:Sen o örgütün lideriysen bende Savcısıyım pardon Hakimi ayağını denk al derim Doğan Öztürk. ;)