YANLIZLIK

403 66 46
                                    

Ben hep yalnızdım. Doğduğumdan beri her zaman tektim ve hayatla her zaman tek başıma mücadele etmiştim. Ben hic guven duygusunu tadamadım. Büyüdükce de insanlara karşı olan güvensizliğim hep pesimden geldi.Sonun da insanlarla sorun yasamaya basladigim icin herkeze saglam duvarlar ormeye basladim. Nasıl guvenebilirdim ki insanlara ? Daha yeni doğmuş minicik bir bebekken hayatta yanlız bırakılmıştım. Ne yapmış olabilirdim ki o kucucuk kalbimle , ellerimle ve minicik ayaklarımla? Savunmasız , korunmaya ihtiyacı olan ve en önemlisi sevgiye ihtiyacı olan minik bir bedendim. Sahi sevgi neydi? Ben onu da tadamamıştım. Bi annenin ve babanın çocuğuna sarılması nası bir seydi ki ? Cevremdeki insanlardan gördüğüm kadarıyla güzel bi sey olmalıydı. Çünkü bi cocuga anne ve babası sarıldığında cocuk hep gulumserdi. Kısacası ailem beni neden yalnızlığa terk etmişti bilmiyorum. Ama sunu cok iyi biliyorum ki bunu hiç bi zaman öğrenemeyecektim. Hayatım boyunca o bölüm hep karanlikta kalacaktı.

Ben her zaman soguk bi insan olmusumdur. Beni dış görünüsümden yargılayan herkez çok havalı ve soğuk olduğumu soylerler. Acikcası bu pek de umrumda degildir. Çünkü insanlarla iletisimi olmayan biri olarak niye insanların dediğini umursayayım ki ? Beni oyle tanimalari ve benden uzak durmaları hep isime gelmistir. İnsanlar bencildir. Bende oyleyim. Kendi çıkarlarımız uğruna başkalarına kolayca zarar verebiliriz. Bu yuzden dış dünyayla iletisimi koparmak en iyisi.

Hayatımda hiç yakın arkadaşım olmadı. Aslında doğru duzgun arkadasimda olmadı. Bir iki kişi gerçekten arkadaşım olmak istedi. Ama onlara karşı kendi içimdeki ıssız evimde bütün kapı ve pencerelerimi kapattım. Erkek arkadaşım da olmadı. İstesem pekala da olabilirdi ama hiç bi zaman böyle bir şeye gerek duymadım. Hatta okulda ki yetimhanede ki kızların sevgilileri yüzünden ağladığını duyduğum da içimden hep gulmüşümdür. Bana göre hayatta ağlamak ičin daha önemli sebepler var.

Benim hiç kimseye ihtiyacım yoktu. Yalnız doğmuştum. Yalnız yaşayıp yalnız ölebilirdim de. Nekadar böyle desem de bazenleri icimden cılız da olsa sesler gelirdi." kendini böyle şartlandırdığın için böyle söylüyosun aslında sen de birini istiyosun" diye. Ama ben ne yapıp ne edip o yanımı hep susturdum  ıssız evimin kapılarına da kalbime de iki kat daha zincir vurdum.

***

Adım Deniz. Adımı bana yetimhanede ki Makbule Teyze vermiş. Onun hiç çocuğu olmamış olsaymış ona verecekmiş bu ismi. Makbule Teyzenin anlattığına göre beni bi adam bırakmış ve bıraktığında nüfus cüzdanım bile yokmuş. Aslında adamla ilgili daha cok bilgi alabilirdim ama bunu hic bi zaman yapmadim. Sonucta beni bırakmışlardı ve istememişlerdi. Niye araştıracaktım ki ?

Ben suan da 17 yasindayim. Ama ruh halim 60 gibi. Kitap okumaya bayılırim. Kitaplar benim dunyam gibidir. Hatta bu yuzden de yazları bi kitapçı da calişıyorum. Kitaplar benim dünyamdır.

Yetimhane müdürümüz Şebnem Hanım gerçekten iyi bir kadındır. Ayrıca çok komik bir kadındır.Benim gibi birini bile güldürmeyi basarmıştır. Ona anne dediğimiz de olur. Sebnem hanım evlenmemis. Ama o bunu hicsorun yapmaz aksine hayatindan cok memnun gorunur her zaman. Hayatini hep bize gore ayarlayip resmen bize odaklanmıştır. Gercek bir anne gibi.

Yetimhanedeki kızlarda fena değildir aslında ama benim soğukkanlılığım yuzunden bana pek yaklasmazlar. Ama aralarinda bi tanesi var ki benim icin bi cok sey yapmistir. Butun kaprislerimi kaldırmıştır Güneş. Onun benle ilgilenmesini istemem bunu da ona belli ederim ama o beni hiç umursamaz. İçimdeki ses kırşu zincirlerini de arkadas ol su kizla dese de ben inadına tertsini yaparım. Belki bir gun ona karsi gercekten kırarım zincirlerimi.

BİR UMUTHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin