2 Hafta Sonra
Suho ayaklarını sürükleyerek çalan kapıyı açtı. Karşısında mavi ve beyaz giyinmiş postacı ile karşılaştığında ne olduğunu anlamıştı. Postacının verdiği zarfı alıp gerekli yerleri imzaladı. Kapıyı yavaş bir şeklide kapatıp salona geçti. Yeşil koltuğa oturup elindeki zarfı açtı. Bu arada Baekhyun elindeki bez ile kapının kenarında duruyordu.
"Noldu? Elindeki ne? Postacı mı gelmiş?"
Suho'nun yanına oturup elindeki kağıdı aldı ve inceledi.
"Babam... Sanırım abim kabul etti... Evlatlıkdan reddettiğine dair belgeler..."
Suho buruk bir gülümseme ile baktı Baekhyun'a. Baekhyun gülümseyip Suho'ya sarıldı.
"Boşuna kendini üzme Suho... Artık bitti... Üzülme artık lütfen..."
Suho Baekhyun'a sıkı sıkı sarıldı. Baekhyun'un titreyen telefonunu çıkartıp şirketten gelen mesaja baktı.
"Suho çıkmam lazım... Şirket... Batma durumunda acil birleşim istiyorlar..."
Suho gülümseyerek başını salladı.
"Yemek yaptım ben... Yersin...Geç gelebilirim... Filmler orda seç birini izle... İstersen git odamı karıştır... Açıkçası bem başkalarının odasını karıştırmayı severim... Hayır tabiki geçen senin valizini karış-"
"Demek o yüzden dağnıktı!"
"Ben kaçtım! "
Vestiyerden montunu alıp ayakkabıları ile hızla dışarı çıkarken Suho hala arkasından bağrıyordu.Baekhyun
Baekhyun hızlı adımlarla şirkete girdi. Bir kaç adamı etrafını çevrelerken Baekhyun toplantı odasına geçti. Bir şirket ile birleşeceklerini dair bir mesaj almıştı. Toplantı odasındaki yerine geçerken etrafındaki insanlar kahkalarını tutuyordu. Sekreteri Baekhyun'un kulağına yaklaşıp mırıldandı.
"Efendim kıyafetleriniz..."
Baekhyun kendini inceleyip gülmeye başladı. Gecelikleri ile gelmişti şirkete ayağındaki deri ayakkabıları ile...
"Tutmayın kendinizi sizde gülün... Biliyorum komik bir durum... Acele ettim gelirken önemli birşey şirket için sonuçta..."
Herkes gülerken içeri giren, birşecekleri şirketin CEO'su yüzünden Baekhyun'un gülümsemesi yüzünden silindi...
Herkes susup gelen kişinin tanıtılmasını bekledi.
"Park şirketinin CEO'su Park Chanyeol..."Suho
Suho yavaş bir şeklide Baekhyun'un koridorunu geziyordu. Girmek istediği bir oda vardı ve emin değildi. Girip girmemek konusunda...
İçindeki kötü hissi yok edip elini altın rengi kapı koluna atıp indirdi. Her zaman kilitli olan kapı şimdi açıktı. Sanırım Baekhyun temizlerken kilitlemeyi unutmuştu. İçerdeki havasız ortam Suho'nun ciğerlerini yormuştu. Yan taraftaki anahtara basıp ışıkları yaktı. Yaktığı an her taraf rengarenk olmuştu. Uzun ipler şeklindeki lambalara resimler asılmıştı. Ve o ışıkların arasında notlar asılı bir mantar pano...
Resimlerden birini eline alıp inceledi... En son görmek isteyeceği kişi ordaydı.
"C-Chanyeol..."
Bu resmiler Baekhyun'un ve Chanyeol'ün çok samimi olduğu resimlerdi. Suho derin bir nefes alıp diğer resimlere de baktı. Hepsi onların mutlu anlarıydı. Ne olduğunu bilmiyordu. Sonra yırtılmış bir kaç resim gördü. Tek tek yapıştırılmıştı bu resimler... Sonra gözü mantar panodaki notlara kaydı. Önündeki tahta masaya oturup ellerğni çenesinden birleştirdi. Ve en eski tarihten okumaya başladı.23.08.2014
"Sonunda onunla çıkamaya başladı. Sanırım bugün en mutlu günüm. Bu oda bu pano onunla aşkımı yaşatacağım yer..."
23.09.2014
"İlk ay... Bana çok istediğim çift yüzüklerinden aldı... Ona gerçekten aşığım..."
23.10.2014
"Beni gerçekten seviyorum... Bende onu... Bugün beni birindem kıskandı... O kadar büyük birşey değil ama yazmak istedim..."
30.10.2014
"Bugün beni çocukluk arkadaşı ile tanıştırdı... Çok sevimli bir çocuk... Kocaman bir gamzesi var... Gidene kadar gülümsemesini söyledim ve gamzelerine dokundum... ^^
Ama Chanyeol onda farklı birşey vardı... "Ve geride bir sürü yazı... Baekhyun o gerçekten çok sevmişti... Chanyeol'ü...
Elini çok yeni yazılmış bir kağıda gitti. Baekhyun ile konuştukları tarihti bu...
Baekhyun ile tanıştığı gün...
Yutkunup yazıyı okumaya başladı."Buldum... Beni Chanyeol ile tekrar yakınlaştıracak adamı buldum... Suho... Bu kadar piç olmak istemezdim... Ama o Chanyeol ile Lay'i konuşturarak fark etmeden bir piçlik yaptı zaten... Suho... benim küçük, masum, oyuncak bebeğim... Kıyafetlerini diktim... Oyun başlasın! ^^"
Suho istemsiz akan göz yaşlarını silip oturduğu sandalyeden kalktı. Yaşları görüşünü bulanıklaştırıyordu. Eli ile göz yaşlarını silip kapıdaki bedene baktı.
"Suho... Lütfen... Gitme... Biliyorum çok yanlış düşündüm... Fazla yanlış düşündüm ama seni kullanmaktan vazgeçtim Suho yalvarırım bırakma beni... Lütfen... Yıllar sonra bana yakın olabilecek birini buldum... Yardım et bana... Çok yanlızım Suho..."
Baekhyun yere çöküp ağlarken Suho Baekhyun'un yanına oturup kafasını Baekhyun'un omzuna yasladı.
"Chanyeol'ü çok sevmişsin Baekhyun... Hala seviyorsun...Seni aldatmalarına hep göz yummuşsun... Bütün yaşamını onun için değiltirmişsin... Ama o sesnin canını yakmış... Chanyeol tanıdığım Chanyeol değil... Benim tanıdığım Chanyeol güler yüzlü, içinde kötülük barındırmayan biri... Ama artık bende olacağım Baekhyun'un... İyi olmak çözüm değil... Kötü olacağım... Can yakacağım... Bana yardım et! LÜTFEN!"
Suho ağlarken Baekhyun Suho'yu reddetti.
"Sen kötü olmazsın Suho... Unut bunu... Ben... Ben daha güzel bir fikir biliyorum..."Y/n:
Kısa mı oldu...
Evet dedemlerdeyim ancak bu kadar oldu...
Nasıldı?
İçime sinmedi sanki...
Neyse reklam yapmalı mıyım?
Evet!
Vitrin mankeni diye yeni bir fanfice başladım...
Gitmeden ona da göz atarsanız mutlu olurum...
Sizi seviyorum~♥