chapter four; "the night we met, the night we dead."

201 53 22
                                    















Batu Akdeniz, Eksik
Tarkan, Kış Güneşi












Batu Akdeniz, EksikTarkan, Kış Güneşi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.











Ankara, 2018







Buz gibi bir Ankara gününde kız kızarmış burnunu bir kez daha çekti ve boynundan sarkan atkısını bir tur daha boynuna doladı. Bu şehirde doğup büyümesine rağmen bu soğuklara karşı bedeni asla güçlü değildi, eve gidip uzandığında hasta hissetmeye başlayacaktı bile.

Kız tıklım tıklım olan kafelere göz attı, rahat hissetmeyeceğini bildiği için biraz daha yürüdü. Ders çalışmak için sessiz, sakin ve mümkünse biraz da sıcak bir mekan arıyordu. Evde kalmaktan nefret ettiği için, ders bahanesi ile dışarı kaçmayı çok seviyordu.

Ablasının ölümü ardından ev o kadar kötü bir psikolojideydi ki, nasıl o psikolojideyken istediği bölümü, istediği üniversitede kazanmıştı, bilmiyordu.

On dakika kadar daha yürüdükten sonra köşe başı bir kafe gördü, gördüğü kadarıyla sadece birkaç masa vardı. Isıtıcılar çalışıyordu ve güzel de bir mekandı. Hızla kafeye girdiğinde içerdeki barista oldukça sıcak bir tonlamayla, "Hoş geldiniz efendim, garsonumuz hasta olduğu ve yerine birini bulamadığımız için siparşinizi bana söylerseniz çok sevinirim." Kız başını salladı.

Duvar kenarı masada oturan kıvırcık saçlı çocuk... Kız kafeye girdiği anda kızdan gözlerini alamamıştı. Öyle hoş görünüyordu ki; üzerindeki kalın kaban, kabanın üstünden kaç kat sardığını anlamadığı atkısı, kızarmış burnu ve sıkışan saçları...

Çocuğun ister istemez hoşuna gitmişti, oynadığı alt lig takımının antrenman sonrasında buraya gelip takımdan arkadaşlarıyla çay, kahve içmeyi seviyordu. Bugün ayrı bir sevmişti ama...

Kız o sırada kendine bol tarçınlı bir salep ve yaban mersinli muffin sipariş etmişti. Oturmuş, biligisayarını ve defterini çıkarmıştı. Kulaklığını da takarak siparişleri gelene dek dikkati dağılmadan dersini çalışmıştı.

Çocuğun çok hoşuna gitmişti, o an istemişti ki onunla aynı okulda olup onla not bahanesi ile sohbet etmeyi... Ama topçuydu işte.

Kızın siparişleri geldiğinde muffininden büyük bir ısırık almıştı, çocuk onun bu iştahlı haline gülmüştü. Kız çocuğun ona baktığını görmüş, biraz da utanmıştı. Tebessüm ve kızaran yanakları ile başını eğip, ağzının kenarında kalan muffin parçasını da parmağı ile ağzına yollamıştı.

Çok hoş görünüyordu, kıvırcık saçlı çocuk için aşırı tatlı bir görüntüydü. Arkadaşları çocuğa, "İyi kesiştiniz ha kızla," dediğinde çocuk cevap vermeden sadece tebessüm etmişti. Kızın dikkatini çok çekememişti aslında, sadece muffinini yerken göz göze gelmişlerdi.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: a day ago ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

pretty lies. | barış alper yılmaz.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin