Bölümü Birdy-shelter la okumanızı tavsiye ediyorum. Iyi okumalar umarım beklediğinize değer bir bölüm olmuştur. ♡
Kasıklarımda hissettiğim ağrıyla bedenim kaskatı kesildi. Sağ gözümden bir damla yaş kendi özgürlüğünü ilan ederken, diğer damlalarda onun peşi sıra akmaya başladı.
Kendimi toparlayıp ayağa kalkmaya çalışırken etrafıma göz gezdirdim. Saatler önce sevdiğim adamla yapmayı düşündüğüm şey, bir hiç uğruna benden alınmak istendiğinde bedenim için savaşmış, en sonunda bu odada mağlup düşmüştüm. Salonda başlayan kovalamaca, Zach' in üzerine attığım eşyalar, kurtulmak adına verdiğim uğraşlar ve çırpınışlarımdan sonra gece mavisine dönen gözlerin beni esir almasıyla yatak odasında son bulmuştu.
Kıyafetlerimi giymek için yere eğildiğimde hepsinin parçalanmış bir şekilde etrafa saçıldığını fark ettim. Bir mahkum gibi bu odada yalnız kalmıştım; savunmasız, çaresiz, tek başına...
Sanırım tek farkım tecavüze uğramış bir sürtük olmamdı.
Evin soğukluğu vücudumda yanma hissi bırakmaya başlarken çıplak olduğum gerçeği bir kez daha yüzüme tokat misali çarptı. Daha fazla bu işkenceye katlanmak istemediğim için kasıklarımda ki ağrıyı düşünmemeye çalışarak Zach' in dolabına doğru ilerledim.
Dolabın kapağını açıp bana uyabilecek bir kaç parça kıyafet aramaya çalışırken dolabın en altında bulduğum yarısı kullanılmış prezervatif kutusuyla beynimden vurulmuşa döndüm. Korunmuş muyduk? Olayın son anına kadar göz yaşlarımdan dolayı gözlüksüz seksen yaşındaki bir ihtiyarın ki kadar iyi gören gözlerim ve hiç durmayan çırpınışlarım yüzünden bu iğrenç pürüze dikkat edememiştim.
Elime aldığım ilk pantolon ve tişörtü üzerime geçirirken bu korkunç hatayı beynimin derinliklerine atmak ve sadece bu lanet evden nasıl çıkacağıma odaklanmak istiyordum.
Neredeyse yarısı bileklerimde toplanan pantolonun paçasına bakınca boyuma bir kez daha lanet ettim. Bir an sadece bana elbise gibi duran tişörtü giymek istedim ama şu saatten sonra kimseye güzel gözükmek zorunda olmadığım için komik görüntüme pek aldırış etmedim.
Ağlamaktan yüzümün her tarafına dağılan makyajımı temizlemek ve yüzümü biraz daha bakılabilir bir hale getirmek için banyoya doğru ilerledim. Banyoya girdiğimde karşılaşacağım acınası halime kendimi hazırladım.
Ellerimi iki yana açıp lavabonun kenarlarına tutundum. Aynada karşılaştığım yüz beklediğimden daha iyiydi. Ağlamaktan şişmiş olan gözlerim ve göz bebeğimin çevresi kıpkırmızıydı. Beyaz kısımlardan eser yoktu. Yaptığım göz makyajı artık gözlerimde değil yanaklarımdaydı. Saçlarım da inatla insanlara yeni düzüştüm havası vermek ister gibi darmadağınıktı.
Hayır kesinlikle berbat haldeydim!
Tüm çaresizliğimle ve acınası suratımla aynanın karşısında bekliyordum. Aynada gördüğüm surat bana ait değildi. Kimseye ait değildi. Gördüğüm tükenmişliğin beden bulmuş haliydi. Aşkın hazin sonuydu. Bir kızın kaybolan tüm umutları, toparlanamayacak acılarıydı.
Kendime acımayı bırakıp musluğu açtım ve avuçlarıma su doldurmaya başladım. Tüm anılarımdan arınmak istercesine yüzümü yıkadım. Asla aklımdan çıkmayacağını bilsemde bir umut denedim sadece. Biraz olsun kendime geldiğimde yüzümde ufacık bir tebessüm belirdi. Sanki hiç silinmeyecekmiş gibi yerleştirdim onu dudaklarıma.
Ben güçlü biriyim ve bunu atlatabilirdim. İçimdeki boşluk hissine rağmen bunu biliyordum. Öyle olmasını umuyordum en azından.
Az önceki kendimden emin halim, evden dışarı adımımı atmamla rüzgara karışıp bir kül misali havaya savruldu. Bir hüzün dalgası tüm bedenimi sararken ne düşünmem ve ne yapmam gerektiği hakkında hiçbir fikrim yoktu. Ani ruhani değişimlerim 17 yıllık hayatım boyunca asla peşimi bırakmadığı gibi şimdi de peşimden ayrılmıyor, şimşekten korkup annesine sarılan bir çocuk gibi bedenime yapışıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sesleniş-ARA VERİLDİ- #Wattys2016
Chick-LitDuasının içtenliği ve kadının çaresizliği ile Tanrının yüzünde ufak bir tebessüm belirdi. Duymayacağını düşünülerek edilmiş bir duayı bile duyardı Tanrı ve hiç yardım etmeyeceği düşünülse bile o hep yardım ederdi, siz farkında olmadan. Bu sefer de y...