4. Bölüm

177 19 22
                                    

İyi okumalaaarr🎀

...

"Ne işin var senin burada?"

Başını eğdi, bu sinirli halimi beklemiyor gibiydi. Sonra bana bir adım daha yaklaşıp gözlerini gözlerimde sabitledi.

"Seni çok özledim Efsun."

Hızla bana yaklaşıp sarıldığında sesli bir nefes çektim içime. Bende Dilan'ı çok özlemiştim. Dayanamayıp bende sımsıkı sarıldım Dilan'a. Bir süre kaldık öyle, onun omzuları sarsılınca ağlamaya başladığını anladım. Geri çekildim.

"Gel odama gidelim."

...

"İyisin ama değil?" Başımı salladım. İki dakikdır aynı soruyu sorup duruyordu. Gülümsedim. "İyiyim Dilan, iyiyim. Sen? Asıl sen nasılsın?"

"Ben çok özür dilerim. Sen beni o gün elinin tersiyle itince çok kırıldım ama haklıydın. Canın burnundaydı. Bencillik ettim özür dilerim." Gülümsedim tekrar sımsıkı sarıldığımda o da bana sımsıkı sarıldı.

"Hadi gel, kıymalı patatesli börek yapmıştım sen seversin hadi kalk!" Elinden tutup kaldırdım. Beraber odadan çıkıp mutfağa ilerledik. Mutfağa girince Feraye abla ve Emine'yi gördüm. Feraye abla bana döndü.

"Hanımağam bir şey mi istemiştin?" Gülümsedim. "Feraye abla ben bir börek yapmıştım ama." Emine tepsiyi masaya bırakınca gülümsedim. "Sarmayı yarım saat önce koymuştum ocağa haberiniz olsun." Tabak çıkarıp börekten tabağa koyunca Feraye ablaya döndüm, gülümsüyordu. Bende ona gülümsedim.

"Abla birde bize hemen bir çay demler misiniz?" Başını salladı hızla Feraye abla. "Dur hanımağam halledeyim hemen." Hanımağa diyişleri beni oldukça rahatsız ediyordu. Bunu söylemeyi bir kenara not ettim.

"Gel Dilan biz salona geçelim. Feraye abla, sen seslen çay demlemince ben hemen gelirim." Yüzünde ki tebessüm arttı. "Sen geç keyfine bak hanımağam ben getiririm hazır olunca." Başımı sallayıp Dilanı kolundan çekiştirip salona geitrdim. İkimizde oturunca sohbet etmeye başladık.

"Hanımağam diyorlar kıza sanaa" buruk bir tebessüm attım ortaya. "Bu durum beni mutlu etmiyor Dilancığım." Gülümsedim. "Benim nişana da az kaldı 2 gün sonra. Geleceksin Efsun değil?" Yutkundum. Gözlerim elime kaydı. Ellerimle oynamaya başladım. "Dilan yapamam. Yengem beni evinden kovmaktan beter etti resmen. Yüzünü görmek istemiyorum. Anne ama beni de anla."

Gözleri gözlerimi buldu. Burukça gülümsedim. "Haklısın, bende onlara kızdım bencilsiniz dedim kızı yapayalnız bır-"

"Hayır hayır sakın benim yüzümden aranızı bozma lütfen!" Gülümsedim, ellerini ellerimin üzerine koydu. "Ben senin her zaman yanındayım güzeller güzeli bir tanecik Efsunum." Gülümsedim, sımsıkı birbirimize sarıldığımızda kapının açılmasıyla geri çekildik. Gelen kişi Ali'ydi. Bakışları bizi bulduğunda duraksadı bir an. Beni süzdü önce sonra Dilan'a gözünü bile değdirmeden yanımıza geldi.

"Hoş geldin." Dedi Dilan'a ithafen.

"Hoş bulduk ağam."

Bana baktı, kısa bir süre bakıştık. "Üzerimi değiştirmeye gelmiştim." Melül melül baktım yüzüne. Eee? Aklımda bir replik belirdi hayırdır sen birini mi bekliyon?

"Tamam değiştir sen üzerini o zaman." Bakışları gözlerimde sabit kalırken biraz daha baktı. Başını salladı. "Odadayım o zaman ben." Bıkkınlıkla başımı salladım. "Tamam Ali çık sen." Odadan çıktığında Dilan bana döndü.

DildâdeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin