tebessüm

115 12 5
                                    

Ve sonra bir umut fısıldar kulağına kulağına, küçücüktür. Ama öyle derinine işler ki bedeninin, kalbin içine sığmayacak kadar büyümüş gibi hissedersin, nefesin kesilir, gözlerin pusulanır.

Günlerdir, haftalardır beklediğin, inandığın şeyi duymak şaşırtır. Çünkü aslında ne kadar istesende hazır değilsindir, inanmaya.

En başından beri bilirsin, ama önüne sunulduğunda bir tokat gibi ağır gelir sana.

Ama bir yandan da pes etmişlik vardır kıyılarında. Sen deniz kadar büyük olup onu içine almışken. Pes eder kıyıların. Yorulur kumlarla uğraşmaktan. Çünkü kumlar sürekli savrulur. Uzaklara gitmek ister. Sen izin vermek istemesende uçup gidenler vardır. İşte sen onu kum yerine koymuşsundur, kendini deniz. Denizi tutanda altında bulunan irili ufaklı kumlar değil midir?

Gitmesinden korkarsın, ama o çoktan gitmiştir. Bitmesinden korkarsın, o çoktan bitmiştir.

Kızgınsındır, karşıma geçse öldürürüm onu dersin. Gün gelir, karşına geçer, tutulursun. Öylece arkasından bakmaktan başka birşey yapamazsın. Çünkü beyaz havluyu atmışsındır çoktan. Dünyanın neresinde olursa olsun savaşırım diyen sen, beyaz havluya belkide ilk kez dokunmuşsundur.

Onu ararsın. Gittiğin her yerde, yaşadığın her olayda. Başın sıkıştığında aramak istersin, ulaşmak istersin. Ama yanında bile duracak kimse olmaz. Sıkıştığın yerde kısılır kalırsın. Ağlamaya sığınmak istemezsin. İçine atarsın. Kalbine vurur. Hızlı hızlı çarpar. Acıtır içini şiddeti.

Ama gece olup başını yastığa koyduğunda, ortalıktan el ayak çekildiğinde süzülür gözyaşların. Hıçkırarak ağlamak istersin. İçinde gördüğün karanlıktan korkup çığlık atmak istersin, yapamazsın. Bütün bunlar sadece kendine güçlü olduğunu kanıtlamak içindir. Ama geceleri rezil olursun, kendine. Gündüzleri içinde biriktirdiklerini geceleri dökersin.

Sessiz sessiz, içine içine ağlarken, kalp atışarını dinlersin, yine hızlılardır. Kalbinin bu hızlı atışı, küçük bir kuşun son çırpınışları gibi gelir. Sonunun yaklaştığını anımsayıp, gözyaşlarının ardından gülümsersin.

Ama ertesi sabah uyandığında yine son gecen olmadığını düşünüp asarsın yüzünü. Ama artık gündüzdür. Ağlayamazsın.

Kalkıp yüzüne sert bir su vurursun. Ve karşındaki yüz, hergün dünden daha kötüdür. Saçların her zamankinden daha solgun.

Gülümseyip geçersin. Her ne kadar artık o tebessüm seni güzel yapmaya yetmesede, gülümsersin.

Bir Genç Kızın Mutsuz GünlüğüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin