''Artık gitsek olmaz mı?'' dedim. Chen ''olur'' diye yanıt verdi. '' O zaman Ayşegül'ün yanına gidip onlara da haber verelim'' dedikten sonra yanlarına yürümeye başladık. Onların yanına vardıktan sonra Chen, Kris'e döndü.
''Hadi Hyung kalkın gidiyoruz'' deyince ikisininde yüzü düştü ama ne yapalım orada kalacak halimiz yok ya değil mi?
****
Neyse eve vardık ama eve vardığımızda saat on ikiydi. Kapıyı açıp içeri girdiğimizde gıcık üvey kardeşim bizi korkutup hesap sormaya başladı. ''Saatten haberiniz var mı?'' sinirli bir tavırla.''Evet var n'olmuş hem saat daha on iki. O kadar abartma! '' deyip Ayşegül'ün kolunu tuttum ve yukarı çıktık. ''Burcu n'apıyorsun kuzen? ''
''Ne yapıyorum? ''
''Ee kolumu tutuyorsun'' kolunu hemen bırakıp iyi geceler dedim odama geçtim. ''Of kafayı yiyeceğim bu evde ya'' kendi kendime konuşuyorum neyse tam uyuyacağım sırada telefonuma bir mesaj geldi hemen komodinin üstünden alıp mesajı okumaya başladım.
Gönderen: Chen
Okuyorsun değil mi? Hangi okula gittiğini öğrenebilir miyim? *-*
Gönderilen: Chen
Evet. Ben ve kuzenim Türkiye'de lise sondaydık. Burada bir okul bulmaya çalışıyoruz...
Gönderen: Chen
Bizim mezun olduğumuz liseyle konuşabiliriz. Ben şu an üniversite ikideyim. *gözlüklü emoji*
Gönderilen: Chen
Egolu Chen'e selamlar... Tamam, yarın konuşuruz iyi geceler. *dil çıkaran emoji*
****
Evet sabah olmuştu, of uyumak varken şimdi oldu mu bu? Ama aydınlık her seferinde gözümü berbat bir şekilde yoruyordu. Soluma doğru döndüğümde Ayşegül diğer yatakta debelenerek uyuyordu. N'olursa olsun uyurdu her şeye rağmen uyurdu. Keşke ben de hep uyuyabilsem çünkü çok fazla canım yanıyordu. Uyumak tüm dertleri unutmaktı, ölümün fragmanıydı uyumak...
"Ayşegül! " duymazdı ki neye uğraşıyorsam? Ayağa bir çırpıda kalkıp, elime bir yastık aldım. Ayşegül'ün yanına sakince yaklaşıp yastığı suratına attım.
"Öküz! Hayvan mısın lan sen?! " sabah sabah ilk hakaretlerimi de yedikten sonra ikimiz de tam olarak ayaktaydık. "Kanka" deyip sinsi sinsi bakmaya başladı. Ben bu bakışı iyi bilirim.
Bugün çok yorulmuşsan
Her yerde arayıp
Yine de bulamamışsan
O seni unutmuş
Sen unutamamışsan
Kalbinin kuşu uçmuş
Sen tutamamışsanSonra daha bir yüksek sesle bağırmaya başladık. Nakarat kısmı en sevdiğimiz kısımdı.
Haydi gel
Haydi gel içelim
Derdini al da gel
Haydi gel içelim
Bu evrende bir tozsun
Tarih seni unutsun
Haydi gel içelimAyşegül kahkaha atmaya başladı ve ikimiz de yerde mal mal gülüyorduk. Birden bire kapı çalmaya başladı. Kaşlarımı çattım ve ayağa kalktım. Pembe pijamalarımın paçalarını kro tarzı biraz düzelttim ve kapıya yöneldim. Ayşegül'ün üzerinde de mavi renkli pandalı pijama vardı. Benimkinde koala vardı. Çok tatlı hayvanlar MaşaAllah... Ponçik ponçik! Kapıyı açıp bana öfkeyle bakan Sehun'la Suho'ya ben de sakince baktım.
