------- iyi okurlar sevgili okurlarım🧡🦋
Leyla, yatak odasında derin bir uykunun içindeyken, birden kabusla uyanıverdi. Gözleri hızla açıldı, kalbi çılgınca atıyordu. Her şey bulanık ve karışıktı. O kadar gerçekti ki, sanki içinde kaybolduğu bir zaman diliminde hapsolmuştu. Kabusunun içinde, bir an önce uyanmak istese de başaramıyordu.
Doğan'ı gördü. Ama bu, tanıdığı Doğan değildi. Yüzü solgun, gözleri boştu. Bir zamanlar ona her şeyini, kalbini veren Leyla, o an onun karşısında, hiç bir şey hissetmeden duruyordu. O kadar soğuk, o kadar uzak biriydi ki, gözleri dehşet içinde Doğan'a odaklanmaya çalıştı.
"Doğan... Neden bu kadar uzak görünüyorsun?" diye fısıldadı. Ama ne ses vardı ne de cevap. O an, gözleri karnına kaydı. Bebeği... Bebeği kaybettiğini fark etti. Kalbinin derinliklerinde bir boşluk vardı, karnındaki acıyı hissediyordu, ama bu acı hiçbir zaman geçmişteki gibi olmamıştı. Bir şeyler eksikti, her şey yerle bir olmuştu.
"Hayır, hayır olamaz!" diye bağırarak, ellerini karnına koydu, ama bir cevap alamadı. Doğan, arkasını döndü, adım bile atamadan kayboldu. Onun gidişiyle birlikte, tüm dünyası kararmıştı. Bebeği ve Doğan, bir anda yok olmuştu.
Bir çığlık attı ve birden uykusundan sıçrayarak uyandı. O an, gözlerini hızla açtı. Gözleri yaşlı, ter içinde kalmıştı. Kalbi hızlı bir şekilde çarpmaya devam ediyordu. Bebeği hala karnında mıydı? Ya da her şey gerçekten bir kabus muydu? Yavaşça elini karnına koydu. Hala orada, hissettiği o sıcaklık, ona biraz rahatlık verdi. "Bebeğim... İyi misin?" diye fısıldadı, bir yandan derin derin nefes alarak korkusunu yatıştırmaya çalışıyordu.
Yatak odasında tam bir sessizlik hakimdi. Her şey normalmiş gibi görünüyordu, ama içindeki fırtına dinmiyordu. Birden, kapı çaldı. "Leyla Hanım, iyi misiniz?" diye bir ses duydu. O an korumasının sesini fark etti. Biraz rahatlamak için başını yukarı kaldırdı ve "Evet... İyiyim," diyerek titrek bir sesle cevap verdi. Ama hala korkuyordu.
Koruma kapıyı kapatıp uzaklaştıktan sonra, Leyla kalkıp su şişesini aldı. Birkaç yudum su içti. İçindeki korkuyu biraz olsun yatıştırmaya çalıştı, ama o kabus, hala beyninde dönüyordu. Yavaşça kendini toparlamaya çalışarak balkona doğru yürüdü.
Balkon kapısını açtığında, soğuk gece rüzgarı yüzüne çarptı. Gözleri gökyüzüne odaklandı. Yıldızlar parlıyor, ancak içindeki boşluk hiç gitmiyordu. Bir an için elini karnına koyarak derin bir nefes aldı.
"Doğan... Bizi izliyor musun? Bebeğimi koruyacak mısın? Senin gibi güçlü bir adamın yanında olmak, senin gücünü hissetmek bana güç veriyor. Ama sen... Sen artık burada değilsin. Ve ben, seni kaybettim. Her şey bir anda yok oldu. Ama, senin gücünle, senin hatıralarınla... Bebeğim bana emanet. Senin gibi cesur olacağım, senin gibi güçlü olacağım."
Bir süre o gökyüzüne bakarak derin bir iç çekti. "Bebeğim, seninle hep güçlü olacağız. Ve senin izinden gideceğim, her adımda seni hissedeceğim. Ama... Ama Doğan, senin artık burada olman gerektiğini biliyorum. Her şeyin başında sen vardın. Şimdi, ben ve bebeğim, tek başımıza kalacağız."
Leyla gözlerini kapatıp, bir an daha gökyüzüne bakarak ruhundaki acıyı hissetti. Ama bir şeyi çok iyi biliyordu, her ne kadar Doğan yok olsa da, bebeğiyle birlikte hayatta kalacak, ona her zaman cesaret ve güç verecekti. Bebeği, ona emanet edilmişti ve ona her zaman Doğan'ın hatırasına sahip çıkacaktı.
O bir anneydi.....
⏳
Leyla, gece boyunca bir türlü gözlerini kapatamadan, yatağında Doğan'ı düşünerek dönüp duruyordu. Her bir nefesinde onun sesini, kokusunu, hatta kahkahasını bile hatırlıyordu. Kalbi bir türlü sakinleşmiyordu. Gözlerini tavana dikmişti ama gördüğü her şey ona Doğan'ı hatırlatıyordu. İçinde büyüyen hüzünle baş edemiyordu. Derin bir nefes aldı ve gözlerini kapattı. "Sen burada olsaydın, her şey daha kolay olurdu, Doğan," diye mırıldandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Savcı ve Mafyası
Actionİlk hikayem Doğan:Şu an bir örgüt lederiyle evleneceğinin farkında mısın güzelim Leyla:Sen o örgütün lideriysen bende Savcısıyım pardon Hakimi ayağını denk al derim Doğan Öztürk. ;)