Bu fic gizli favorim
(Ayda yılda bir bölüm atsam da)2030 gibi biteceğine inanıyorum 🙏
İyi okumalar!!!
-
Taehyung ile antreman yapmak için spor tesisine doğru dalgın adımlarla yürürken aklımda Jungkook'un bana gönderdiği mesaj vardı. Çünkü ya aşık olmuşsam. İlk başta benimle sadece uğraşmak veyahut dalgasına yaptığını düşünsem de gerçek olma ihtimali zihnimi bir tahta kurusu gibi yiyip bitiriyordu. Eğer gerçekse kime aşık olmuştu? Ben değildim. Olamazdım. Okuduğunuz bütün romantik romanları, prensin prensese her koşulda aşık olduğu ve mutlu biten sonları bir kenara koyarsanız eğer bu bariz bir gerçekti; onun gibi biri benden hoşlanmazdı. Güzel çirkine yalnızca kurgusal hayatta aşık olurdu.
Tesisin kapısını yavaşça araladım ve isteksiz adımlarla -kafamı kaldırıp etrafa bakma zahmetinde dahi bulunmadan- merdivenlere doğru yöneldim. İşkence gibiydi. Taehyung ile burada 2 saat vakit geçirmek zaten tek başına midemi bulandırmaya yetiyorken şimdi Yoongi de burada olacaktı. Beni spor yaparken görecek, hatta daha kötüsü yanlış bir hareket yaptığımda Taehyung'un milyonuncu kez sahte samimiyetiyle bana yaptığı şakaları duyacak -daha kötüsüne daha kötü bir olay daha ekliyorum- onunla birlikte gülecekti. O iki saatin ömrümde iki yıla bedel olduğuna yemin edebilirdim. Ne zaman buraya adımımı atsam siktiğimin akrebi hareket etmemeye yemin etmiş gibi yerinde sayıklıyordu.
Merdivenleri olabildiğince yavaş adımlarla çıktıktan sonra bütün cesaretimi toplayarak başımı hafifçe kaldırdım. Size bahsettiğim daha kötü senaryolarını unutun çünkü bundan daha kötüsü olamazdı. Kelimenin tam anlamıyla boku yemiştim.Yutkunarak karşımda üstsüz bir şekilde seksen kilogram kaldıran Jungkook'a baktım. Arkası bana dönük olduğu için henüz beni fark etmemişti. Tanrıya şükür ki fark etmemişti. Çünkü şu anda bedenim ve ben onunla göz teması kurmaya hazır değildik.
Kendimi bütün olası durumlara hazırlamıştım. Taehyung, Yoongi ve başıma gelebilecek A'dan Z'ye her şey. Tanrım. Jungkook'un burada heykel gibi vücuduyla spor yapacağı aklımın en ücra köşesine bile gelemeyecek kadar uçuk bir ihtimaldi. Çıplaktı.
Kelimeler boğazıma dizilmiş gibi hissediyordum. Bir şey demek dikkatini çekmek istiyordum ama yapamıyordum. Bir süre sadece ağırlığı defalarca kontrollü bir şekilde kaldırıp indirmesini izledim. Her kaldırdığında çıkarttığı sesler, kasılan kasları, terden parlayan geniş sırtı...
Pantolonumun kasık bölgesinde bir kıpırdanma hissettiğim anda panikle hıçkırdığımda Jungkook irkilerek arkasını döndü. Gözleri benimle buluştuğunda ise ölüm fermanımı kendi ellerimle yazmak üzereydim. Tek kaşını kaldırarak ağırlığı yavaşça yere indirdi ve sandalyenin üzerindeki havlusunu alıp üstün körü vücudundaki terleri silmeye başladı."Jimin? Geldiğini duymadım."
Jungkook'un dudaklarının kıpırdayıp bir şeyler söylediğinin farkındaydım ama beynim tam olarak ne dediğini anlayacak kadar çalışmıyordu şu anda. O konuştukça kafamın içinde tek bir ses dönüyordu. Bla bla bla...
Muhtemelen adımı bir milyonuncu kez söylemesinin ardından kendimi toparlayarak irkildim "Efendim?"
"Bir kez daha cevap vermeseydin endişelenmeye başlayacaktım. Ne zaman geldin diyorum ama sen sadece suratıma bakıyorsun. Aklın yine başka yerlerde sanırım."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
ABS (Run For Me) Jikook
FanfictionKilolu olduğu için 4 yıllık sevgilisi tarafından terk edilen Park Jimin, atletizm şampiyonu Jeon Jungkook'dan antrenörü olması için yardım ister.