"Bu kadar bağıracak kadar ne yaşadınız? Aşağıda kahvaltı ediyoruz ayrıca hemen inin! " bak bak bak! Beyefendiye bak! Yaptığı artistliklere bak!
"Sanane! Bağırırım şarkı söylerim yani sa-na-ne!" Sehun malı da eğilmiş içeriye bakmaya çalışıyor. Ayşegül yolar oğlum seni... Salak mıdır nedir? Suho birden gülmeye hatta sırıtmaya başlayınca kaşlarımı iyice çattım.
"Pijamaların ne kadar hoş öyle" sinirle kapıyı suratlarına kapattım. Ağzını gere gere nasıl konuşuyor, çıldıracağım.
"Pijimilirin ni kidir hiş iyli" Ayşegül ayağa kalktı ve salak salak gülmeye başladı. "Ayşegül bak sinirimi senden çıkarmayayım! Gelmiş bi de pişmiş kelle gibi sırıtıyor"
"Tamam ya! Ne dedik? Açım lan ben! Yemek istiyorum artık! Şu halime bak ya!" arkadaş biz sinirden ölüyoruz hala açım diyor. Ne doyurabildik ne uykusunu aldırabildik şu kıza... Aşağıya ineceğiz ve Ayşegül sofrayı silip süpürecek.
Çok geçmeden üzerimize günlük bluz ve pantolon giyip aşağıya indik. Sofra yine dört dörtlük hazırlanmıştı. Ayşegül ve ben yan yana oturduk. Karşımızda iki tane çırpısız seyrek...
"Eeee? Hani benim yemekler? " Ayşegül'e bakıp tek kaşımı kaldırdım ve ciddi misin bakışları attım. "Ne bakıyorsun Burcu? Kanka azıcık yemek ye be beynine kan gitmiyor herhalde. Bak incecik kaldın! "
"Ayşegül al tabağına ne yiyeceksen ye" dudağını büzüp gözlerini hemen doldurmaya başladı. Daha tabak hazırlamayı bilmiyor Vallahi gerizekalı bu kız. "Tamam ya tamam. Hazırlarım sana" yiyeceği yemekleri tabağına koydum ve bende atıştırmaya başladım. Çok geçmeden zaten kahvaltımızı ettik. Evden çıkarken ve kahvaltı da dahil ikisiyle hiç konuşmadık. Zaten konuşmak istemiyordum.
****
Ve Chen'in dediği liseye bakmaya gelmiştik. Bayağı güzel bir okula benziyordu. Hem disiplini de iyiydi ve biz burada eminim rahat ederdik."Kızlar, kayıtlarınız tamam" okulda daha fazla oyalanmadan çıktık. Bugün biraz yorgun olduğumuzdan direk eve geçtik.
"Kız kalk Ayşegül bi film izleyelim"
"Oki kanka" ağzı dolu dolu 'oko konko' diyince midem kalktı.
"Ya Ayşegül Allasen sen artık yeme be! Ya yavrum bu ne mide?! "
"Ya sende benim yememe taktın ha hös de filmine bak...!"
"Ama ben seni yerim tamam ya kızma sen ye" sırıtarak televizyona döndüm
evet film bitmişti ve tabi bizim kızın ve birazda benim uykum gelir zaten okul için erken yatacaktık ve odamıza gidip uyuduk...
yess gençler bu kadar yayımladım inşallah beğenirsiniz sizi seviyorum ve tabiki devamı gelicek...
![](https://img.wattpad.com/cover/43776474-288-k904730.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ya Seni Seversem?
FanfictionSandalyesinden kalkıp, yanıma doğru geldi. Geniş alnı gerginlikle ve sinirle çatılmış gibiydi ama benim inatçı olduğumu o da biliyordu. Birden bana eğilip, elini masaya koyup, nefesimi kesecek şekilde daha da yaklaştı. Evet, nefes almayı unutmuştum...